UMUMİ TUVALETLERDEN TRAFİĞE ŞEHİR İLE İNSANIMIZIN SON DURUMU

Uğur Özteke

Dün dostlarla sohbet ederken herkes havalar ısındı diye seviniyordu. O anda cep telefonumdan hava sıcaklığına baktım eksi 5’i gösteriyordu. İnsanoğlu olarak nasıl fani ve çaresiz olduğumuzu bir kez daha düşündüm.

Sizde şöyle kendinizi bir yoklasanıza. İki ay öncesine kadar biz Konyalılara, Konya’da yaşayan insanlara eksi 5 derece hava sıcak diye mutlu olacaksınız desek inanır mıydınız?

Allah’a şükürler olsun ki iki aydır kar ve soğuklar ile boğuşurken kendimizi de tanıma ve görme fırsatını bulduk.   

Bırakın gücü, teknolojiyi İşte bu kadar bitik ve çaresiz. 

Neyse kendimizi bildikten sonra şimdi sizlerden gelenlerle ve yaşanmışlıklarla şehrimize dönelim aynaya bakalım, kendi payımıza düşen dersi çıkartalım. Ya da çıkartmaya çalışalım ne olur?

PROF. DR HASAN HÜSEYİN BİRCAN VE DOÇ. DR BÜLENT

DİLMAÇ HOCALARIMI TEBRİK EDİYORUM

Sizler kadar olmasa da kendi çapımda biraz okumaya çalışırım. Aslında lise yıllarında inanılmaz okurdum. Ama şimdi de mutlaka ne yapıp yapıp iki satır okumaya notlar almaya gayret ederim. Ha okuduklarımı da not alırım.

Bu kötü bir alışkanlık(!) Şu anda kendime göre önemli gördüğüm ve altlarını çizdiğim üç kitaptan birisi de DEĞERLER BİLANÇOSU 3 idi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Muzaffer Şeker hoca bile Yrd. Doç. Dr. Yasin Bulduklu’la “Dijital çağda ahlaki değerler bağlamında hekim-hasta ilişkisine eleştirel bakış” diye bir bölüm yazmış.

Şu hasta doktor ilişkisine yıllardır çok kötü takılmışımdır. Ama bugün bunun sırası değil.

Bu vesile ile bu inanılmaz önemli ve derin çalışmayı yapan kitapların editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bircan ve Doç. Dr. Bülent Dilmaç hocalarımı tebrik ederim. Kendilerini tanımam bilmem ama kitabı okudukça sevdim   

BÜYÜKŞEHİR’İ ELEŞTİRİYORUZ DA İŞİN İÇİNDE BAŞKA ŞEYLER Mİ VAR?

Bize gelen her mail not mesaj bizim için çok önemlidir. Çünkü her görüşe saygı duymak durumundayız. Ama yeter ki işin içinde hainlik ya da büyük çıkarlar olmasın.

Dün bir okurumuz iki aynı not şeklinde BÜYÜKŞEHİR başlığı ile bizimle bir şeyler paylaşmış. Belki yöneticilerimiz atlamıştır diye şimdi bu konuyu köşemize alalım, nasıl olsa büyüklerimiz yetkili ve etkili isimler bizi takip ediyor dedik.

Buyurun not şöyle idi;

“Uğur abi kolay gelsin.

Bir üst geçidin bu kadar gündeme gelmesi bile ayıp değil mi sence?

Bu kadar küçük bir olay bile Büyükşehirdeki organizasyon eksikliğini ortaya çıkarmıyor mu?

Koca Büyükşehir Belediyesinde Teknik İşlerden Sorumlu bir Genel Sekreter Yardımcısı olması yeterli mi?

Boş kadro da varken niye teknik bir Genel Sekreter Yardımcısı daha görevlendirilmez ki?

Planlama ve imardan bir haber, anca ihale yapıp günlük birlik çözümler üreten Fen İşleri Daire Başkanının Genel Sekreter Yardımcısı yapılmasına ve iki görevi bir arada yürütmesine hadi bir bildikleri vardır diyelim de, üstüne planlama ve imardan sorumlu İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının bu Genel Sekreter Yardımcısına bağlanması hata.

Göreve geldiği günden bu yana Büyükşehir Belediyemize sayısız ödül kazandıran Nurullah Başkanın İmardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı yapılmamasının gerekçesi ne?

Büyükşehir Belediyesi İmar ve planlamanın önüne Fen İşlerini koymaya devam ederse, siz daha çok üst geçit haberi yaparsınız.

Selametle…”

……………

Elçilik görevimizi yaptık değil mi?

…………..

Üst geçit deyince buyurun Ali Bey ne yazmış; “Abi hastane önüne koyulan trafik lambası gelen geçen olmadığı halde hâlâ otomatik olarak yanıp sönüyor.

Buraya (şimdilik) butonlu trafik lambası koymak çok mu zor?

Bari ihtiyaç halinde yansın. Akşam trafikte çok sıkışıklık oluyor. Allah esirgesin gençler çok ani şerit değiştirip manevra yapıyorlar. Gereksiz yere kornalar çalınıyor.”

…………

Teşekkürler Ali Bey gerçekten çok basit ama doğru bir çözüm.

…………

Şehrin belli saatlerinde çekilmez trafiğine Selim Pekgubuz ise, “Abi sen öyle diyon da abi, adamda araba, büyük hanımında araba, küçük hanımında araba bu trafik çekmez tabi”

…………

Eeee bu da doğru. Ben öyle evler biliyorum ki artık bir dairede beş otomobil var.

NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ DEYİNCE

Bugünlerde bir abimizin uyarısı ile Nüfus Müdürlüğü demiş biz de yazmıştık. Üç dört kanaldan sosyal medya hesaplarımızdan da Nüfusla ilgili yaylım ateş altındayız. Bakın Yanar Bey, “Nüfus cüzdanımı değiştirmek için tam üç kez gittim o sapa yere...

Öfkelendim de...

Madem nüfus müdürlüklerini bir binaya topluyorsunuz niye Konya merkezi üç ilçeye böldünüz... Niye Karatay'ın nüfus müdürlüğü Selçuklu'da...

“Vatandaşa saygı yok bu iktidarda... Bakalım vatandaş bu kepazelikleri oya dönüştürme konusunu nasıl algılar?” derken Ergün Bey’de “Geçen cuma Nüfus Müdürlüğüne öğleye doğru gittim. 10 dakika bekledim, işimi hallettim,  öğleden sonra yine farklı bir işim için gittim onda da 15 dakikada hallettim. Mustafa'm gideceği günü bilecen…” diyordu.

…………

Ben sizlerden gelenlerin yalancıyım. Kendinizi günaha sokun ama ne olur beni günaha sokmayın. Çünkü benim günahım zaten bana yeter (!)

GEDAVET PARKININ TUVALETLERİ

Benim aksakallı bir Mustafa abim var. Bakın bana ne göndermiş

 

Mustafa abi fotoğrafları gönderdikten sonra da şöyle diyordu

“Gedavet Parkında belediyeye ait tuvaletler bir haftadır kapalı vatandaş rezil.”

…………

Sizlere iyi tatiller. Yarın inşallah görüşmek ümidi ile bugünlük hoşçakalın…

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Döner kavşaklarda akan trafikte şu dolmuşların indi bindisine bir yol çare bulduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.