UTANMAZLAR YIĞINI

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

 

Bunlara insan demeye dilim varmıyor. Gazeteci kimliğiyle yasayı arkalarına alarak caka satıyor, küfür ediyor; fikir üretme yerine sağa sola iftira atıyorlar.

Topluluk veya grup kelimesi daha çok insanlar için kullanılır. Yığın ise daha çok cansızlar, ruhsuzlar veya insanlıktan nasibini almamışlar için kullanılır. Sap yığını, saman yığını, solucan yığını, hatta B.K yığını gibi. Yığının neden oluşursa oluşsun muhtevası bozuktur, uniformitesi yoktur ve rastgele bir araya gelirler.

Ülkemde maalesef böyle yığınlar pek çok. Kaliteleri ve muhtevaları farklı ama hedefleri aynı, işine gelmeyenlerle uğraşmak, iftira, şantaj, sabotaj gibi kalitesiz eylemleri devreye sokmaktır. Aslında bunlar hakkında yazarken bir insan olarak üzülüyorum ama görevimiz insanı asli işine davet etmektir. Bu yığınları oluşturan insanlığın yüz karası varlıkların adını ve meşrebini de yazmayacağım. Konuyu bir olayla ele alırsam sizler zaten anlayacaksınız ve bu anekdotu daha evvel yazmıştım.

Eskiden köylerde büyük ailelerin odaları olur, buralarda misafir ağırlanır ve sohbetler edilirdi. Misafire ailenin gençleri hizmet eder, bu gençler aynı zamanda kadim gelenek ve göreneklere göre edep, utanma, hayâ, sevgi, muhabbet gibi insanı insan yapan değerleri tabii ortamında öğrenmiş olurdu.

Bundan 70-80 yıl kadar evvel bu odalardan birine 2 jandarma misafir olur. Ev sahibi ağa yemek kayıtlar, devlete saygısı gereği sofraya jandarmalarla beraber oturur, hizmeti de ağanın genç oğlu yapar.

Bu arada jandarmalardan birisi sofrada bir kabahat işler ama hiç oralı olmaz. Evin oğlunun jandarmanın işlediği kabahatten dolayı yüzü kıp kırmızı olur. Akıllı ve görgülü ağa işi bozuntuya vermez ve sorar;

Evladım, sizin oralarda başlık parası var mıdır?”

Evet, var. Babam anama başlık olarak 2 keçi vermiş emmi” der. Ağa akıllı ve görgülü adamdır.

“Evladım, ben bunun anasına 2 sürü keçiyi başlık verdim der”. Asalete verilen değer böyledir, işte.

Ortada ne idüğü belirsiz o kadar atık var ki, kimin hangi yığına dahil olduğu belli değil. Ha atık dedik de, bazıları faydalıdır ve bunlardan gaz elde ediliyor ve hiç değilse işe yarıyor. Bazı atıklar da vardır ki gaz dahi elde edilemez ve imhası bile bedele tabiidir.  

Bu kokmuş, işe yaramaz mikrobik atıklar başlıklar atıyor. Asparagas bir habere dayanarak, tescilli psikopat birini DAEŞ lideri gibi gösterip Sümeyye Hanım’a talip olduğunu haberle “YAKIŞIR” diye yorumlayabiliyor, 3 çocuk annesini “EŞİNDEN BOŞANMIŞ 3 ÇOCUK PROJESİNİN MİMARI BAKAN” olarak aşağılayabiliyor.

İşin kötüsü hiçbir çağdaş, ilerici, demokrat, laik, seküler (örneği çoğaltabiliriz) dernek ve sivil toplum kadını konu hakkında ses vermiyor. Sevgili hanımlar, analar, bacılar, kızlar; bu hakaretler hemcinslerinize yapılıyor, değil mi? Değilse siz nesiniz?

Anaysanız yüreğiniz yanar, bacıysanız içiniz sızlar, kız iseniz geleceğinizi karartır, bunlar. Kimler? 2 keçilik ananın çocukları, bacıları, kızları. Suç anada, bacıda, kızda değil, anlayışta ki asalette, fazilette, nezakette.

Evet, ise haydi yola koyulun, oyum oyum oyulun, biraz yayılın ve sonra ayılın ve de kendinize gelin. “Ey soysuzlar, ey boysuzlar, ey şuysuzlar, ey boysuzlar; siz kimsiniz ki, bir ana, bir kıza hakaret ediyor, onu aşağılıyor, dışlıyorsunuz”. “Bu hakkı nereden alıyorsunuz, sizin gibileri biz doğurmadık, doğurduksa biz yoğurmadık”biz analar asil insan doğurduk, doğru insan doğurduk”, “Osmanları, Fatihleri, Süleymanları, Mustafa Kemalleri” “medeniyet kuran, ruhları dirilten, sevgiyi yaşatan; ülkesini seven nesilleri doğurduk” “siz bize ait değilsiniz, benim neslim benim doğurduğum değil, benimle aynı duyguları paylaştığım nesillerdir” deyin. Yoksa siz de mi On’lardansınız?

 

   

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.