YOLUMUZ YOL DA, YÖNETİMDE BİR ŞULE YOK

Süleyman Sayan

Konyaspor perşembe ve pazar olmak suretiyle yaptığı iki karşılaşmadan da puan alması güzel, taraftarın olduğu maçta oyun olarak da göze hoş gelen bir oyun olması ayrıca keyifli olan taraftı.

Seydişehir Nalçacılılar ekibi olarak, Konyaspor Vitória Guimarães karşılaşması için deplasmana gider edasıyla otobüsümüze bindik ve yola çıktık. Yolda bir takım aksilikler olmasına karşın maç başlama düdüğü çaldığında arama noktasına gelebilmiştik. Belki de birkaç dakikada olsa geç kalmak, dışarda olup biteni görme açısından faydalı olmuştu. Yüzlerce taraftarın kartları içerisinde kombine yüklendiği halde çalışmıyordu. Maça onuncu, yirminci kırkıncı dakika girenlerin yanı sıra, isyan edip dönen onca taraftarda vardı, maçın son düdüğüne kadar kapının önünde bekleyende… Kartların eskidiği açıklaması ise koca bir yalan, bu durum daha önce benim başıma da gelmişti kart değiştirmediğim halde daha sonra ki maçlarda böyle bir sıkıntı yaşamadım.

Konyaspor karşılaşmaya alışık olduğu 4-5-1’den bozma- 4-2-3-1 düzeniyle çıktı. Sakat olan Ferhat’ın yerine Ömer Ali o bölgede oynaması dışında sürpriz yok gibiydi. Sağlı sollu ataklarla bunalttığımız Portekiz ekibinin imdadına ilk yarıda direk ve şansızlığımız yetişse de özlediğimiz Konyaspor gibi oynuyorduk.

İlk yarı tam bir Avrupa takımı gibi oynamak hepimizi gururlandırdı, karşılaşma öncesi ve maç esnasında söylenen İzmir Marşı – Mehter marşı söylenmesi bu marşları tekeline alma düşüncesi olanları ve bu marşlar üzerinden bizlere saldıranları hayal kırıklığına uğratırken, Konyaspor üzerinde ki olumsuz düşüncelerde bir anda yok denecek kadar azaltıverdi.

İkinci yarınında büyük bölümünde kontrolü elinde tutan Konyaspor oyunu rölantiye aldı son bölümde yenilen gole rağmen disiplinden uzaklaşmadan kazanılan üç puana şehrin çok ihtiyacı vardı. Maçın son bölümünde yönetime verilen tepki son derece normaldi.

Konyaspor yönetimi nasıl kararlar veriyor kimler neler yapıyor da, bu açıklamalar bu kararlar çıkıyor inanın anlamak çok güç.

Türkiye Futbol federasyonun perşembe günü maç yapmış bir takıma gündüz bölümünde iki buçuk gün sonra maç vermesi ise ilginç.

Malatya maçı öncesi Konyaspor yönetiminin taraftara olan nefreti de, tıpkı yaptıkları yersiz açıklamalar gibi devam etti, taraftarın kendi imkanları ile deplasmana gitmesi, takımını yalnız bırakmaması ne kadar önemli ve takdire şayan ise de yönetimin otobüsü tahsis etmemesi, organizasyon yapmaması o kadar da eleştirilesi bir durum olsa gerek. Sanırım her zaman dendiği gibi bu kulübün tek sahibi taraftar. O taraftar ki yine sahipsiz, yine tek başına, takımını desteklemenin yanında, birileri bir patavatsızlık yapsa da düzeltsek şeklinde beklemeye devam ediyor.

Malatya maçında takımımız, UEFA Avrupa ligindeki on biri ile sahadaydı, yavaş yavaş sistem oturmaya başlayınca takımımızda daha iyi olacaktır. Kadro istikrarı açısından bu durum önemliydi.

Takımımız Malatyaspor karşısında sanki Avrupa’dan dönmemiş gibi emin ve etkili bir oyun ile sahadaydı. Malatya spor ise maça temkinli başlayan taraftı. Malatya hemen hemen hiç pozisyon bulamadan devreyi kapatırken, Konyaspor sahanın tek hakimiydi. Eze’nin golü ise tek kelime ile mükemmeldi.

İkinci devre ise Avrupa maçında olduğu gibi bir ikinci gol bulabilsek karşılaşmadan üç puanla dönmek içten bile değildi. Evouna nedense hiç şaşırtmadı. Malatyaspor’un verilmeyen golü ise sanki çizgiyi geçmedi, ama bu durumda Fofana’ya ve Skubiç’e yapılan pozisyonun penaltı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik Eze’ye yapılan harekette oyuncu atılmalıydı.

Sonuç olarak; Bu hafta aldığımız puan altın kadar önemliydi, Galatasaray karşılaşmasında artık daha öz güveni yüksek bir Konyaspor görmemiz kaçınılmaz. Yönetiminde bir an önce silkelenip kendine gelmesi gerekiyor, kongre şart görünüyor. Bizim yolumuz yol da, yönetimde bir şule yok. Ali Çamdalı’nın affedilmesi sanırım bu haftanın en güzel gelişmesiydi. Maç sonu otobüsümüzün taşlanması ise tüm Malatya’ya mal edilmese bile hayal kırıklığı diyebilirim.

Haftanın sözü de yönetime gelsin; bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.