"Tüyid Yatırımcı İlişkileri Zirvesi"

"Tüyid Yatırımcı İlişkileri Zirvesi"
SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu:- “Gelişmiş piyasalarda yaygınlık kazanan kitle fonlama platformlarının Türkiye’de de hayata geçmesi için çalışmaları hızlandırdık. Dünya uygulamaları da dikkate alınarak, kanunumuzda belirlenen çerçeve içerisinde bu pl

İSTANBUL (AA) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, “Gelişmiş piyasalarda yaygınlık kazanan kitle fonlama platformlarının Türkiye’de de hayata geçmesi için çalışmaları hızlandırdık. Dünya uygulamaları da dikkate alınarak, Kanunumuzda belirlenen çerçeve içerisinde bu platformlara yönelik ikincil düzenleme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

Taşkesenlioğlu, Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) tarafından gerçekleştirilen "TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi" açılışında yaptığı konuşmada, son yıllarda finansal piyasalarda bilginin yayılma hızı ve bilginin yayılma yöntemleri ile beraber önemli değişikliklere şahit olduklarını söyledi.

Finansal piyasalarda fon toplarken, portföy yönetirken, kamuya bilgi sunarken ve benzeri pek çok alanda kullanılan finansal teknolojilerin iş yapma yöntemlerini yeniden şekillendirdiğini ifade eden Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:

“Finansal sistemin işleyişi değiştiği gibi, aynı zamanda küresel finansal sistemin yapısında da değişiklikler görülüyor. Özellikle yaşanan ticaret savaşları ve uluslararası siyasal belirsizlikler risk iştahını etkiliyor. Küresel risk faktörlerine karşı dayanıklı olmanın yolu ise bankacılık sistemi ile yeterli derinliğe ve ürün çeşitliliğine sahip sermaye piyasalarından oluşan dengeli bir finansal altyapıya sahip olmayı gerektiriyor.

Yeni teknolojiler çok sayıda ülkeden yatırımcının ve şirketin katılımıyla daha hızlı, düşük maliyetli ve daha etkin işlemler gerçekleştirilmesine imkan tanıyarak finansal sistemi dönüştürme ve uluslararası sermaye akımlarını etkileme gücüne sahip bulunuyor. Biz de Sermaye Piyasası Kurulu olarak küresel finansal sistemde yaşanan gelişmeler paralelinde piyasalarımıza daha fazla yatırımcı çekmek ve piyasa istikrarını korumak amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Taşkesenlioğlu, gelişmiş piyasalarda yaygınlık kazanan kitle fonlama platformlarının Türkiye’de de hayata geçmesi için çalışmaları hızlandırdıklarını belirterek, “Dünya uygulamaları da dikkate alınarak, kanunumuzda belirlenen çerçeve içerisinde bu platformlara yönelik ikincil düzenleme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çok sayıda kişiden oluşan kitlenin ufak çaplı destekleri ile bir projeye sağlamış oldukları fonlar karşılığında yeni projelerin hayata geçirilebilecek olması girişimciliğin ve yeniliğin gelişmesine yardımcı olacaktır.” dedi.

Her ölçekteki şirketin sermaye piyasalarından etkin bir şekilde yararlanmasına, yerli veya yabancı, bireysel veya kurumsal her türlü yatırımcının şirketlere olan ilgisinin devamlı kılınmasının sağlanarak fonların sermaye piyasalarına çekilmesine yönelik çabaları aralıksız sürdürdüklerini ifade eden Taşkesenlioğlu, 2017 yılı İSO 500 listesinde yer alan şirketlerden sadece 69 tanesinin borsada işlem gördüğünü, mevcut durumda 403 olan borsada işlem gören halka açık şirket sayısının ve niteliğinin artırılabilmesi için şirketlerin sermaye piyasası mevzuatına tabi olmayı bir külfet değil, tam tersine avantaj olarak görecekleri bir ortamın oluşturulması için gerekli çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.

Taşkesenlioğlu, borsada işlem görmeyen büyük ölçekli şirketlerin piyasalara çekilmesi kadar KOBİ’lere destek sağlayacak yapıların oluşturulmasının da ekonomi açısından önem taşıdığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu yıl hayata geçirilen ve başarıyla uygulanan Yeni Ekonomi Programı kapsamında ihracatımızı artıracak, ithalatımızı azaltacak, yüksek teknolojili, katma değerli ürünlerin yanı sıra ithal ara malı ve girdileri yurt içinde üretebilecek projeler, yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlar öncelik kazanmıştır. Bu öncelikli alanlara yatırım yapan küçük ve orta ölçekli şirketlere fon sağlanması amacıyla bu şirketlere borsada kolaylaştırılmış kotasyon koşulları getirilerek paylarının yeni bir pazarda işlem görmeleri sağlanabilir. Yatırımcı ilişkileri Kurumsal Yönetim İlkelerinin ayrılmaz bir parçası olup, şirketlerimiz ile mevcut ve potansiyel yatırımcılar arasında bilgi akışının sağlanmasında hayati bir öneme sahiptir.

Pay sahiplerine sağlıklı, güvenli ve güncel bilgilerin ulaştırılması, kurumsal yönetim ilkelerinin eksiksiz uygulanması, kamunun zamanında yeterli ve doğru olarak aydınlatılması ile şirketlerimizin sermaye piyasası mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde yatırımcı ilişkileri önemli bir rol üstlenmektedir. Kurumsal Yönetim İlkelerinin daha etkin uygulanabilmesi amacıyla Kurulumuz ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında başlatılan kurumsal yönetim alanında iş birliğine yönelik olarak Kurumsal Yönetim İlkelerinin Uygulanmasında Sermaye Piyasası Kurulu’na Destek projesi kapsamındaki çalışmalarda sona gelinmiştir. 2019 yılında yürürlüğe girmesi planlanan “Yeni Kurumsal Yönetim Raporlama Çerçevesi” ile kamuya yapılan raporlamanın kalitesinin ve karşılaştırılabilir bilgiye erişim imkanının artması hedeflenmektedir.”

Taşkesenlioğlu, çok boyutlu ve karmaşık bir süreç olan yatırımcı ilişkileri yönetiminin amacının sadece şirketin yatırımcılar tarafından bilinmesi ve farkında olunması değil, aynı zamanda şirketin sermayeye ulaşmasına, paylarının likiditeye sahip olmasına ve gerçek değerini yansıtmasına da yardımcı olmak olması gerektiğini ifade ederek, “Halka açık ortaklıklarımızın mevcut ve potansiyel yatırımcılarının ortaklıklar hakkında her türlü bilgiye zamanında ve tüm açıklığıyla kavuşmaları onların riskleri doğru değerlendirmelerini sağlayarak, finansal sisteme duydukları güveni artıracaktır.” dedi.

Diğer taraftan yatırımcı grubuna göre yatırım vadesine bakıldığında yabancı yatırımcılar için 2012 yılında 389 gün olan elde tutma süresinin 2017 yılında 201 güne düştüğünü, yerli yatırımcılarda ise 2012 yılında 46 gün olan elde tutma süresinin 2017 yılında 35 güne düştüğünü gözlemlediklerine dikkati çeken Taşkesenlioğlu, “Yerli yatırımcıların uzun dönemli piyasalar olan sermaye piyasalarında miyopik yatırım davranışını sergilemesi yatırımcıların piyasalara olan güvensizliğini göstermesi bakımından önemlidir. İşte bu noktada sermaye piyasalarının şeffaflık ve kamuyu bilgilendirme temeline dayanması ve bütüncül veri akışının zamanında kamuya temin edilmesi finansal istikrara da katkıda bulunacaktır.” şeklinde konuştu.

Taşkesenlioğlu, yatırımcı ilişkileri sürecinde, yatırımcılarla sürekli iletişim halinde kalınarak şirket paylarına ilginin canlı tutulmasının, şirketin mevcut ve gelecekteki potansiyelinin yatırımcılara doğru anlatılmasının yatırım vadelerini uzatmak bakımından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.