"Bu inşa edilen kabinler insanlar için değil tavuklar için"

"Bu inşa edilen kabinler insanlar için değil tavuklar için"
Fransa'nın "uluslararası standartlara uygun" olduğu bildirilen ilk sığınmacı kampı birçok sığınmacıya göre "uluslararası standartların çok uzağında"- Iraklı 38 yaşındaki Murad:- "Bu inşa edilen kabinler insanlar için değil tavuklar için. Şuraya bir bakın

Fransa'nın kuzeyindeki Basroch kampından tahliye edilen sığınmacılar, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve Grand Synthe Belediyesi tarafından yaptırılan Fransa’nın uluslararası standartlardaki ilk sığınmacı kampına alışmaya çalışıyor.

Ülkenin Manş Denizi kıyısındaki Nord-Pas-Calais bölgesinde yer alan Grand-Synthe'de bu hafta başında faaliyete geçen kampın "uluslararası standartlarda" olduğu bildirilmesine karşın birçok sığınmacı aynı görüşte değil.

Sığınmacılar için Fransa'dan İngiltere'ye geçiş bölgesi olan Calais kentindeki Jungle (Vahşi Orman) olarak bilinen sığınmacı kampına 40 kilometre uzaklıkta olan yeni kampın sakinleri genellikle Iraklı Kürtlerden oluşuyor.

Kampa girmek isteyen gazetecileri girişte MSF görevlileri karşılarken Calais'deki Jungle'da olduğu gibi burada da İngiliz yardım görevlilerinin yoğunluğu dikkati çekiyor.

Battaniye, kışlık kıyafet ve günlük yemek dağıtımının olduğu kampta, sağlanan bazı imkanlara rağmen hiçbir sığınmacının kalmaya niyeti yok.

Kampın girişinde kurulan elektrik prizlerinin olduğu noktada sığınmacılar cep telefonlarını şarj edebiliyor ve hemen yanda dağıtılan sıcak içeceklerle bir nebze de olsa ısınma imkanı buluyor.

Grand Synthe'de Jungle'da olduğu gibi henüz market ya da lokanta bulunmuyor. Ancak sığınmacılar Calais'den getirdikleri sigaraları 1 avro karşılığında 10'arlı paketlerle satıyor.

- Çamura batan uluslararası standartlar

Kamp içinde adeta bir sosyalleşme noktası olan ortak alanda AA ekibi 38 yaşındaki Iraklı Murad ile karşılaşıyor. Murad, beş ay öncesine kadar Irak'ın kuzeyindeki Şaklava kentinde uluslararası bir firmada çevirmen olarak çalıştığını anlatıyor.

Ailesini Türkiye'de bırakarak Fransa'ya gelen Murad'ın da diğer tüm sığınmacılar gibi tek amacı İngiltere'ye geçebilmek.

Yasak olmasına rağmen Basroch kampından getirdiği çadırında kalmaya devam eden Murad "Bu inşa edilen kabinler insanlar için değil tavuklar için. Şuraya bir bakın kümesten farksız. Bir kişinin bile kalamayacağı bu kulübede 4 kişi yaşamamız bekleniyor" diyor.

Çadırında demlediği çayı AA ekibine ikram eden Murad, Irak'taki günlerin bir daha geri gelmeyeceğinin farkında. Çayından bir yudum alarak çamura batan paçalarını gösteriyor ve "Her yer çamur içinde. Kabinlerin içiyse buz gibi. Sizce burası uluslararası standartlarda olabilir mi?" diye soruyor.

Irak'tan Murad ile gelen 34 yaşındaki Jeoloji Mühendisi Hasan da neden İngiltere'ye geçmek istediklerini şöyle anlatıyor:

"Fransa güzel bir ülke evet ama burada insanca yaşama şansımız yok. Bizim layık görüldüğümüz yer kamplar. İngiltere'de kardeşim ve arkadaşlarım var. Gidenler hayatından memnun. En azından insan onuruna yakışır şekilde yaşayıp çalışma imkanı buluyorlar."

Ancak İngiltere'ye kaçak yollardan gidebilmenin bir bedeli var. Yaklaşık 5 bin pound karşılığında kaçakçılar, sığınmacıları zaman zaman boruların zaman zaman inşaat malzemelerinin arasına saklayarak Manş Denizi'nin diğer tarafına geçirmeyi vadediyor.

Sığınmacılar, yaklaşık 6 ay önce geçişin çok daha kolay olduğunu söylerken sınır polisinin köpeklerle arama yapmaya başlamasından sonra İngiltere hayalinin giderek zorlaştığını söylüyor.

- Kampta umudun simgesi Justin Bieber posteri

Yoğun yağışın altında ahşap barakalardan birinin dış duvarına yapıştırılmış Kanadalı şarkıcı Justin Bieber posteri, yaşanan bu karmaşanın içerisinde hem gülümsetiyor hem de umutların hala tükenmediğini gösteriyor.

AA ekibine kapısını açan Suriye'den gelen Kuveytli 22 yaşındaki Fasil gülümseyen gözlerle posterin hikayesini anlatıyor. Fasih posteri Calais şehri merkezindeki bir duvardan kardeşini mutlu etmek için almış.

"Aslında Justin Bieber'in hayranı değilim ama kardeşim çok seviyor. Ama burada asılı durması bana umut veriyor. İnsanları gelip geçerken gülümsetiyor. Burada belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey de bu. Kendimizi mutlu edecek nedenler bulmamız" diyen genç sığınmacı iki kez vatanından olduğunu anlatıyor.

Kuveyt'ten Suriye'ye 2010'da sığınmacı olarak gelen Fasil, ülkede İngilizce öğrenmiş ve çalışmaya başlamış. Fasil, "Suriye'nin benim için yaptıklarını asla unutamam. Onlara borcumu ödemek isterdim ama sığındığım ikinci vatanı da terk etmek zorunda kaldım" diyor.

İngiltere'ye geçtiğinde en büyük hayalinin eğitimine devam etmek olduğunu belirten Fasil, geleceğe dair beklentisini, "Uçuk hayallerim yok. Sıradan bir yaşam düşlüyorum. Okula gidebildiğim, ardından çalışabildiğim bir hayat. Evlenip bir yuva kurmak ve herkes gibi bir yaşama sahip olmak" diyerek özetliyor.

Annesi ve kardeşiyle kalan Fasil'in annesi astım hastası. Kabinlerdeki havalandırmaların yetersizliği ve ısınma sorunu yüzünden çok zorlansalar da Fasil bu günlerin geçeceğine inanıyor.

Suriye'den getirdiği, üzerinde gülen bir yüz figürü olan yastığı yüzüne tutan Fasil, son söz olarak en büyük temennisini dile getiriyor: "Bize sığınmacı değil insan gözüyle bakın. Hepimizin bu sefaletten önce bambaşka hayatları vardı. Yeniden bir hayat kurmamıza yardım edin."

-Yeni açıldı, kapanma riskiyle karşı karşıya

Basroch kampından tahliye edilen yaklaşık bin 200 sığınmacının yerleştirildiği kamp 220 ahşap barınaktan oluşuyor.

Her barınakta 4 kişi yaşama zorunluluğu bulunan kampta ısınma sorunu benzinle çalışan seyyar sobalarla çözülmeye çalışılıyor. Yaklaşık 5 ayda inşa edilen kampın en az 1 yıl hizmet vermesi bekleniyor.

İnşaatı için toplam 3,1 milyon avro harcanan kampın maliyetinin 2,6 milyon avrosu MSF'nin bütçesinden, geri kalanı ise Grande-Synthe Belediyesi tarafından karşılandı.

Yönetimini MSF'nin yaptığı kampta henüz tam faaliyete geçmemiş bir hastane ve okul bulunuyor. Kampta seyyar tuvalet kabinlerinin yanı sıra duş alma alanları da yer alıyor.

Hizmet vermeye başlayalı henüz bir hafta bile olmayan kamp şimdi de kapanma riskiyle karşı karşıya.

MSF'nin internet sitesinde yer alan duyuruda, devletin Grand-Synthe Belediyesi'ne yolladığı ihtar mektubu yer alıyor.

Mektupta kampın açılmasında acele edildiği ve güvenlik kriterlerine uyulmadığı kaydedilirken gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı takdirde kampın kapatılabileceği bilgisi yer alıyor.

Mektuba başta MSF olmak üzere birçok insani yardım derneği tepki gösterirken MSF'in internet sitesinde yayımlanan ve ortak imza atılan bildiride dernekler, devletin kamptaki imkanların iyileşmesi için çaba sarf edeceğine, kurulan kampı yıkmak istemesini "akıl almaz bir edepsizlik" olarak tanımlıyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.