Turgut Özal Öldürüldü Mü?..

Mustafa Balkan

İhanet ve entrikaların bitmediği ve alabildiğine arttırıldığı Diriliş Ertuğrul dizisinden sonra ekrana gelen Pelin Çift’le Gündem Ötesi’nde, önemli bir konu konuşuldu.

1993 yılındaki faili meçhul suikastlar, Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın daha henüz yeni baskıya verilen “Turgut Özal Öldürüldü Mü?” başlıklı kitabıyla birlikte gündeme getirildi.

Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT)’nda müsteşarlık yaptığı için rahmetli Turgut Özal’ın Anadolu’daki her ilin sorunlarını ve çözüm yollarını yakinen bildiğini fakat, politikacıların bir kısmı onun önerilerini kabul etmediklerini kaydeden Bakan Halil Şıvgın, “Turgut Bey, bunun üzerine bir Cuma vakti dua ediyor; “Ya Rabbi beni bunları çözecek bir imkâna kavuştur” diye. Ve iktidara gelirken Turgut Bey çok hazır geldi. Bizim parti programımız ile Hükümet Programımız aynıydı. Güçlü bir şekilde icraat yapmaya başladık. Türkiye’nin ne sorunu varsa ekonomik olarak çözmeye başladı. Turgut Bey’in Dünya Bankası tecrübesi de vardı.” dedi.

 

MEMLEKET MESELESİ

Demirel’in koalisyon hükümetinde Turgut Özal’a; Başbakanlık Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Müsteşarlığı’yla birlikte iki görev birden verildiğini ifade eden Şıvgın Bey, “O dönemde Türkiye’de piyasada yağ yok, şeker yok, benzin yok. Hiçbir şey yok! Kaloriferler de yanmayınca bürokratlar paltolarla oturuyorlar. Böyle ortamda ekibiyle birlikte 24 Ocak kararlarını hazırlayıp ilan ediyorlar. Bulunmayan malları piyasaya çıkarmak için birden zam yapıyorlar. Bu kararlardan sonra rahatlama başlıyor. Ama bu rahatlamanın sonuna doğru 12 Eylül ihtilali oluyor” hatırlatmasında bulunarak Kenan Evren’in, bu kararları uygulamaktan yana olduğunu kendisine söylüyor. O zaman başbakan kim olacak? Turhan Feyzioğlu diyorlar. Siyasetçiler bizim 24 Ocak kararlarını uygulatmazlar diyor. Evren’e yaptığı başbakan önerisi ise Bülent Paşa oluyor. Evren karar değiştiriyor ve Özal’dan birkaç defa bunu dinledim. Bülent Ulusu’yu başbakan yapıyorlar. Özal’ı başbakan yardımcısı, Kaya Erdem’i de maliye bakanı yapıyorlar. Ve takım işe başlıyor. Süleyman Bey bu duruma rıza göstermiyor. Özal, bunu ben memleket meselesi olarak görüyorum diyor. Turgut Bey aleyhine kıskançlıklar baş gösteriyor ve bu arada banker faciası falan oluşuyor. Kaya beyle ayrılıyorlar. Özal Bey Amerika’ya gidiyor. Checkup olup dönüyor ve kendi partisini kurmak için çalıştığı sırada ben kendisiyle tanışıyorum” diye konuştu.

 

DOSYALAR TEKRAR AÇILMALI

Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Eşref Bitlis Paşa ve Turgut Özal’la ilgili suikast dosyalarının, FETÖ parmağı çıkması üzerine tekrar açılması gerektiğini söyleyen Halil Bey, Turgut Özal’ın ölümünü başından beri şüpheli bulanlardan olduğunu da belirterek “Adnan Kahveci arabasını hiç hızlı sürmezdi. Arabasındaki çantası da ortalarda yok. Hiç bulunamadı” dedi.

Halil Bey, Özal’ın ölümüyle ilgili olarak üç etkenden söz etti.

İlk etkeni, “PKK hareketine son vermek üzereydi. Barışı sağlayıp o iş bitecekti” şeklinde açıkladı.

İkincisini ise; “Türkiye’yi bulunduğu yerden yukarıya sıçratması… Ülkenin ticari bakımdan, ekonomik bakımdan, sosyal bakımdan yapısını değiştirmesi, uluslararası hale getirmesi, bizim dünya ile rekabet edebilecek potansiyeli yakalamamız ve Türkiye’nin gelişiyor olması…” şeklinde dile getirdi.

 

ÖZAL “TÜRK BİRLİĞİ” KURACAKTI

Üçüncüsü ve en önemlisini de şu sözlerle ifade etti: “Özal’ın son seyahatinde ortaya çıkan bir gerçekti. Büyük bir TÜRK BİRLİĞİ kurmanın bütün hazırlığını yapmıştı.

Bize PKK’yla barış sağlamayı önerdiler. Türkiye’nin gelişmesinin önüne set koydular. Türk Birliği’ni de kurdurmadılar. Kurdurmamak için Özal’ı bizim aramızdan hepimizin gözünün içine baka baka aldılar.

Özal kriz geçiriyor. Hastaneye kaldıracaklar. Ama hastaneye kaldırmadan önce orada müdahale edecek doktor yok. İzinli olan ne özel doktoruna ne de Hilmi beye arıyorlar ama ulaşamıyorlar. Kendisine ilk müdahaleyi yapan Deniz Yaveri. Çok ilginç değil mi?

Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde doktor yok.

Ve oradan alıp hastaneye götürecekler.. Ben iki tane ambulans vermiştim. O ambulanslardan hiçbirisi yok ortada. Ambulans demeye bin şahit kıytırık bir araba bindirip en yakın hastane yerine Gülhane Hastanesi’ne yöneliyorlar. Gülhane Köşk’e çok uzak bir hastane. Kalp krizi geçiren bir insanın 3-4 dakika içerisinde en yakın hastaneye ulaştırılması lâzım. Çünkü dakikalar çok önemli. Özal kalp krizi geçirdi ameliyathaneyi hazırlayın demeden apar topar Hacettepe’ye getiriyorlar. Ama hastanenin ana kapısından girmiyorlar etrafında dolaşıyorlar ve orada 3-4 dakika vakit kaybediyorlar. Acile geliyorlar. Acilde doktorların haberi olmadığı için hazırlıkları yok. Sonra almışlar bir yere Özal’a, doktorlar canlandırabilmek için kalp masajı yapıyorlar. Burada pek çok ihmal de var.

Ama Özal’ın ölümünde ihmal mi var, kasıt mı var bunların araştırılması için ben sırf özel bir “Sağlık Dergisi” diye bir çıkardım. Ben Özal’ın ölümünden ihmal veya kasıt olabileceğini ve ölümünün şüpheli olduğunu ilk gün düşündüm ve bunu da dergiyle kamuoyuna duyurdum.

 

AYTUNÇ ALTINDAL DA MI SUİKAST KURBANI?

Özal’ın ölümüyle ilgili yazar Aytunç Altındal’ın da çok şeyler bildiğini öğrendim ve kendisinden kurulan komisyona bunları belge olarak girmesi açısından anlatmasını istemiştim. Daha sonra ona da anlatmaması yönünde baskı yapıldığını öğrendim. Büyük bir ihtimalle de bu baskılar sonucunda onu da zehirlediler ve o da gitti. Kendisi, “Beni zehirlediler, hastalığım kansere dönüştü” demişti.

Onun ölümünü de Fetullah ekibini sorumlu buluyor arkadaşlar. Onun için dosyaların yeniden açılmasında fayda var. Bu hadiseleri oluşu tesadüfi değil. Dışarıda bir plan var. Bu plan halen devam ediyor.”

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Anlamı derin bir söz:

“Kalem kılıçtan keskindir.”

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.