Uğur Özteke'nin KİLİS izlenimleri

Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarih yazdığı Zeytin Dalı Harekatının öncesi ve sonrasında 24 saat silah ve top mermileri ile yaşamayı normal bir hayata çeviren sınır kenti Kilis’te Valisinden Belediye Başkanına, üst düzey komutanlardan üniversite rektörüne, iş dünyasından öğrencisine artık şehrin sokaklarında sessiz ama garip bir dinginlik vardı.

Suriye’de iç savaşın başlaması ile ülkelerini terk etmekte olan Suriyelilerin ülkemize giriş yaptığı sınır illerimiz Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Mardin idi. Biz de kahraman Türk ordusunun tarih yazan kahramanlarının Afrin’e girip burayı da ele geçirdikleri saatlerde nüfusunun Türk vatandaşının sayısını geçtiğini sınır ilimiz Kilis’te idik.      

Kilis’in sokakların gezdik. Cumhuriyet Caddesinde esnafı dinlerken kafede çay molası verip gençlerle sohbet ettik. Vali Bey’i makamında dinledik, tecrübeli siyasetçi Belediye Başkanı ile ama “yazılmamak şartı ile” diye ısrarla altını çizdiği acı gerçekleri ama yaşanılanları ve yaşanılabilecekleri birinci ağızdan işittik. Roket Düşen Doğanhan Restaurant ve Çalık Camii’ni yerinde gördük buradaki insanlarla sohbet ettik. Martavan Taburunu, Kocabeyli Jandarma Karakolu’na girdik. En üst rütbeli komutanından Türk Silahlı Kuvvetlerinin her kademesindeki kahramanlarla ayaküstü çay sohbeti ederken terör örgütü mensuplarının top atışları yaptığı ve sonradan ele geçirilen tepeleri yerinde görüp bilgi aldık.

Kısaca sivili üniformalısı, seçilmişi atanmışı, iş adamı ile işsiz genci, ümitli insanlar ile gelecek kaygısı yaşayanları kendi mekanlarında dinledik.

Kilis’te kazanılan anlamlı zaferin ardından kısa bir süre önce yaşanılmış korkuların ardından gerçekten garip ve duyulması gereken insan hikayeleri var.    

90 BİN KİLİSLİ, 140 BİN SURİYELİNİN YAŞADIĞI ŞEHİR

Sınır kenti Kilis’e ilk giriş yapan Suriyelilerin büyük bir kısmı başka şehirlere ya da Anadolu’nun iç kentlerine doğru gitseler de burada yaşayan ve artık Kilis’e ayak uydurmanın ötesinde Kilis’in ticaretinden eğitimine artık Kilislerle ortak bir yaşamı paylaşan Suriyeliler oluşmuş. Ve bu oluşum öyle bir hale gelmiş ki artık kentte Suriyeli nüfusu Kilislilerin sayısını katlamaya başlamış. Hangi yönetici ya da yetkili nasıl bir rakam açıklar bu konuda Devlet politikası nedir bilemem ama Kilis Belediye Başkanı Av. Hasan Kara Bey bugün için Kilis’te yuvarlak rakamlarla 90 bin Kilislinin 140 bin Suriyelinin yaşadığını söylüyordu. Hukukçu Hasan Kara, AK Parti’den vekillikte yapmış çok tecrübeli bir Başkan. Kilis’in kılcal damarlarına hakim, bir eli de Ankara’da. 2012’den bugüne Kilis’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriyeli vatandaşlara verdiği hizmetin Dünya’da bir eşi benzerinin olmadığını adeta haykırıyor.

Tabii bu arada dillendirilmese de iç çekişmelerin had safhada olduğunu öğreniyoruz. Hayal edebiliyor musunuz? Kilis’i normal şartlarda 2020 planlamasını yapanlar bir anda bu kadar insanı bağrına basarken yolundan su ihtiyacına, kanalizasyon çalışmasından imarına neyi ne kadar yapabilirler? Ama Başkan Ankara’nın da desteği ile bu işi patırtısız gürültüsüz yapmış. Yapmaya da devam edecek ama Ankara’nın da burayı görerek elini uzatması gerçeği ayrı bir konu gibi.

ŞEHİR 24 SAAT HAREKETLİ

KÜÇÜK BİR İSTANBUL SANKİ

Kilis’te gün doğuşundan gün batışına ve ardından da gecenin karanlığından yeni bir tan yerinin ağarmasına gördüklerinize inanmanız mümkün değil. Çünkü burası DEAŞ’tan PKK ve PYD’ye roket atışlarına hedef olmuş camilerinden evlerine top mermilerinin yağdığı ve iki insanımızı kaybedip yaralılarımızın olduğu bir şehir. Bu ölüm korkusunu çabuk atlatıp yüksek moralle hayata tutunan Kilisliler ile Suriyeliler Konya’da, Ankara’da yani bir Anadolu şehrinde görülmesi mümkün olmayan bir standardı tutturmuşlar. Bu görüntü bizde sadece İstanbul’da olur. Şöyle Konya’da Ankara’da gece 12 de kaç açık dükkan ya da alış veriş yapan insanları görebilirsiniz?

İşte bu ilde gün doğumu ile hayata başlayan Kilisliler, havanın kararması ile dükkanlarını kapatıyorlar ve evlerine giriyorlar. Suriyeliler ise öğle saatlerinde dükkanlarını açıp güne “merhaba” derken gecenin ilerleyen saatlerinde dükkanlarındalar ve alış veriş yapan insanlara hizmet veriyorlar.

“ŞEHİT OLAMADIM” DİYEN

EREĞLİLİ KAHRAMAN ASKER

Kilis ile ilgili intibalarımızı inşallah önümüzdeki günlerde size aktarma fırsatı bulabiliriz. Ama bu bölümü yazmadan da bu yazımızı noktalamak istemiyorum.  Ekip olarak ve tabii ki resmi izinli olarak Kocabeyli Jandarma Karakolu’ndayız. Karakollardaki tüm askerlerimiz rütbeli. Yani burada er ve erbaşlar bulunmuyor. Profesyonel askerlerimiz tetikteler. Sohbet sırasında hepsi ile tek tek sohbet edip nabzı tutmaya çalışıyoruz. Yanımıza biraz tedirgin gelen askerimiz ile sohbet sırasında klasik olarak ağzımızdan bu soru çıkıyor “Memleket neresi hemşerim?”… Duruyor ve “Konya. Konya Ereğliliyim”… Bizde de hemen hemşerilik duygusu kabarıyor. İki gündür Kilis’teyiz ve ilk kez bir Konyalı asker ile karşılaşıyoruz. Bu askerimiz ile sohbeti derinleştirdikçe o da duygusallaşıyor ve bir ara “Buraya şehit olmak için geldim ama olamadım” derken kendisini dinleyen bizleri dağıtıyor. Herkesin gözünden yaşlar akmaya başlıyor.

Demek ki Türk milletinin kahramanlığı, Türk silahlı Kuvvetlerinin iman gücü bu işte. Başka bir şey söylemeye gerek var mı?    

Şehrin siyasetçilerinden seçilmişlerine herkes rahatça şunu söylüyordu “Bu şehirde Suriyeli sayısı Türk nüfusun sayısını geçti.” Ve yine top mermileri ve roketlerle camilerinden evlerine vurulan Kilis’te bugün hayat 24 saat renkli ve ışıklı. Fakat farklı bir detay ise şöyleydi; “Kilisliler güne erken başlayıp akşam hava kararınca dükkanlarını tezgahlarını kapatıp evlerine giderken, Suriyeliler öğle saatlerinde güne başlayıp gece yarısı şehri renklendiren insanlar oluyordu.”