Kendi markalarımızı oluşturmalıyız

Kendi markalarımızı oluşturmalıyız
Yıllarını otomotiv sektörüne vermiş olan deneyimli işadamı Musa Uyararslan, Türkiye’de yılda 900 bin araç satıldığını ve bunun yüzde 80’inin ithal olduğuna dikkat çekerken, dışa bağımlılığın önüne ancak kendi markalarımızın doğmasıyla geçileceğini söyledi

Yıllarını otomotiv sektörüne vermiş olan deneyimli işadamı Musa Uyararslan, Türkiye’de yılda 900 bin araç satıldığını ve bunun yüzde 80’inin ithal olduğuna dikkat çekerken, dışa bağımlılığın önüne ancak kendi markalarımızın doğmasıyla geçileceğini söyledi. 2018 yılının ilk çeyreğinin sıkıntılı geçeceğini söyleyen Uyararslan, Konya’da herkesin yerli otomobil üretiminin bu şehirde yapılmasını çok istediğini ancak mevcut şartlarda bunun zor gözüktüğünü de ifade etti

Otomotiv sektörünün önemli isimlerinden, iş ve siyaset adamı Musa Uyararslan sektörü, sektörün sorunlarını, yerli otomobili ve piyasaları Pusula TV’de yorumladı. Konya’da gündemi belirleyen UĞURLU GÜNDEM isimli programda deneyimli gazeteci Uğur Özteke ile keyifli bir söyleşi gerçekleştiren Uyararslan, yerli otomobilin Konya’da üretilmesine yönelik karamsar konuştu ve “Yerli otomobilin Konya’da olmasını canı gönülden istiyorum ama hamasete de gerek yok. Konya altyapısıyla buna hazır değil” dedi.

Açıklamalarına kendisini ve şirketini tanıtarak başlayan Uyararslan, “Konya bizim ruhumuz, Konya’da şimdiye kadar ömrümüzü verdik. Konya’nın ekmeğini yedik, suyunu içtik. Biz aslen Bozkırlıyız. 65 yıllık bir firmayız. Babadan intikal eden bir şirketi yönetiyorum. Tarihimizde lastikçilikten başlayıp, müteahhitlik alanında faaliyet gösteren ve 1970’lerden bugüne kadar otomobil alanında faaliyet gösteren bir şirketiz” dedi.

DİNAMİK VE İSTİHDAM SAĞLAYAN BİR SEKTÖR

Otomotiv sektörünün dinamik bir sektör olduğunu ve büyük bir istihdam sağladığını söyleyen Uyararslan, “Otomotiv günden güne gelişen, değişen, dinamik bir sektör. İstihdamı çok yüksek, milyon dolar bütçeleri olan bir sektör. İnşaat bugün istihdamda en önemli sektör ama otomotiv de inşaat ile yarışacak düzeydedir. Yan sanayileriyle birlikte otomotiv çok büyük bir alanı kapsıyor. Günün şartlarında sektörü iyi takip etmek gerekiyor. İnanılmaz bir yarış ve çok sert bir rekabet var. Şirket olarak bu rekabete ayak uydurmak zorundasınız. Eğer biraz geride kalırsanız yok olup gidersiniz” ifadelerini kullandı.

Peugeot Yetkili Satıcısı Musa Uyararslan, birçok kişinin araçların teknik özelliklerini bilmediğinin de altını çizdi ve “Nasıl ki cebimizdeki telefonların tüm özelliklerini bilmiyoruz, araçlarda da durum bu. Müşteri lükse yatırım yapıyor ama lüks kullanmayı bilmiyor. Millet olarak böyle bir handikabımız var. Bu da cari açığa giden yoldur. Kullanmadığımız özelliğe neden para ödüyoruz ki…” diye konuştu.

musa-uyararaslan-(1).jpeg

KENDİ MARKALARIMIZA İHTİYACIMIZ VAR

Türkiye’nin kendi otomobil markalarına ihtiyacının olduğunu da söyleyen Uyararslan, “Türkiye’de yılda 900 bin araç satılıyor. Bu yıl da bu rakamlar yakalanacak gibi. Burada dikkat çeken olay ise bu 900 bin aracın yüzde 80’inin ithal olması. Dışarıya verdiğimiz parayı görebiliyor musunuz? Türkiye’nin artık otomobilde kendi markalarına ihtiyacı var. En az 3-4 marka üretmeliyiz ve dışarıya bağımlılığı bitirmeliyiz. İthal araçlara vergiler alınmalı, yerli otomobilde vergiler tamamen kaldırılmalı ve yerli üretim, yerli otomobil teşvik edilmeli. Bugün sattığımız araçların birçok parçası Konya’dan Fransa’ya gidiyor, araçlar yapılıp tekrar bize geliyor. Dolayısıyla bizim kendi potansiyelimizi harekete geçirip bir değil birden fazla kendi markamızı üretebilmeliyiz” dedi.

BİN KİŞİDEN 167’Sİ ARAÇ SAHİBİ

Türkiye’de yaygın bilinenin aksine araç piyasasında büyük bir açık olduğunu da dile getiren Uyararslan, “Türkiye’de bin kişide 167 kişinin arabası var. Gelir dağılımı da düzensiz olduğu için Hakkari’de 10 kişiye bir araç, Konya’da 10 kişiye 8 araç var. Hala Türkiye’de otomobil açığı var. Yabancı diyor ki Türkiye’de bu açık var bu araçlar satılacak diyor ve ülkemize yatırım yapıyorlar. Avrupa’da bin kişiden 650’sine araç düşüyor.  Rakamlar Türkiye’de araç boşluğu olduğunu söylüyor. Bizdeki trafik sorunu ise yapılaşma sorunundan kaynaklanıyor. Günümüzü ve geleceği iyi planlamalıyız” ifadelerini kullandı.

REKABET KÂRLILIĞI DÜŞÜRÜYOR

Otomotiv sektöründe yaşanan sert rekabetin kârlılığı ciddi oranda azalttığını ve bunun da sektörde el değişimlerini yaygınlaştırdığını söyleyen Uyararslan, “Sektörde büyük rekabet var. Hem diğer markalarla hem de kendi markamızla rekabet içerisindeyiz. Dolayısıyla çoğu zaman karlılığımızı müşteriye bırakıyoruz. Biz artık kâra değil adete bakıyoruz. Gerekli satış rakamlarını yakalayabilirsek prim alır ve masraflarımızı karşılarız. Bugün bir plazada 50 kişi çalışıyor. Bu kadar personel istihdamının olduğu yerde kazanç da kolay değil. Bizim karlılığımızın yükselmesi gerekiyor. Bayi arkadaşlar kâr elde edemiyor. İş tamamen yılsonundaki prime kalmış durumda. Dolayısıyla sektörde sıkıntı doğuyor ve sık sık el değiştirmeler yaşanıyor. Kasım-aralık ayı bizim harmanımızdır ama bu sene geçen yıllara göre çok düşük kaldı. Sektörde daralma yaşanıyor. Bu daralmanın önüne geçmek için bakanlıkların devreye girmesi gerekiyor. Aksi takdirde 10 yıl içinde bu işler tamamen el değiştirerek farklı yapıdaki kişilerin eline geçer. Hatta bazı vilayetlerde bu değişim başlaşmış durumda. Buna distribütörler de çanak tutuyor. ‘Benim malım satılsın da ister Ahmet ister Mehmet satsın’ düşüncesi sektöre zarar veriyor” dedi.

ARAÇ KİRALAMA OLAYI ARTTI

Ülkemizde hızla yaygınlaşan araç kiralama olayına da parantez açan Uyararslan, önemli bir uyarıyı da yaparak şöyle konuştu:  “Şu anda kiralama sistemi çıktı. Yeni alışkanlık bu yönde. İnsanlar arabaya para bağlamıyor. 1-2 yıllığına kiralıyor. Kiralanan araçta her şey kiralayan firmaya ait olduğu için insan risk almıyor. Kapının önündeki araca zarar bile gelse kiralayanın riski yok. Bunun yanı sıra kiralama sistemi yaygınlaşınca distribütörler daha fazla araç satma imkanına sahip oluyor. Sektörün ufku çok geniş ama bu sektörü ayakta tutabilmek adına devlet ve milletin el ele hareket etmesi gerekiyor.”

musa-uyararaslan-(2).jpeg

HAMASETE GEREK YOK, BİZ HAZIR DEĞİLİZ

Uyararslan, yerli otomobil üretimi için Konya’nın istekli olduğunu ancak henüz buna hazır olmadığını da ifade ederek, “Türkiye’de üretilecek araç elektrikli mi, yarı elektrikli mi, hibrit mi olacak? Yoksa mevcut düzendeki araç düzeniyle mi yola devam edilecek?  Otomotiv sektörü olarak bunu bilmediğimiz için yorum yapamıyoruz ama her şeye rağmen destekliyoruz. Cari açıktaki kara deliklerden bir tanesinin kapanmasına vesile olacak bir gelişmedir. Yerli otomobil üretiminin Konya’da olmasını canı gönülden istiyorum ama hamasete de gerek yok. Konya buna hazır değil. Konya’nın limana giden yolu yok. En yakın liman Mersin limanıdır. Lojistik Merkezi bitirmedik, limana inen yolu yapamadık. Oyuncak araba yapmıyoruz ki tırlara yükleyip gönderelim. Konya olarak kendi başbakanımıza, kendi vekillerimize, kendi bürokratlarımıza sahip çıkmalıyız. Yani bizim önce bize sahip çıkmamız gerekiyor. Nerede bizim çevre yolumuz. Çevre yolundan bisiklet de gidiyor, üç tekerleklik de gidiyor. Öncelikli olarak altyapıyı hazır hale getirmemiz gerekiyor. Bu şehrin devlet yatırımlardan daha fazla faydalanması gerekiyor” diye konuştu.

2018’İN İLK ÇEYREĞİNİ YOK SAYIYORUM

Son olarak piyasaları ve sektörün sıkıntılarını değerlendiren Uyararslan, “Bizim sektörde araba noktasında çok açık olmasına rağmen bir o kadar da sektörün geleceği karanlık gözüküyor. Binmeyeceğimiz aracı almamız gerekiyor. İnsan çadırı çekiyor, pazardan pazara araç çıkartılıyor. Milli sermaye boşa yatıyor. Bunun yanı sıra insan ev almıyor gidip araç alıyor. Önce evini alsın sonra gelip aracını alsın. Sağlıklı yatırım yapmak gerekir. Tüketimimize dikkat etmemiz gerekiyor. Türkiye’de tablo böyle ama Konya bir tık da üzerinde. Ailede 4 kişinin de arabası olmaması gerekiyor. Bunun hakkından gelemeyiz. Toplu taşımayı teşvik etmeliyiz. Türkiye’de bu kadar açık var diye Avrupa bize saldırmasın. Türk artık otomobile itibar etmiyor dedirtmeliyiz. Lüks tüketimin de önüne geçmeliyiz. Bu biraz da devlet eliyle olmalı. Dış piyasalardaki saldırılar, içerideki toplumsal gerilim, dövizin yükselmesi ve ticaretin daralması nedeniyle 2018’in en azından ilk çeyreğini yok sayıyorum. Sektörümüzün de çok sıkıntısı var. Piyasada hurda araba dolu. Kazalara bakıldığında da 1990 ve öncesi araçların ağırlıklı olduğu görülüyor. Araba arkadan kaza yapıyor önden motoru fırlıyor. Hurda indirimi mutlaka gelmeli. Bu gelirse hem insanların hayatı kurtulur hem de kirliliğin önüne geçilir ve sanayideki yoğunluğun önüne geçilir” dedi.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.