Zafer Savaşcıları

Hasan Durucan

 

Türk sinemasının “Havada uçan, karada kaçan, anasının koynundan kız kaçıran, var mı ulan bize yan bakan?” tarzı repliği bu sene tam da Konyaspor’a addedilmiş gibi duruyor. Ligin ikinci yarısında yenilgi yüzü görmeyen temsilcimiz zorlu Ankara deplasmanından da alnının akıyla döndü. Böylelikle ligin en istikrarlı takımı olan Konyaspor Avrupa’da Borussia Dortmund ile birlikte yenilmezlik ünvanını sürdüren iki takımdan biri olarak yoluna hız kesmeden devam ediyor. 
Bu sene başarısının üzerine birden fazla başarı daha ekleyen temsilcimiz hiç şüphesiz lige damga vuran takım oldu. İç saha dış saha fark etmeksizin Avrupa yolunda mücadelesine adeta şehir ile kenetlenmiş şekilde emin adımlarla ilerliyor. 
Futbol kalitesinin yanına mücadeleci ve kompakt oyun tarzı sabırla birlikte galibiyeti getiren en büyük etken oluyor. Tabi inanmadan da olmuyor. Yeşil-beyaz renklere gönül veren taraftarlar başta olmak üzere Kocaman ve öğrencileri de bu ruhu yaşayınca başarı kaçınılmaz oluyor. 
Temsilcimiz milli maçlar için lige verilen on iki günlük aranın ardından Spor Toto Süper Lig’in 27.hafta açılış müsabakasında Gençlerbirliği ile Ankara 19 Mayıs Stadı’nda karşı karşıya geldi. Son haftalara baktığımızda alışılagelmişin dışında maça tutuk başladık. 
Aslında ligin ikinci yarısında özellikle de kırmızı siyahlıların teknik patronu İbrahim Üzülmez ile farklı bir sinerji yakalayan Gençlerbirliği deplasmanından maç öncesi sadece puanla da dönsek kafi diyebilirdik. Nitekim de sahada oynadığımız oyunla özellikle ilk yarı beraberliğe razı olan taraf görüntüsü verdik. İlk yirmi dakika tutuk olsak da açıldıkça maçı dengeledik. Topu ayağımızda fazla tutmaya çalışsak da kanatlar ileriye dönük oyun sergileyemeyince göbekten rakip kaleye gitmeyi zorladık. Öğlen sıcağında oynanan maçta sahadaki oyuncuların aklı ikinci yarıda gibiydi. Heyecansız ilk kırk beş dakikada maçın hakkı beraberlik gibi görünse de ikinci yarı avantaj sağlamak adına her iki takımın da hamle yapması oyunun kaderini değiştirecekti. 
İkinci yarıda beklediğimin aksine vasat başladı. Ali Çamdalı’nın formda olması takımı diri tutarken savunma hattımız hata yapabileceğinin sinyallerini verdi. Kalemize gelse de etkili olamayan ev sahibi takımı durdurma görevini savunma hattımızda da Ali Turan layıkıyla yerine getirdi. 
Her geçen dakika daha çok Gençlerbirliği’nin aleyhine olunca risk alan taraf görüntüsü çizmeye başladı. Bunu fırsata çevirmeye çalışan Kocaman ise önce Riad Bajic’in yerine Dimitar Rangelov’u, bu değişikliğin hemen beş dakika ardından ise Volkan Fındıklı’nın yerine Abdou Razack Traore’yi skoru değiştirmek adına oyuna sürdü. Son hamle olarak ise oyuna Meha’nın yerine yeni transfer Amir Hadziahmetovic’i aldı. Oyuncu değişiklik haklarının tamamını kullanan ve sahaya tüm kozunu döken Kocaman’ın öğrencileri maç bitiyor dediğimiz anda adeta gol orucunu bozan Rangelov ile eşitliği bozan golü maçın bitmesine bir dakika kala bozdu. 
Milli maçlar arasında ülkesinde gol atan ve Konya’ya da moralli gelen Dimitar aynı hafta da yeşil beyazlı taraftarı sevindirerek aldığımız üç puanın tek gollü mimari oldu. Maçın bu golden sonra oynanan son üç dakikasında her iki takımında çok ciddi birer gol girişimi olsa da skoru değiştirmeye çabası yeterli olmadı ve Volkan Bayarslan’ın son düdüğüyle kazanan, sevinen ve gülen taraf Konyaspor oldu. Böylelikle ligin kuvvetli şampiyonluk adaylarından ve Türkiye Kupası yarı final mücadelesinde rakibimiz olan Fenerbahçe maçı öncesi oldukça moral depoladık. Tabi lig tarihimizde elli puana ulaşmanın keyfi de cabası diyebiliriz. Avrupa kupaları yolunda araladığımız kapıyı her hafta biraz daha açıyoruz. Umarım araladığımız kapıdan davulla zurnayla yolcu olacağız. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.