Yeni Türkiye’nin oluşumunda milletim için adayım

İlkokul yıllarında saçlarının kısa olmasına üzülen Havvanur Ünver Altun’a ilkokul öğretmeni aynen şunu söylemiş: “Bak kızım Bakan İmren Aykut var. Onun da saçı kısa ama bakan olmuş. Saçın önemi yok. Belki sen de büyüyünce bakan olursun” Bu sözler Havvanur Ünver Altun’un kulağında yer etmiş.  Aklına siyaseti sokmuş.  Yıllar sonra AK Parti’den milletvekili aday adayı olunca da ilk arayanlar arasında ilkokul öğretmeni yer almış. Saçlar uzasa da Havvanur Ünver Altun milletvekilliği için kolları sıvamış. Tüm samimiyeti, dinginliği ve huzur veren duruşu ile… Devamı röportajda…

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nde görevliyken milletvekili olmaya nasıl karar verdiniz?

İnsanları çok seviyorum. AK Parti’nin siyasi anlayışında insan odaklı siyaset var. Bunu gördüğüm için de siyasete girmeyi düşündüm. Şimdiye kadarki bürokraside birikimim, Ankara’da bulunmam nedeniyle mevcut görevimde zaten insanlara, hemşerilerime yardımcı olmaya çalışıyordum. Ama milletvekili olup mecliste yer alıp Konya’nın sesini orada duyurmak benim için önemli. Zaten siyasetin dışında değildim. Yıllardır Cumhurbaşkanımızın metin ekibinde görev aldığım için saha değil perde arkasında siyasetin içindeydik.  2023 Türkiye’si için hep birlikte çalışacağız. Milletvekili olmak istememin en önemli sebeplerinden biri Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Başbakanımızla ve inşallah 400 milletvekiliyle beraber, Yeni Türkiye’nin inşasında, AK Parti’nin kutlu davasında yüreğimi ortaya koyarak, devletimiz ve milletimiz için mücadele edebilmektir. İnşallah, Rabbim izin verirse Konyalı hemşehrilerimin desteğiyle, Yeni Türkiye’nin oluşumu için hep birlikte mücadele edeceğiz.

Siyaseti nasıl tanımlıyorsunuz?

Dürüstlüğünüzü kaybetmeden, insanınızı unutmadan, milletvekili değil milletin vekili olarak siyaset yapılması gerekiyor. İnsanların yanına gittiğim zaman şunu istiyorum, “Milletvekili olarak seçilmekten ziyade bana şöyle dua edin. Allah hayırlısıyla oraya gidip milletim için görev yapmayı nasip etsin. Allah orayı bana hayırlısıyla nasip etsin ve değişmeyim. ” Gittiğimiz ilçelerde gördüğüm o samimiyetten sonra milletvekilliğini daha çok istiyorum. Gittiğim yerlerde projelerimi anlatmaktan ziyade onların dertlerini dinledim. Sonuçta ben aday değilim, aday adayıyım. Proje anlatmaktan çok insanları dinliyorum.  Benim için proje millet. Gittiğim yerlerde ben onları dinledim. Milletimiz kendisine değer verilmesini istiyor ve onlara değer verirseniz yüreklerini ortaya koyuyorlar… Sizin yüreğinizi görürlerse onlar da sizin gibi gayet rahat, içten bir şekilde duygularını paylaşabiliyorlar.  Ben cenazelerinde birlikte ağlamak, düğünlerinde birlikte gülmek istiyorum.

Hep bürokratik ilişkiler yürüttünüz. Beldelerdeki tavırları Ankara’da yaşatabilir misiniz?

Güçlü bir siyasetçi halkının karşısında kasılan bir siyasetçi demek değil. Onlar sizin karşınızda düğmelerini ilikleyip yerlere kadar eğiliyorsa bulunduğunuz konumun önemi yok. Ben milletvekili bile olmadığım halde saygıları beni çok etkiledi. Ben de Ankara’da aynı şekilde karşılayabilmeliyim. Ben de onların karşısında iki büklümdüm. Ben de onlara saygı duyuyor ve değer veriyorum.

 Aslen Bozkırlıyım, Çumra’nın insanıyım,  ama Konya’nın vekili olacağım. Konya’nın neresinden olursa olsun herkesin vekili olacağım. Konya milliyetçisiyiz. Bizler Türkiye’nin meselesi için harekete geçtik.  İnşallah Konya’yı hep birlikte üretimin merkezi haline getireceğiz.

Milletvekilliği hedefinizde var mıydı.

İnsanı seven biri yüreğini ortaya koymaya hazırdır. Çocukluktan gelen milletvekili olayım isteği vardı ama biraz da olayın akışı böyle gelişti. Henüz 7 yaşındaydım. O yaşlarda milletvekilinin ne yaptığını bilmezdim. İlkokul 2. sınıftayken saçım kısa olduğu için üzülürdüm. İlkokul öğretmenim Münevver Akgün, “İmren Aykut’un da saçı kısa ama bakan oldu. Belki sen de bakan olursun. Saç önemli değil” demişti. O sözler beni gerçekten etkiledi. Milletvekili aday adaylığımı öğrenen öğretmenim beni ilk arayıp hayırlı olsun diyenlerden. Kendisine buradan saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

Aday adaylığınıza karar verdiğinizde nasıl bir tepki aldınız?

Biz Anadolu insanıyız. Önce eşimizin ne kadar desteklediği önemli. Eşim, ailem, eşimin ailesi hep birlikte “Yanındayız, dualarımızla kalbimizle destekliyoruz” dediler. İş yoğunluğundan dolayı ailemi görmeye bile kolay kolay gelemiyordum. Konya’nın milletvekili olursam, hem orada hem burada yaşamaya devam edeceğim. Benim Konya’ya özlemim bir nebze de olsa bitecek. Ziyaretlerimde yaşlı teyzeler amcalar “Senin milletvekili olman için Fetih suresi okuduk” diyorlar. Bunun kadar güzel ne olabilir. Allah bu duruşumuzu bozmadan, milletvekili olabilmeyi nasip etsin. Yeni Türkiye’nin inşasında ben de Konya milletvekiili olarak mecliste yer almak istiyorum.

Çok sade ve duru bir haliniz var. Hep böyle miydiniz?

Hep böyleydim. Mayamızda var. Konya’nın bir maneviyatı var. Hz. Mevlana’nın,  Şems Tebriz-i Hazretlerinin burada olması, yani tüm bunlardan teşekkül etmiş bir maneviyattır belki. Belki de yaradılış, fıtrattır. Bir Konyalı nasılsa ben de öyleyim. Sizlerden biriyim. “Bir başkent daima başkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur.” diyor, Ahmet Hamdi Tanpınar.  Konuşmak bağırmak, çağırmak, öfkelenmek değil. Konya’nın sokaklarına bakın; her haliyle “Ben başkentim” diyor. Biz de inşallah üretimin başkenti yapalım,  bunun için Meclis’te haykıralım. O haykıran seslerden biri de ben olayım istiyorum. Tabi bu huzur, dinginlik tuttuğunu koparan biri olmayacak anlamına gelmez. Biz cesaretimize güveniyoruz. Ben Başbakanlığa giderken birinin yakını olarak gitmedim. Yaptığım işlerle, şu duruşumu bozmadan, Konya’yı temsilen orada bulundum. Olduğum gibiydim. Dış görünüşümde neysem öyleyim. Halkın güler yüzü olalım, şu duruşumuzu değiştirmeyelim. 

Samimiyete büyük önem veriyorsunuz. En fazla eksikliğin bu olduğunu mu düşünüyorsunuz?

İlçelerde, köylerde “Bizimle gelip ekin ekecek misiniz, traktöre binecek misiniz” diye sordular. Bu samimiyeti yakalamışlar. “Neden olmasın” dedim. Onlar sizi buna layık görür de gitmez misiniz. Kimin ne olduğu önemli değil. Sizin insanların gönlündeki makamınız, Allah katındaki makamınız önemli. Ben o yüzden “Gönüllerinize talibim, dualarınıza talibim” dedim. Ben değişmeden, doğru dürüst olmak istiyorum, milletimin yanında olmak istiyorum.

 Bu çetrefilli bir yol. Milletimin yanında olmak istiyorum. Kutlu davada gönlümdeki tek şey Konya, halkım, milletim, kendi insanım. Arif Nihat Asya’nın “Pirincinde kara taştan korkma, ak taştan kork.” Diye bir sözü var. Bu sözün haklılığını ülkemiz son zamanlarda gördü. Evet, millet olarak samimi bir şekilde devlete, millete sahip çıkacak insanlarımıza ihtiyaç var. Son zamanlarda gördük ki; vatana sahip çıkıyormuş gibi gözüken, devletin kilit noktalarına yerleşmiş vatanına, milletine ihanet eden insanlar, bir devletin başbakanına, ülkemizin mevcudiyetine kast ederek Türkiye’nin gelişimini engellemeye çalıştılar. Samimiyete önem veriyorum. Özellikle bu seçim ülkemiz için çok ama çok önemli.

Osmanlıca’yla da çok ilgilisiniz

Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi’nin İslam Tarihi isimli eserini Osmanlıca’dan günümüz Türkçesi’ne çevirdim ve sadeleştirdim. Bu çok önemli bir eser… Yeni nesil geçmişinden kopmamalı, tarihini iyi bilmeli. Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılını idrak ettiğimiz bu önemli günlerde Çanakkale’ de vatanı, milleti için çocuk denecek yaşta şehid verdiğimiz kardeşlerimizi rahmetle anıyorum ve şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Geçmişimizi bilmeden, kültürümüze, milli benliğimize sahip çıkamayız. Osmanlıca eski dil diye karşı çıkanlar bilsinler ki, Osmanlıca bizim öz dilimizdir. Eski değil eskimeyen dildir Osmanlıca.

Siz bu seçimi neden önemli buluyorsunuz?

Paralel yapılanmaya karşı en iyi şekilde mücadele edebilmek için milletimizin desteğine ve samimiyetine ihtiyacımız var. Bu seçim Türkiye’nin geleceği için çok önemli. Konyalı hemşerilerime sesleniyorum: 14 milletvekili çıkarıp paralel yapıyla mücadele edebilmek için, desteğinize ihtiyacımız var. Pirincimizdeki ak taşları birlikte ayıklayalım. Bu mücadelede ülkemizin,  gerçekten vatanını, milletini seven samimi insanlara ihtiyacı var. Bu yalnızca AK Parti’nin değil Türkiye’nin davasıdır.

Yeni Türkiye’nin oluşumunda samimi, dürüst, devletine, milletine yürekten bağlı insanlara ihtiyaç var.  Hepimizin birlik beraberlik ve kenetlenmeye ihtiyacımız var. Böyle bir süreçte 2023 vizyonu hedefimiz. Kuru kuruya bir dava değil. İnşallah bu davada bize de görev verilir.  Biz de layıkıyla yerine getiririz.