Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’li Sezgin Tanrıkulu’na çok sert tepki: ”Terörist müsveddesi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’li Sezgin Tanrıkulu’na çok sert tepki: ”Terörist müsveddesi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun TSK ile ilgili sözlerine sert tepki gösterdi: " Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri ilgili iddialarına sert tepki göstererek, "Sözde milletvekili ama terörist müsveddesi. Mehmetçiğime nasıl hakaretler ediyor. Gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da verme mükellefiyetimiz var" dedi.

Kaymakamlara hatırlatmalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili genç kardeşlerim şunu lütfen hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Az önce Abdurrahim Karakoç'un, rahmetlinin bir dörtlüğünü bakanım okudu. Bu ne biliyor musunuz? Bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gidiyoruz. Bunu böyle bileceğiz. Yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, devlet gücünün her bir unsurunun asli görevi budur. Bu noktada devletin tepesiyle kaymakam arasında hiçbir fark yoktur. Her birimiz 85 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefiz. İnsanımıza hizmet götürmek, onların derdine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına, gelişmesine katkıda bulunmak çok büyük bir misyondur. Mülki idare amirlerimiz, diğer kamu görevlilerimize kıyasla devletin tüm birimlerinin koordinasyonu vazifesini üstlenmek suretiyle yükü daha ağır bir sorumluluk taşımaktadır. Kaymakamlarımız kişisel kabiliyetleri ve gayretleriyle gittikleri her yerde iz bırakma, insanımızın hayatına tesir etme, görev yaptıkları şehirlere damga vurma imkanına sahiptir. Devletin vatandaşa dönük adaletli, merhametli gülen yüzü kaymakamlarımız, sorumluluk alanlarının en ücra köşesine kadar uzanan şefkat ve yardım eli olmak mecburiyetindedir. Kariyer olarak kendinize böyle bir mesleği seçtiğinize göre şu gerçeği de biliyorsunuz demektir. Kaymakamın mesaisi olmaz. Gecesi gündüzü olmaz. Tatili, hafta sonu olmaz. Sabah 9 gibi işe başlayıp akşam 5, 6 civarında kapısını çekip çıkan kişiden de yönetici zaten hiç olmaz. Ülke idare amirliği mesai saatleri arasında yapılacak hükümet konağının duvarları arasına hapsedilebilecek bir meslek değil. Bizi temsilen görev yaptığınız ilçelerimizde sizlerden günün 24 dört saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü çalışacak, koşacak, koşturacak bir tempo ve motivasyonla işinize sarılmanızı bekliyoruz. Ben cumhurbaşkanı olarak böyle çalışıyorum. Uykum 5 saat, bilemediniz 6 saat. Gece eve gidişlerim bazen 12, bazen bir, bazen iki. Öyle çalışıyorum. Aksi takdirde bu iş, bu devlet yürümez. Dolayısıyla ilçelerdeki cumhurbaşkanları olarak da bunu bekliyorum" diye konuştu.

"Ne milletle güçlü bir ilişki kurabilirsiniz ne de geride hayırla, şükranla, özlemle yad edilecek bir miras bırakabilirsiniz" sözlerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ataların dediği gibi "at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır'. Siz de öyle bir çalışın, öyle bir hizmet edin ki ayrıldığınız ilçede isminiz yadigar olarak kalsın. Milletimiz arkanızdan ne desin? "Ya burada bir zamanlar bir kaymakam vardı. İlçenin çehresini değiştirdi, Allah ondan razı olsun desin." Bunu istemez misiniz? Bunu yapmanız lazım. Adınız her kesimden insanımızın kalbinde efsane kaymakam, efsane vali olarak kalıyor. Sizden öncekilerden devraldığınız emaneti daha da yüceltme, çok daha yukarılara taşımanın gayretinde olun. Adı unutulan değil, halk tarafından sizden sonrakilere örnek gösterilen bir kaymakam olmaya gayret edin. İlçenin ahalisinin tümüyle iletişim içinde olmayı, sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle, esnafı, tüccarı, iş adamıyla temasta kalmayı lütfen

ihmal etmeyin. Vatandaşımızla olan ilişkilerinizde yetkilerinizden önce muhatabınızın haklarını, ona karşı görev ve yükümlülüklerinizi hatırınızda tutun. Her zaman söylüyoruz insanı yaşatmadan devleti yaşatamayız. İnsanı yüceltmeden devletimizin istikbalini garanti edemeyiz. Halktan sorunlardan kopup çarşıdan, pazardan, sokaktan bihaber, hepsinden önemlisi hizmetle mükellef olduğu ilçesinin gerçeklerinin idrakinde olmayan bir yönetici profilini biz reddediyoruz. Eski Türkiye'de olduğu gibi devletle millet arasında aşılmaz duvarlar veren vesayetçi anlayışı da kabul etmiyoruz. Devletimizin yönetim merkezi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl milletin evi ise, hükümet konakları da ilçelerdeki milletin evidir. Sizlerden bulunduğunuz ilçelerde bu hassasiyetle çalışmanızı özellikle istiyorum" şeklinde konuştu.

Kaymakamların görevlerini yerine getirirken mali, idari, hukuk veya bürokratik bazı zorluklarla karşılaşmanın gayet tabii olduğunun aktaran Erdoğan, "Bunlar sizin gözünüzü korkutmamalı. Sizi asla yıldırmamalıdır. Zorluklara aldırmayacak, tıpkı hedefe kilitlenen ok misali projelerinizi gerçekleştirmeye odaklanacaksınız. Bahane üretmek yerine sorunların üzerine cesaretle giderek çözüm yolları geliştirerek, engelleri aşmaya çalışacaksınız. Buradaki her bir genç kaymakamımızın Allah'ın izniyle bunu başaracak yeteneğe, iradeye ve samimiyete sahip olduğuna inanıyorum" dedi.

"Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye yüzyılını sizlerin de gayretleriyle hayata geçirmekte kararlıyız"

108. dönem kaymakam adayları olarak ülkenin tarihi açısından anlamlı bir yıl dönümünde göreve başladıklarının altını çizen Erdoğan, "Bu sene bin yıllık vatan topraklarında kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yıl dönümüdür. Yeni bir başlangıcı temsil eden bu önemli tarihi her açıdan manasına uygun şekilde kutluyoruz, kutlayacağız. Esasen bu yıl yaptığımız her etkinlikte yüzüncü yıl coşkusunu ilmik ilmik ördük. Yılsonuna kadar tertipleyeceğimiz farklı programlarla cumhuriyetimizin yüzüncü yılında maziden atiye kurduğumuz köprüyü daha da kuvvetlendireceğiz. Millet olarak birlik ve beraberliğimizi perçinleyecek, geçmişin acı hatıra izlerini silecek, geleceğimize olan umudumuzu tahkim edeceğiz. Böylece bizleri Türkiye yüzyılına daha hızlı ulaştıracak iklimi inşallah ülkemizde tesis etmiş olacağız. Milletimizin asırlık hayallerinin sembolü olan Türkiye yüzyılını sizlerin de gayretleriyle hayata geçirmekte kararlıyız. Türkiye yüzyılıyla aynı zamanda istiklal ve istikbalimiz uğrunda can veren aziz şehitlerimize olan vefa borcumuzu da bir nebze olsun ödeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Türkiye yüzyılının inşasına kimsenin set olarak duramayacağını vurgulayan Erdoğan, "Ancak ülkemizin bu kararlılığının birilerinin uykusunu kaçırdığı anlaşılıyor. İşte görüyorsunuz sözde milletvekili ama terörist müsvetdesi. Benim kahraman askerime, Mehmetçiğime nasıl laflar atıyor, nasıl hakaretler ediyor? Herhalde televizyonlarda izlediniz. Bunlara gereken dersi devlet olarak da, yargı olarak da bizim verme mükellefiyetimiz var. Biz ikinci sınıf demokrasiye evet demiyoruz. Birinci sınıf demokrasi. İkinci sınıf hak ve özgürlüklere, ikinci sınıf ekonomiye mahkum ve mecbur edenler bizi Türkiye yüzyılı vizyonumuzdan ciddi manada rahatsızlık duyuyor. Yüzyıllardır mazlumların, yer altı kaynaklarını sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlar ve onların içerideki temsilcileri küresel adaleti savunan bir Türkiye gerçeğine tahammül edemiyor. Turizmde, ticarette, yatırımlarda, diplomaside ve savunmada sürekli ölçek büyüten Türkiye'yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yol deneniyor. Hepsinden öte düşünün İHA'larımıza, SİHA'larımıza, Akıncılarımızı niçin hazmedemiyor, tahammül edemiyorlar. Çünkü Gabar'ı, Cudi'yi, Tendürek'i, inlerinde bu teröristleri vurdukları için tahammül edemiyorlar. İster etsinler, ister etmesinler. Biz adil bir devlet olarak görevimizin gereği neyse bunu sonuna kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız" ifadelerine yer verdi.

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.