UĞUR BAŞKAN’A TAKVİYE GEREK (!)…

Uğur Özteke

Siyasetten sıkılan okurlarımız için bugünlük seçim sonrası Konya seçim analizine bir günlük ara vermek istiyorum. Tabii eğer izin verirseniz. Ve inşallah gündem yarın olağanüstü değişmez ve bizde Allah’ın izne ile yazmaya devam etme şansı bulursak yarın Konya’da gerçekçi bir CHP analizi yapmak istiyorum.

…………..

Büyükşehir Belediye Başkanımız, kısa sürede Selçuklu’nun efsane başkanı olmayı sonuna kadar hak eden ve Tahir Başkan’ın vekil olmak için görevden ayrılması ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay bu makama atanır atanmaz bu alanda da Konya Büyükşehir’i tepe taklak etti.

Uğur Başkana yalakalık olsun, şirin gözükeyim diye bunları yazmıyorum. Allah nasip eder aradan bir 15 yıl geçer ve 15 yılın ardından bu sefer Tahir Başkan ile bizi bir kefeye atmak gibi hataya düşenler bu kez de Uğur Başkan ile bizi aynı kefeye koyma hatasına düşmeden buradan yeni bir sayfa açarak konuya girelim.

Uğur Başkan ile Selçuklu Belediye Başkanı olmadan bir oda başkanı ve yerel bir gazeteci olarak tanışırdık. Uğur Başkan Selçuklu Belediye Başkan’ı olunca kendisinde çok daha farklı bir ışık gördük. Elbette önce Selçuklu içindi ama sonuçta Konya ve ülke için bu şehirde Uğur Başkan ile çok vizyonlu işler yapılacağına inanınca başkanla her zaman her yerde bir başkan ve bir yerel gazeteci kimliğimizi koruyarak çok daha samimi olduk. Bu samimiyetimiz hep abi kardeş, doğru dürüst olmak ve birbirimizi kandırmamak çerçevesinde idi. Ortak hayalimiz Selçuklu’nun Türkiye’de ses getirmesi ve konuşulması idi.

Çok şükür Başkan Selçuklu’daki makamını terk ettiği güne kadar biz ilk günkü samimiyetimiz ve kardeşlik sınırları içerisinde birbirimize hiç yamuk yapmadık.

Başkanın Büyükşehir Başkanı olduğunu öğrendiğim dakikada hep sevindim, hem üzüldüm. Dahası üzüldüm demeyelim de korktum.

Çünkü Büyükşehir Belediye Başkanlığı Selçuklu ile asla ama asla örtüşmeyecek kadar büyük idi. Bu büyüklüğü yüz ölçümü ya da nüfusu ile kıyaslayarak söylemiyorum. Bu başkanlık makamında geriye dönüp şöyle bir baktığınız zaman görev alan başkanlar ne kadar dürüst, ne kadar güçlü, ne kadar çalışkan olursa olsunlar hepsi başkanlıktan sonra tarihin karanlık sayfalarına gömülmüşlerdi.

Görevi bırakan başkanı artık şehrin ne düğününde ne cenazesinde görebilirdiniz. Bırakın böyle törenleri Zafer Meydanında, otogarında, Meram’ın da bile göremezdiniz artık.

Çünkü onlar ne acıdır ki artık yaşayan birer siyasi mefta oluyorlardı.

Uğur Başkan’ın böyle olmasını asla arzu etmem. Bunun için korkuyordum.

Nitekim bunu benim gibi bir amele benim gibi yaşlı bir gazeteci görüyor biliyor da Sayın Başkan görmeyecek miydi?

………..

Elbette Başkan çok akıllı ve zeki üstüne üstelik de inşaat mühendisi değil mi? Hesap kitap, kazanma, duvarın ötesini görebilme gibi bütün meziyetler kendisinde ve onanmış durumda idi.

Simitçi, tatlıcı Tahir Başkan’dan ne istedi de göremedi ise; memur emekli işçi Tahir Başkan’dan ne duymak istedi de duyamadı ise; sanayici, iş adamı, bürokrat, akademisyen Tahir Başkan’dan beklentisi neydi de hayal kırıklığına uğramıştı, özetle Tahir Başkan’ın vatandaş gözünde Konyalı gözünde ne eksiği hatası(!) var ise hepsini 10 gün içinde çözdü.

Bir gün önce kim neyi eleştirdi ise üstüne gitti ve aksini yaptı.    

Sabah namazında falanca camii cemaati ile birlikte oldu. Namazdan çıktı çay sizden simit bizden dedi, oradan çıktı okullara gitti öğretmen ve öğrencilerle dertleşti sanayilere koştu, öğle namazını falanca yerde kıldı namaz sonrası çorbayı falanca resmi kurumda falanca bürokrat ile içti. İkindiye o camiye yetişti oradan çıktı üniversiteye gitti rektöründen üniversite öğrencilerine kadar bu kesimle birlikte oldu. Mesai bitmişti ama belediyeye döndü A takımı ile çalışmaların değerlendirmesini yaptı. Akşam namazını başka bir camide kıldıktan sonra öğrenci evlerine, yurtlara gitti. Yatsıya bir başka camide kılıp salonlara sahalara gidip sporcularla birlikte oldu…

Gibi… gibi… gibi…

Bunların yanı sıra lise öğrencilerine Çanakkale projesi, Türkiye’de bugüne kadar yapılmamış SOBE gibi projelerle milletin en can alıcı damarlarına direkt dokundu…

Haaaa bunu da basın yolu ile sosyal medya kanalı ile muhteşem bir şekilde kamuoyu ile paylaştı.   

Mesela seçim gecesi göstermelik de olsa tramvaya binip Konya’da bir ilki yaptı.

…………….

Buraya kadar tamam mı?

Veee iki gün önce Uğur Başkan bu kez Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yine Türkiye’de bir ilke imza attı. 

KONYA’DA TÜM ÇOCUKLAR YÜZME ÖĞRENECEK…

……….

Şimdi izninizle bu projenin biraz öncelerine gidelim.

Aylarca önceydi. Şubat ayında Şanlıurfa’da bir sel felaketi yaşandı. Bir askeri jeep sele kapıldı. Bazı askerler yüzerek o araçtan çıktılar ve kurtuldular. Ama Konyalı bir askerimiz sudan çıkamadı ve şehit oldu. Mekanı cennet olsun nur içinde yatsın. Anasına babasına atasına Cenab-ı Allah’ım bol bol ecir, sabır,  güç ve kuvvet versin.

……………

Dedik ya Uğur Başkan ile biz samimi birer dostuz. Her şey bir tarafa Uğur Başkan çok iyi bir baba, iyi bir eştir. O gün ağladı Başkan. Veeee ta Selçuklu Belediye Başkanı iken bu proje için düğmeye bastı.

…………….

Buraya kadar da anlaştık mı?

………..

Şimdi gelelim bugünkü yazının konusuna yani fasulyenin nimetlerine.

Başkan Konyalı çocuklar yüzme bilmedikleri için kanalda, derede, gölde boğulmasınlar, analar ağlamasın, ocaklar sönmesin, evlatlar babasız, eşler kocasız kalmasın diye bu kadar anlamlı bir proje için daha Bismillah dememişti ki buyrun gecenin bir yarısından dün sabaha kadar bize ulaşan vatandaş detaylarına;

Okulların bahçesine havuz kurmuşlar. Konya’da yüzme bilmeyen kalmayacakmış. Bu havuzların etrafı açık, yağan yağmur ile bu çocukların gireceği suyun üstüne yağmayan yağmur suyu rüzgarla gelen pislik kalmadı.

Çocuklar girmeden önce ya da çıkarken nerede duş alacaklar? Duş alma şansları yok ki.

Buraların temizliği nasıl sağlayacaklar?

Çocuklar sınıflarda soyunup giyineceklermiş. Peki nerede duş alacaklar?

Kızlarda okul bahçelerinde havuza gireceklermiş. Okul duvarlarına tüneyecek olan sıralanmış sapıkları ne yapacağız peki?

……………………..

 

Vatandaş saydırmaya devam ediyordu.

Sonra biri üç aşağı beş yukarı hijyene ve sağlığa dikkat çekerek şu bölümü bize gönderiyordu

“Suya girmeden önce duş alarak vücudu iyice temizlemek çok önemli, hijyen için periyodik olarak kimyasal ve fiziksel temizlik işlemlerinin ihmal edilmediği yüzme havuzlarının kullanılması gerekir. Havuzda normal klor seviyesi 0.8 mg. / lt. düzeyinde olmalı ve çok iyi çalışan bir filtreleme sistemi bulunmalı. Ayrıca Hepatit A ve B aşısı olmayan çocukların, havuzlara gönderilmemesinde fayda var.”

Bir baba ise şöyle yazıyordu;

“Havuz kenarlarında bir şey yemeyin ve sigara içmeyin.

 Ateşli hastalık ya da ishal geçirirken havuza girmeyin.

Havuzlarda bone kullanın.

Suya tükürmeyin.

Islak mayoyla oturmayın ve kurulanın.

Sık sık çamaşır değiştirin.

Temiz ve sağlıklı olmayan tuvaletleri kullanmayın.

Naylondan üretilmiş dar kıyafetleri tercih etmeyin.

Havuz bölgesine ayakkabıyla veya dışarıda giyilen terliklerle girmeyin.

Ayaklarınızı antiseptik suya batırarak dezenfekte edin.

Havuzda su yutmamaya özen gösterin.

Kulak enfeksiyonlarına karşı kulak tıkacı kullanın.

Suya dalarken burnunuzu tutun.

Cildinizde sıyrık ya da kesik varsa, yüzmenin ardından sabunla temizleyin.

Göz enfeksiyonlarını önlemek için sualtı gözlüğü takın.

Çocukların havuzlara tuvaletlerini yapmalarını engelleyin.”

…………

Uğur Bey bu durumlara bu havuzlarda nasıl riayet edilecek?

…………….

Bu okurumuz sonra da şunu yazıyordu “Uğur Bey siz yazınca elbette klorlayacağız diyecekler. Peki buna ne diyecekler?

KLOR nedeniyle suda kanser yapan bileşikler dahil olmak üzere, zararlı birtakım maddeler ortaya çıkabilir. Yüzme havuzlarında kullanılan klorun yan ürünlerinin teneffüs edilmesiyle, özellikle küçük çocuklarda ‘yüzme astımı’ gelişir.

…………..

Bir okurumuz dün öğle saatlerinde aynı konu ile ilgili genelde aynı çerçevede bazı hastalıklara dikkat çektikten sonra şunu bize gönderiyordu

.....

Başkanım işiniz gerçekten zor.

Biliyorum siz görünen yüzünüzün dışında aynı zamanda inatçı ve tuttuğunu koparan bir siyasetçisiniz.

Büyükşehir makamında siz sabrettikçe dişlerinizin sağlığı bozulmaya devam edecek. Allah güç kuvvet ve sağlık versin inşallah.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene…

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehre vizyon kazandıran ve kazandıracak projelerde ilk önce otopark sorununu düşündüğümüz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.