DAYAK YEDİM AMA PES ETMEDİM

RÖPORTAJ: Seda Erciş

Küçükken kendisini savunamadığı için ailesi tarafından kick boksa yönlendirilen İzzet Arabacı, şimdi ise madalyalarla dolu başarılı bir kariyere sahip. Konyalı milli kick boksçu İzzet Arabacı, 10 yıllık süreçte devam ettiği kick boksa adım adım giderek zirveye doğru ilerliyor. Kariyerinde dünya ikinciliği, dünya üçüncülüğü ve Avrupa üçüncülüğü bulunan İzzet, en büyük hedefinin ringe çıkıp şampiyonlukla inmek olduğunu ve kürsüde istiklal marşını okutmak istediğini söyledi. Avrupa ve dünyada adından başarıyla söz ettiren milli sporcunun geleceğini konuştuk…

Kick boks maceran nasıl başladı?

Küçükken mahalledeki arkadaşlarla sürekli kavga ederdik.  Ben de genellikle dayak yiyen taraf olurdum. Özgüvenim yerinde olmadığı için ailem beni spora teşvik etti. Bu şekilde kick boksla tanıştım. Bu sporla tanıştıktan sonra da uzun yıllar bırakmadım ve devam ettim. Yurtiçinde başladım ve yurtdışına açıldım. Başarılarım geldikçe de daha da kick boksa tutuldum.

Küçükken kavgacı bir karakter olduğunu söyleyebiliriz o zaman

Evet, çok yaramaz ve kavgacıydım. Yerimde durmazdım buna rağmen kendimi hiç savunmazdım. Sessizdim ve özgüvenim yoktu.

Peki, sonrası nasıl gelişti. Seni kim keşfetti?

Antrenörüm Mehmet Güçlü keşfetti. Kick boksa başladığım bir aylık süreçte yeteneğimi hocam fark etti ve Konya’da beni il seçmelerine katılmamı sağladı. Orada katıldığım ilk müsabakada da bu sporu 5 yıldır yapan bir arkadaşımla karşılaştım ve onu nakavt ederek kazanmıştım. Üstün bir puan farklıya kazandım ve herkes şaşırmıştı bana. Bu şekilde devam ettim.

“KURALLARA GÖRE DÖVÜŞÜYORUZ”

Kick boks şiddet içerikli bir spor olduğu için herkesin onayını almayabiliyor. Ailenin tepkisi nasıl oldu peki bu sporu sürdürdüğünde?

Beni kick boksa ailem teşvik etti kendimi geliştireyim özgüvenim yerime gelsin diye. Ancak sonrasında olumsuz bir kararları vardı. Bu işi spor olarak yapmamı istemediler. İlerleyen yıllarda sorun olabileceğini kavgacı bir tarafı olduğunu düşünerekten tepkilerini gösterdiler. Ancak daha sonra antrenmanlarımı izlediler ve aldığım başarıları gördüler. Birkaç kere çıktığım müsabakada izleyici olarak izledikten sonra kick boksun tamamen kavgadan uzak bir spor branşı olduğunu anladıklarında karışmadılar. Yakından gördükleri için içlerindeki korku bitti.

Şiddetle boksun yakın bir bağının olmadığını söylüyorsun…

Kesinlikle yok. Ancak ister istemez ringin içinde öğrendiğin teknikleri rakibinle karşılıklı birbirinize uyguluyorsunuz. Darbe alıyorsunuz, karşı tarafa bir darbe atıyorsunuz ama kick boks branşını söyle bir şey. Uzun yıllar yaptığın zaman antrenmanların ağırlığı ona göre değişiyor. Bu antrenmanlarda zaten biz kendimizi alıştırıyoruz. Alıştırdığımız için bize normal bir durum gibi geliyor. Kavgadan uzak tamamen spor amaçlı yaptığımız bir durum. Ring içerisinde kurallar neyse onu yapıyoruz. Bundan dolayı problem olmuyor.

Şampiyonluklar ve derecelerinden bahsedebilir misin?

5 kez Türkiye şampiyonu oldum. Her yıl kilo sıkletimi arttırarak şampiyonluklarımı elde ettim. Bu kick boks branşında zordur. Ardından ilk uluslararası müsabakamda dünya 3.’lüğü elde ettim. Sonraki yıllarda da gençlerde dünya 2.’liğine yükseldim. Büyüklere çıktığımda ise Avrupa 3.’lüğünü elde ettim. 

“HİÇ NAKAVT OLMADIM”

Avrupa’da önemli işler başardın. Nasıl bir duyguydu, neler hissettin?

Küçüklükten beri bu sporu yapıyorsun. Abileri, ablalarını izleyip örnek alıp yola devam ediyorsun. Sonrası ise tamamen farklı bir duygu çünkü ülken için bunu yapıyorsun. Bayrağımızı yurtdışında dalgalandırmak istemiştim bende. Belki birinci olamadım ama o kürsüye çıkıp Türk bayrağını omzuma alıp ülkeme bir başarı kazandırdım. Bu tarif edilmez bir duyguydu. Bu duyguyu yaşamak lazım. Bu başarıların ardından da daha bir farklı azimle çalışmaya devam ettim.

Türk biriyle dövüşmekle yabancı biriyle dövüşmek fark ediyor mu?

Ülkemizde kick boks olimpik bir branş değil. Dünya genelinde de böyle. Ancak yurtdışında sporcular tamamen bu branşa yönelmiş durumda. Bu nedenle antrenman olarak bizden çok iyi durumdalar. Yetenek olarak veya başka bir şekilde üstün değiller ama antrenmanlar konusunda bizden üstünler. Bizim yeteneğimiz var sadece çok çalışmamız lazım. Bu bizim tamamen kendi çalışmamıza bağlı. Şöyle bir örnek verebilirim. Biz dünya şampiyonasına gitmeden 10 gün önce milli takım kampına çağrılıyoruz. Bu da bizim için olumsuz bir durum oluyor. Çünkü onlar bu süreci çok daha uzun yaşıyorlar.

Kaç raunt oluyor maçlarınız?

3 raunt. Yurtdışında müsabakalar 2’şer dakikada ve 3 raunt üzerinden oynanır.

Seni diğer rakiplerinden ayıran en büyük özellik nedir?

Kendi kilomdaki rakiplerimden daha inançlı ve hızlı olmam olduğumu düşünüyorum. Hızımı öne çıkarmam diğer rakiplerimden ayrına en büyük özelliğimdir.

Kick boksta çok nakavt oluyor mu?

Oluyor. Allaha şükür ben daha hiç olmadım. Çok kötü bir durum çünkü.

“HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASIYDI”

Şampiyonluklardan sonra hayatında ne gibi değişiklikler oldu?

Hayatımda çok büyük değişikler oldu. Derece elde ettikten sonra ismimin önüne o derecem yazıldı. Uluslararası dövüşen milli bir sporcuyum. Böyle olduğu için ülkeme döndüğümde insanların tebriklerini aldım. Herkesin gözleri üzerimde oldu. Hayatımda güzel değişiklikler oldu. Başarılarla eğitim hayatımı devam ettirdim.

Kick boks nasıl bir disiplin gerektiriyor? Nasıl çalışıyorsun?

Kick boks bireysel olarak zor başarı elde edersin. Edersin ama bir ekip ruhu olmalı. O ekibin de bir lideri olması lazım. Merdiven basamaklarını çıkarken ekibinle birlikte o liderin yönetiminde çıkarsın ve daha sonra düzenli olarak antrenmanlarını yapmak zorundasın. Beslenmen, dinlenmen kilo kontrolü. Bunlara çok özen göstermen lazım. Bu nedenle disiplinli çalışma bu sporda en önemli nokta. 

Zor anların olmuştur muhakkak. Seni en zorlayan maç hangisiydi? 

İlk Türkiye şampiyonam gençlerde o zaman 67 kilogramda dövüşüyordum. Bu kiloda girdiğim ilk müsabakaydı. Benim için de çok önemli bir maçtı. Final maçına kadar 4 maç oynadım. Finaldeki rakibim de çok güçlü ve hazırdı. Dünyada derecesi vardı. Onu yenmek kolay olmadı zor anlar yaşadım. Adeta 6 dakika boyunca dayak yedim diyebilirim. Aldığım darbelerde yere düşüp kalkıyordum. Ama pes etmedim. Nakavt olmadım. Arkama dönüp antrenörümle o iletişimi kurduğumda maçtan geri çekilmedik. Sonuna kadar mücadele ettim ama kazanan rakibim oldu. Benim için çok büyük tecrübe oldu. Kick boks hayatımın dönüm noktası zaten o 2012 yılındaki Türkiye şampiyonasıydı.

“İSTİKLAL MARŞINI OKUTMAK İSTİYORUM”

Bir maçtan sonra kaç günde kendine geliyorsun?

Fiziksel olarak ağır darbeler alıyoruz. Dinlenme sürem oluyor ancak bir sonraki maçı düşünmeye ve çalışmaya başlıyorum. Şunu da söylemek istiyorum tabi ki unutkanlık oluyor bizde. Beynimize darbeler alıyoruz ve kaç bin tane hücremiz ölüyor. Ve biz dövüş sporcular olarak çok duygusal insanlarızdır. Bazı kararları çok duygusal alırız. Bu noktada da antrenörlerimiz bize yön gösterir.

Kick boksçu olmanın en büyük zorlukları neler?

Fedakârlık ister. Sabırlı olman gerekir ve her şeyden fedakârlık yapman gerekir. Aile, arkadaş, sosyal hayat hatta kendinden bile. Zorlukları ise diğer insanlar sabah uyurken biz çalışıyoruz. Bu çok önemli bir nokta. Zor anlardan buralara kadar geldim.

Bundan sonraki hedeflerini konuşalım… Neler yapmak istiyorsun?

Kick boksa profesyonel olarak devam etmek istiyorum. Ülkemi yurtdışında güzel bir şekilde temsil etmek istiyorum. Dünya 2. ve 3.’lüğüm var. Bir kez de şampiyon olup istiklal marşımızı kürsüde okutmak istiyorum. Hedeflerim bunlar. Bunun dışında ekip olarak destek bekliyoruz ilerisi için. İyi bir destek bulursak daha iyilerini yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bizler maddi destek istemiyoruz aslında. Biz tamamen yaptığımız bu işin ağırlığını, değerini görüp bize destek verecek birini arıyoruz.

Boksa bütün dünyada büyük bir ilgi var. Ama Türkiye’de yeterli ilgiyi görmemesini neye bağlıyorsun?

Söylediğim gibi kick boks olimpik bir branş değil. Getirisi de iyi olmadığı için yeterli ilgi görülmüyor. Aynı şekilde değer de görmüyor. Yeni yeni anlaşılıyor kick boksun spor olduğu. Önceden ön yargı vardı. Kick boksuçular kavga eder diye. Burada insanlar kick boksçuyum dediğinde kaç kişiyi dövebilirsin mantığında. İnanlarımızın aklına dövme kırma geliyor.

Tarihte en çok sevdiğin dövüşçü kim?

Badr Hari.

Dövüşmek ister miydin?

Allah korusun. Çok iyi bir sporcu.

Kick boks senin için ne ifade ediyor? Senin gözünde?

Tutku, hayal ve amaç…