Bizde kapıyı çalana kapı açılır!

Savaş, ölüm, vahşet ve insanlık dramından kaçarak vatanlarını terk etmek zorunda kalan, başta kadın ve çocuklar olmak üzere, çok sayıda mülteci ve düzensiz göçmene ev sahipliği yapan Türkiye’de, bazı kesimler konuyu adeta mülteci düşmanlığına dönüştürürken, siyasi rant çıkarma çabaları da dikkatlerden kaçmıyor.

Malum çevrelerdeki mülteci düşmanlığı ve siyasi rant devşirme çabası, suyu 10 kata kadar zamlı vermeyi öngörecek kadar faşist ve insani değerlerden uzak boyutlara geldi.

UYSAL: SURİYE’DE OLAN MÜSLÜMANLARI ÜLKEDEN ARINDIRMA ÇABASI

Düzensiz göçmen meselesinin hem sosyal medyada hem de bazı kesimlerce kullanıldığını ifade eden İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri) İnsani Yardım Vakfı Başkanı Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, “Düzensiz göç meselesi bazı durumlarda silah olarak kullanıyor” dedi. Uysal, “Suriye örneğinde yaşadığımız bu. Suriye’nin yüzde 80’ni Sünni Müslümandı. Yüzde 20 Hristiyan. Yine bir grup Şia ve Ermeniler de vardı. Suriye’de 10 yılı aşkın zamandır yüzde 80’den fazla arıtma faaliyeti yürütülüyor. Bu da kasten yapılıyor ve zorla şehirler bombalıyor. Kendileri açısından yönetilebilir bir arındırma yapmak istiyorlar. Müslümanları ülkeden arındırma çabası bu” diye konuştu.

SURİYE NÜFUSUNUN 21 MİLYONU SÜRÜLMEK İSTENDİ

İnsanların şu durumda sığınacak yer ihtiyaçlarının olduğunun görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Uysal, “Bunu insani ve dini açıdan karşılayabilecek bir ülke, düşünüp değerlendirdiği zaman bazen zorunluluklar ve mecburiyetlerle karşılaşmış oluyor. Türkiye’de diğer ülkeler gibi Suriye’ye karşı aynı anlayışta olsaydı, bu insanlar kırılıp gidecekti. Başlangıçta zorunlu olarak kapılar açıldı. 25 milyon Suriye nüfusunun 21 milyonu sürülmek istendi. Bu büyük bir vahşet. Suriye’nin kuzeyinde bir bölgenin saldırılmazlığını sağlamaya çalışarak insanları orda tutmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.

BU BİR KURTARMA HAREKETİ

“Vicdanen insanlık ve Müslümanlık olarak Türkiye üzerine düşeni yapmaya çalıştı” diyen Uysal, “Kitlesel hareketliliklerin olduğu zamanlarda yönetimler ve teşkilatlarda belki hata yapabilir. Ama şu yapılan kabulün temelinde iyi niyet ve bir kurtarma hareketi var. Bunun altını kuvvetle çizmek lazım. Burada dini ayrılıklar ve dini çatışmalar tezgâhlanıyor olabilir. Bazı seçili Afgan unsurları buraya gönderiliyor olabilir. Bunların hepsi yönetimce de fark edilip önlemler alınıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en son düzensiz göçmenlere karşı önlem alınacağını ifade etti. Evet, her şeyiyle varını yoğunu ülkesinde bırakıp buraya gelen insana ekmek veririz dedik. Ama bunun buraya gelmesinin önlenmesinin gerektiğini de görmüş olduk. Biz de burada demografik veya ideolojik bir oyun olabilir diye dikkat çekmeye çalıştık” dedi.

BUNU GÜNDEME GETİRENLERİN ÇOĞUNUN ATASI GÖÇMEN

İnsanı hayatta tutmanın ideolojilerden önce geldiğini belirten Uysal, “Tıpkı hekimlerin tedavi ettiği kişi kim olursa olsun ne olursa olsun tedavi ettiği gibi, bizde aç olanı doyurur, kıyafeti olmayana elbise veririz. Bu düzensiz göç meselesinde biz soruna sahada olduğumuz için vaktiyle dikkat çektik. Ama bizim ülkemize gelmiş birilerinin de darp edilip, hor görülüp, bir takım mülki amirler gibi işlemlere tabi tutulmasına insanlık temelinde reddederiz, böyle bir şeye göz yummayız. Bu vahşettir. Türkiye gibi yüzde 90’ı aşkın insanı Müslüman olan bir ülkede bunun yapılması çok saçma olurdu. Bunu gündeme getirenlerin önemli bir kısmının göçmen atalara sahip olduğunu biliyoruz duyuyoruz. Yani kendisi de göçmen geçmişine sahip birisinin adeta bunu reddederek insanlara hor davranması çok ilginç. Hayat bu, bizde göçmen olabiliriz. Ancak merhametsizlik, tarihini, atasını, bir önceki kuşağın yaşadığını inkâr boyutunda. Sorun varsa bunun önüne devlet geçer zaten. Ama biz bu insanları aç da açık da bırakmayız. Kapıyı çalana o kapı her zaman açılır” şeklinde konuştu. (Gülşen Çopur)