Yeni Anayasa, Yeni Kabine, Yeni AK Parti

Emrullah Nergiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke gündeminde tartışılmak üzere; bugün için taze ama 60 yıllık bir özlemin tezahürü olan anayasa söylemini ortaya attı.

MHP lideri Devlet Bahçeli de ardından bu konuya ‘yeni bir anayasanın vakti gelmiştir.’ açıklamasıyla yeşil ışık yaktı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin kökleşmesi için bir an önce çalışmaya başlanması gerektiğini belirtti Sayın Bahçeli.

Muhalefet de kısa süre içinde bu kervana katılacaktır. Uzun süredir konuşulan siyasi partiler kanununda değişiklik sanırım bu süreçte yapılacak. Seçim sistemiyle ilgili de yeniliklerin olacağı kulislerde en çok konuşulan konular arasında yer alıyor.

Muhalefetin sistemle ilgili bazı istekleri kabul edilecek mi, yoksa uzlaşmasız bir referandum mu karşımıza çıkacak süreç sonunda anlayacağız.

Yeni anayasa söylemi ile birlikte yürüyecek önemli meseleler var.

AK Parti il kongrelerini bir bir tamamlıyor. Ardından büyük kongre yapılacak. Cumhurbaşkanı bunun öncesinde bir kabine revizyonu yaparsa (Ki Ankara’daki dedikodulara göre uzun olmayan bir süre içinde yapabilir) bazı isimleri partinin üst katmanlarında değerlendirecektir. Bu da parti kulislerinde konuşulan fısıltılar arasında.

Peki, ‘Yeni AK Parti’ söylemi nereden çıkıyor? Anayasa çalışmaları hızlı ilerlerse kuşkusuz bunu çok daha iyi anlayacağız.

 

MESELE BOĞAZİÇİ REKTÖRÜ DEĞİL, SEN HALA ANLAMADIN MI?

Maalesef ortada elle tutulur hiç bir gerekçe yokken öğrenci bile olmayanlar üzerinden bir kıvılcım çakma derdine düştüler.

Tıpkı ‘Gezi Parkı’nda olduğu gibi Mesele Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörü değil. Ve olayı hala anlamayanlar var.

Osmanlı’nın son döneminde olduğu gibi Türkiye tarihinde öğrenci olaylarının önemli bir geçmişi var.

Kâbe-i muazzama resminin ayaklar altına alınmasıyla olay başka bir yöne doğru tırmandı. Temennim bu olayların kısa sürede durulması; lakin ABD’den Avrupa ülkelerine ve Rusya’ya kadar dünyanın her yerinde çeşitli nedenler üzerinden yürüyüş, provokasyon ve şiddet olayları körükleniyor. Bu asla tesadüf olamaz! Dış ülkelerde polis ciddi ve şiddetli müdahalelerde bulunuyor. Türkiye’deki gözaltılar bunların yanında en masumu.

Boğaziçi ile ilgili kışkırtma haber yapanlar sol tandanslı medya. Karşılarına bir cephe oluşturup olayları büyütme derdindeler. Hem medya hem vatandaşlar olarak bu gaza gelmemeliyiz. Gezi olaylarının ülkeye ne derece zarar verdiği asla unutulmamalı.

Dün Trump’a uygulanan sosyal medya ambargosu Türkiye’de bu düzeyde ilk defa Sayın Süleyman Soylu’ya uygulandı. LGBT’lilere ‘sapık’ demenin nefret söylemi olduğuna karar vermiş Twitter.

Geçtiğimiz günlerde özellikle seçimlere yakın bu uygulamaların çoğalacağını yazmıştık. Şimdiden başladı. Bundan sonra olacakları tahmin etmek zor değil.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.