TATİL BAYRAMINA GİRERKEN

Ali Dutal

Aynı içerikli yazıyı hemen hemen her bayram öncesi yazmak durumunda kalıyorum. Doğrusunu söylemem gerekirse bu içeriği paylaşmaktan hazzetmiyor, bayram sevincini yansıtan bir yazı yazmak istiyorum ama olmuyor.

Ramazanın ortasında bayram tatilinde sahil bölgelerindeki tüm otel ve pansiyonların dolduğu haberini duyunca sinirlerim bozuluyor. Geçen yıl Antalya’da sahile yakın yerlerde araba koyacak yer bulunamadığı gibi çadır kuracak yer bulmak bile zormuş(?)

Ne var bunda iyi ya oteller dolmuş turizm canlanıyor, insanlar para kazanıyor, diyebilirsiniz. Elbette ki, baktığımız yere göre bu durum değişkenlik gösterebilse de Müslüman bir toplum için kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi oldukça iç acıtıcı bir durumdur!

Maalesef, Ramazan ve Kurban Bayramı “Tatil Bayramına” dönüştürülmüştür. Dünyada öncül toplumlardan biri olan Türk toplumunun değerlerinden olan Ramazan ve Kurban Bayramının “Tatil Bayramı”na dönüştürülmesi sıradan bir tatil olayı olmayıp değerlerinden uzaklaştırılması sürecinin bir sonucudur.

Değerleri olmayan toplumlar öncül, dünyaya yön veren toplumlar içerisinde yer alamazlar. Emperyalist güçlerin toplumların sahip oldukları değerleri yok etmeye çalışmaları da bundandır.

Bayramların milli ve manevi yönden önemini anlatmaya hiç gerek yok. Çünkü, birlik beraberliğimiz ve toplumsal barışın en önemli araçları bayramlardır. Teknolojik gelişmeler sonucu yalnızlaşan insanların bir birini anlamalarına vesiledir, bayramlar!

Aslında, toplumsal bütünlüğümüz için bayramlara dünden daha fazla bugün ihtiyacımız olmasına rağmen insanımızın küçümsenemeyecek bir kısmı bayramlarını akrabalarıyla, yakınlarıyla, komşularıyla geçirecekleri yerde tatil beldelerinde geçiriyorlar.

Çocuklarımız köyünü, kentini; akrabasını, yakınını, komşusunu tanımıyor değerlerinden kopuk yaşıyor. İşte böyle olunca bayramı “TATİL BAYRAMI” olarak görüyor.

Çok insan bayramı tatil beldelerine koşarak, geçirecekler, eğlenecekler. İnsanların eğlenmesine diyecek bir sözümüz olamaz; keşke herkesin her günü bayram sevinciyle dolu olsa hüzün yakınlarına uğramasa!

Ancak, tatil beldelerinin durumu normal zamanlarda bile bir Müslümanın bulunabileceği ortamlar değil; bir de mübarek bayram günlerini bir düşünün! Allah (cc) korusun, bir Müslüman o ortama nasıl girer; o ortamın nasıl parçası olabilir! Bir Müslümanın zaruret olmadan o ortamda bulunması düşünülemez! Bu yazıyı yazarken bile içim daralıyor. Nasıl olur da bir kişi o çıplak ortamda bulunabilir. İslam dininde mahremiyetin ne olduğunu bilmiyorsak öğrenelim. İnanın isyanlardayım!

Böyle Müslümanlık olmaz boşu boşuna sorulunca Müslümanım diyerek kendinizi kandırmayınız. Bana kızabilirsiniz; ancak, güvendiğiniz bir hocaya “bir Müslümanın zaruret olmadan çıplakların bulunduğu ortama hem de bile isteye paralar harcayarak  girmesini, kendisinin de çıplanıp o ortamda bulunmasının dönüşümünün ne olacağını” sorabilirsiniz.

-Sonucunun düşüncesi bile insanın tüylerini diken diken etmektedir!

Cehalet mi desem zıvanadan çıkmışlık mı desem bilemiyorum. Bizim bir arkadaşın tanıdığı tatil için sahil beldelerine gittiğini anlatırken “Şükürler oldun bu senede tatilimizi yaptık” diyormuş. Düşünün hangi ortama girdiğinin farkında olmadan bir de Allah(cc)’a şükrediyor. Bunun açıklamasını yapamıyorum yapabilen varsa helal olsun(?) 

Kusura bakmayız biraz dertlendim; sürç-i lisan ettiysem affola demeyeceğim; çünkü, önceki yazılarımda affola dedim. Bu sefer demeyeceğim. Sürç-i lisan etmedim bile isteye şuurlu bir şekilde hissettiklerimi yazıyorum. Bu işin tolere edilir bir tarafı kalmadı.

Şunu da belirteyim benim isyanım kendisini Müslüman olarak tanımlayanlaradır. Müslüman olmayanlara hiçbir sözüm yok, olamaz! Onlara günah ve sevap diye bir şey yok; günah ve sevap Müslümanadır.  Her neyse anlayan anladı!

Dostlar! Bayramlar önemli, çok önemli! Bayramları yakınlarımızla, mümkünse memleketimizde geçirelim. Dost akrabalarla birlikte olalım. Çocuklarımıza akrabalarımızı, büyüklerimizi tanıtalım.

Gelin, “Bayram sevincini, bayram hüznüne dönüştürmeyelim”! Bayram güzelliktir, güzeli çirkinleştirmeyelim! Her şey gelir geçer. Gelip geçen günlerin hatıraları hep güzel olsun. Hatırladıkça, içimiz de burukta olsa bir sevinç olsun.

“Bugün bayram/Erken kalkın çocuklar/Giyelim en güzel giysileri/Elimizde taze kır çiçekleri/Üzmeyelim bugün annemizi”

Bu bayramda anamın olmadığı bir bayram olacak. Çocukluğumun büyükleri gibi anamda dönüşü olmayan yolculuğa çıkalı dört yıl oldu. Herkes bu dönüşü olmayan yolculuğa çıkacak. Büyüklerimizin kıymetini bilelim. Gittikten sonra ah vah etmenin faydası olmuyor!
Herkesin mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder; tüm bayramlarınızın “Bayram Sevinciyle” geçmesini Yüceler yücesi Rabb’imden temenni ederim.


 

             

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.