Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)
"Ulusal güvenliğimiz söz konusu olduğu zaman bütün siyasi partiler, bunlarla ilgili olarak oturacak, konuşacaktır. Bu mesele, bir memleket meselesi, bir ulusal güvenlik meselesi olarak tartışılacaktır. Dolaysıyla biz de 'Yarın kara harekatına başlayalım,

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Ulusal güvenliğimiz söz konusu olduğu zaman bütün siyasi partiler, bunlarla ilgili olarak oturacak, konuşacaktır. Bu mesele, bir memleket meselesi, bir ulusal güvenlik meselesi olarak tartışılacaktır. Dolaysıyla biz de 'Yarın kara harekatına başlayalım, Türkiye bir savaşın parçası olsun' asla bunu istemeyiz" dedi.

Kurtulmuş, A Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"PYD'ye müdahaleye yönelik" bir soruya, Kurtulmuş, "Türkiye, kendini, milletimizin ulusal menfaatleri çerçevesinde, herhangi bir maceradan koruyacak şuurla hareket eder. Ama bu, Türkiye'nin kendi güvenliğini korumak konusundaki hassasiyetlerini de bertaraf etmez. Türkiye bir macerayı gerçekten isteyen ülkelerden birisi olmaz bu bölgede" yanıtını verdi.

Hem Amerika hem de Rusya'nın desteğini alan PYD'nin kendi başına bir unsur olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, PYD'nin, Rusya'nın sadece siyasi değil, askeri desteğini de aldığını söyledi.

Bu terör örgütünün, Türkiye'ye ciddi bir şekilde zarar verebilecek, siyasi ve askeri desteklerinin olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Biz buradan şunu söylüyoruz; bugün bu terör örgütü, başka bir terör örgütü, size yakın görünebilir. Terör örgütlerini desteklemekten vazgeçin. Terör örgütlerini desteklemek yerine, o ülkenin gerçekten geleceği için ter döken, mücadele eden, oradaki muhalif unsurları, gerçekten sivil halkın temsil ettiği kadroları önemseyin ve onlarla işbirliği içerisinde Suriye'de bir barış döneminin zeminini hazırlayın. Ama maalesef bizim yıllardır, on yıllardır söylediğimiz şey bir kere daha gerçek oluyor. IŞİD'inden PYD'sine kadar birçok silahlı grup bölgede maalesef, birtakım güçlerden aldığı siyasi desteklerle silah, lojistik destekleriyle sadece Türkiye için bir tehdit değil, bölge ve dünya için küresel ölçekte bir tehdit olma durumuna gelmiş vaziyetteler. Dolayısıyla bu silahı destekleyenlerin de aleyhine döner. Bumerang gibi yarın, bugün IŞİD'i de YPG'si de diğer terör örgütleri de kendisine destek veren unsurlara ciddi şekilde zarar verir, bunun bilinmesini arzu ederiz."

Kurtulmuş, herkesin, bölgedeki terör gruplarına destek vermekten, kendisini alıkoymasını istedi.

"PYD'nin kayıpları konusunda bir bilginiz var mı" sorusu üzerine Kurtulmuş, askeri kaynakların gerekli açıklamaları yaptığını, teyit edilmemiş bir bilgiyi paylaşmanın doğru olmayacağını söyledi.

- "Büyük güçlerin oyunu"

"Katar Dışişleri Bakanı Sani yaptığı açıklamada, 'Suriye'ye yönelik bir kara operasyonunun giderek aciliyet kazandığını, bu tip planlamaların ABD'nin katılımıyla yapıldığını' söyledi. Böyle bir planlamadan haberiniz var mı? Kara operasyonuyla ilgili açıklamaya yönelik yorumunuz nedir" sorusuna, Kurtulmuş, "Safha safha, adım adım çok taraflı bir çatışma ortamına doğru Suriye'nin çekildiği aşikar. Ümit ederiz ki, bu anlamda bir kara operasyonuna gerek olmadan, Suriye'de barış sağlayacak bir sonuç elde edilir" yanıtını verdi.

Kurtulmuş, bu coğrafyada uzun bir süredir devam eden çatışmaların arkasındaki gerçekleri ikinci bir "Sykes-Picot Anlaşması"na benzeterek, şöyle konuştu:

"Yani bir asır evvel yarım kalan hesabı birileri kapatmaya çalışıyor. O da nedir? 1990-1991'den itibaren, soğuk savaş bittikten sonra savaş bu coğrafyaya geldi. Afganistan, arkasından Irak'ın işgaliyle birlikte gelişen süreç ve bu bölgede iki fay hattı üzerinden çatışma alanları oluşturuldu. Biz o zamanlar da bunu söylüyorduk, 20-25 sene evvel de bunları söylüyorduk. Ama maalesef 25 sene içerisinde bunlar gerçek oldu. Önce etnik çatışmalar üzerinden bir takım fitiller ateşlendi. İşte bölgedeki etnik mücadelelerin bu kadar güçlenmesinin temel sebebi budur. YPG ya da PYD bu kadar büyük bir etnik kimliği açık olan bir kuruluş olmasına rağmen, nasıl oldu da bu kadar büyük bir destek aldı kısa bir süre içerisinde? Bunun cevabı, bu defteri, hesabı kapatmak isteyen büyük güçlerin oyununun bir parçasıdır."

- "Bir asır sonra aynı şey"

Bölgede çok ciddi şekilde mezhep fay hatları oluşturulduğuna, bunların daha da derinleştirildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, uzun yıllar süren İran-Irak savaşından sonra, barışın olduğunu, mezhep farklılıklarının örtülmeye çalışıldığını ancak şimdi yeniden bu mezhep farklılıkları gündeme getirildiğini bildirdi.

Kurtulmuş, Irak'taki siyasi bölünmüşlüğün temelinde hem etnik hem de mezhebi bölünmüşlüğün yattığını belirterek, Suriye'nin bugünkü hercümerç halinin altında etnik ve ağırlıklı olarak da mezhep çatışmalarının yattığını söyledi.

"Bu çerçevede bir Kürt devleti ne kadar mümkün" sorusuna, Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Şu aşamada ben mümkün olduğunu görmüyorum. Bağımsız, bölgesel anlamda bütün ülkeleri kapsayacak, etkileyecek bir Kürt devletinin siyaseten rasyonel şartlarının olduğunu görmüyorum. PYD'ye verilen destekler de bölgede birilerinin güç elde etmek için PYD'yi bir maşa olarak kullanmasından ibarettir, aynı şekilde PKK için de. Yoksa bunlar, çok açık söyleyeyim, kullanım tarihleri bittikten sonra kenara çekileceklerdir. Ama mühim olan şey bu bölgedeki halkların hepsinin eşitli, özgürlükçü bir anlayış içinde bir arada yaşama arzusudur. Dikkat ederseniz, 1991'den beri bu ortadan kaldırılıyor. Yani bu bölgedeki Arap da Türk de Türkmen de Kürt de hepsi aynı coğrafyanın, eşit, özgür çocuklarıdır. Bu duygu ortadan kalkıyor. Herkes bir diğerine karşı hayatı dar etmeye çalışıyor, siyasi grupları kastederek söylüyorum. Sadece kendi grubunun, kendi etnik ya da mezhebi kimliğinin üzerinde oluşan siyasal grubunun çıkarını düşünüyor. Tam da batılıların bir asır evvel yaptığı şey buydu. Bir asır sonra da aynı şeyi yapıyorlar. Buna bizim İslam dünyasının insanları da teşni olmaması lazım."

- "Herkes aynı coğrafyanın, eşit çocukları"

Bölgede birliğin, dirliğin sağlanması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Savaş, bu çatışmalar ne kadar uzun sürerse, ne kadar çok buraya müdahil olunursa, o kadar çok çıkmaz sokaktır burası. Onun için biran evvel herkesin bir barış düzenine katkıda bulunması lazım. Bunu ümit ediyoruz, arzuluyoruz. Yoksa bir asır evvel yarım kalan hesabı kapatacaklar daha doğrusu şimdilik kapatacaklar" ifadesini kullandı.

Osmanlı'nın 20 yıl içerisinde 4,5 milyon kilometrekareden, 780 bin kilometrekareye düştüğünü anımsatan Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"20 yılda koskoca Balkanlar, Arap dünyası paramparça oldu. Kime yaradı bu? Hala Balkanlar, Arap dünyası belini doğrultamıyor. Şimdi inanın ki 91'den sonra bu bölgede fiilen neredeyse en az 9 ülke siyaseten yönetilemez hale gelmiştir, bölgedeki bütün ülkeler bölünmüş, parçalanmış hale gelmiştir. Bunun karşısına çıkacak bir siyasi akla ihtiyaç var. Bu insafla, izanla, vicdanla olacak bir şeydir. Ortak bir tarihdaşlık şuuruyla, coğrafyayı ortak bir şekilde paylaştığımız şuurla olacak bir şeydir. Bu bölgedeki bütün ülkeler, rejimler arası siyasi farklılık olabilir ama savaşların bedelini rejimler ödemiyor. Savaşların bedelini masum insanlar ödüyor. Dolayısıyla buna herkesin mani olacak bir perspektife sahip olması lazım. Yoksa uzaktan gelen adamın canı yanmıyor ki... 10 bin kilometre öteden gelmiş, onun canı yanmıyor. Gelip bizi işgal eden o müstevli ülkelerin de canı çok yanmadı. Biz ayağa kalkıp bağımsızlığımızı aldık o ayrı. Ama sonuçta onlar geldiler, savaştılar ve gittiler. Biz, bu bölgede savaş olsa da kıyamete kadar bu bölgede yaşayacağız. Herkesin aklını başına alması lazım, barışı nasıl sağlayabiliriz perspektifiyle olaylara müdahale etmesi lazım."

- "Türkiye'nin savaşın bir tarafı olmasını istemeyiz"

Kurtulmuş, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kara harekatı ve PYD'ye yönelik açıklamalarının" hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Durumun hassasiyetine binaen söylenmiş sözlerdir. Bunların hepsini saygıyla karşılarız. Zaten ulusal güvenliğimiz söz konusu olduğu zaman bütün siyasi partiler, bunlarla ilgili olarak oturacak, konuşacaktır. Bu mesele, bir memleket meselesi, bir ulusal güvenlik meselesi olarak tartışılacaktır. Dolaysıyla biz de 'Yarın kara harekatına başlayalım, Türkiye bir savaşın parçası olsun' asla bunu istemeyiz. Biz, son derece hassas bir şekilde Suriye'deki gelişmeleri izleriz ama bu gelişmeleri izlerken de eğer Türkiye'nin ulusal güvenliği tehdit altında olacaksa, ona da yönetenler olarak müdahale ederiz. Sonuçta, en az Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli kadar biz de bu bölgede bir savaşın olmasına ve Türkiye'nin bu savaşın bir tarafı haline gelmesine asla rıza göstermeyiz, bunu istemeyiz."

Kurtulmuş, ülkenin birliğinin, bütünlüğünün, selametinin, ulusal güvenliğinin korunması gerektiğini, bu konuda, herkesin hassas bir şekilde hareket edeceğini ümit ettiğini söyledi.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.