Konya'da suyun önemine dikkat çekildi

Konya'da suyun önemine dikkat çekildi
 Editör
Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Konya 'Dünya Su Günü' nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi.

Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Konya 'Dünya Su Günü' nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Hayatın kaynağı ve canlı yaşamının en temel ihtiyacı olan su en küçük canlı organizma faaliyetlerinden devasa kıta hareketlerine kadar bütün biyolojik, fiziksel, kimyasal aktiviteler ve insani faaliyetlerin devamlılığı için sürekli ihtiyaç duyulan eşsiz bir nimet olduğunu ifade eden TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Mimarlar Odası Başkanı Ahmet Övet, Yeryüzündeki ulaşılabilir tatlı su miktarı toplam su varlığının % 1’inden bile azdır. Tatlı su kaynaklarının % 87’si kutuplarda ve yeraltında hapsedilmiş olup akarsularda bulunan su ise toplam su miktarının ancak ‰ 1’dir. Bu nedenle, insanoğlu su ihtiyacını yüzeysel suların yanı sıra yeraltı su kaynaklarından temin etmektedir. Kullandığımız bu tatlı suların en önemli kaynağı yağışlardır. Dünyanın yıllık yağış ortalaması 1000 mm/m2 iken Türkiye'nin uzun yıllar yıllık yağış ortalaması 574 mm/m2’, Konya kapalı Havzası için ise bu rakam yaklaşık 340 mm/m2 dir. Konya Kapalı Havzası’nda Son 30-40 yıldır yağışların azalması, gün geçtikçe sayıları artan belgesiz kuyuların çoğalması, uygun olmayan hidrojeolojik ortamlarda sürdürülen sondaj çalışmaları, ekonomik olmayan/bilinçsiz sulama teknikleri, tarımda hatalı bitki deseni seçimi ve beslenim kanallarının tıkanması ile insan eliyle hidrojeolojik su döngüsünün bozulması stratejik kaynağımız olan yeraltı suyumuzu bitirmektedir. Konya Kapalı Havzası’nda DSİ verilerine göre yıllık yaklaşık 4,3 milyar m3’lük (2,4 YAS+1,9 YÜS) emniyetli su rezervi bulunmakta ve bunun tamamı kullanılmaktadır. Belirlenen emniyetli rezerv kadar yapılacak fiili çekim, yukarıda söz konusu edilen tüm olumsuz şartların artmadığı koşullarda, yeraltısu seviyesinde değişime neden olmaz. Ancak Mevcut koşullarda susuz tarım yapılamayacağından dolayı tarlasını sulamak zorunda olan her çiftçi YAS kuyularını ruhsatsız açtırıp farklı yol ve yöntemlerle elektriğini bağlatmaktadır. Bunun sonucunda da yeraltı su kullanımının takibi ve kontrolü tamamen kaybedilmiş durumdadır. Unutulmamalıdır ki ölçemediğiniz bir şeyi kontrol edemezsiniz. Kontrol edemediğiniz bir şeyi de daha iyiye götüremezsiniz'' dedi.

KURAK İKLİM ŞARTLARI İLE BİRLİKTE AŞIRI VE BİLİNÇSİZ

Konuyu biraz daha açmak istediğine dikkat çeken Başkan Övet, ''167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu ile yetkilendirilen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yönetmelikle tanımlanmış olan “Su tahsisi emniyetli rezervi geçtiği ve kritik rezerve ulaştığı zaman bölgede kuyulara ruhsatlandırma yapılamaz” tanımı ile havzamızda bulunan yeraltı suları koruma ve kontrol altına alınmaya çalışılmış ise de Günümüzde 35.000 civarında ruhsatlı kuyuya karşılık 100.000 den fazla ruhsatsız kuyu varlığı Havza’daki fiili çekimin emniyetli rezervden çok çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu durum yönetmeliğin gerçekliği karşılamadığını ortaya koymaktadır. DSİ yaklaşık 35 bin ruhsatlı kuyu için yeraltı suyundan tahsis ettiği su miktarı 2,4 milyar m3 iken 100 bini aşan ruhsatsız kuyu varlığı ve bu kuyuların su çekim miktarı ile tahsis edilen su miktarını oranladığımızda ürkütücü rakamlara ulaşmaktayız. Kurak iklim şartları ile birlikte aşırı ve bilinçsiz yeraltı su kullanımı fiiliyatta daha da arttırmakta, yeraltı su seviyesi ise her geçen gün daha da diplere inmektedir. Bu hızla gidersek çok yakın bir gelecekte yeraltı suyunun yok olup bitmesine hep birlikte şahitlik edeceğiz. Bütün sulama imkanları değerlendirildiğinde havzadaki tarıma elverişli yaklaşık 3 milyon hektar alanın sadece 1 milyon hektarı sulanabilmektedir. Halen su azlığı nedeniyle herhangi bir tesis kurulmayan ve sulama yapılamayan dolayısıyla düşük verimle tarım yapılabilen veya tarım yapılamayan yaklaşık 2 milyon hektar alan su beklemektedir. Mevcut suyun 0,5 milyar m3 içme ve kullanma suyu olarak tüketildiğinden havzada yıllık 10,7 milyar m3 su açığı (hektar başına 5000 m3 su ihtiyacı olduğu varsayıldığında) çözüm bekleyen en önemli problem olarak karşımızda durmaktadır'' dedi.

KONYA KAPALI HAVZASI SU YÖNETİM MERKEZİ

Bu nedenlerle acil olarak Konya Kapalı Havzasına Proje ve Projeler gerekmekte. Bu bağlamda TMMOB İl Koordinasyon kurulu olarak önerilerini belirten Başkan Övet; ''Gelecek nesillerin güvenilir, sağlıklı ve ekonomik içme ve kullanma suyuna sahip olabilmesi için acilen etkin önlemler alınması ve uygulanması gerekmektedir. Yeraltı ve yerüstü tüm su kaynaklarımızı kapsayan ve suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu yararına bir kaynak olduğu esasına dayalı, yeni bir “Su Varlığı Yasası”na ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra Havzalar bazında su idaresini sağlayacak yasal düzelmemelere de gerek duyulmaktadır. Bu kapsamda özellikle tehlike çanlarının çaldığı Bölgemizde, Konya Kapalı Havzası Su Yönetim Merkezi’nin kurulması kaçınılmazdır. İçerisinde veri toplama, veri transferi, erken uyarı sistemi, havza gözleme merkezinin de olacağı Havzadaki tüm suyun idaresine ilişkin her türlü bilginin üretilebileceği yeterli donanımlara sahip bir teşkilatlanmanın oluşturulması gerekmektedir. Havzamızın gerçeklerine uygun Tarım Politikaları belirlenmeli ve buna bağlı tarım desenleri teşvik edilmelidir. Biran önce kendi içindeki açmaz durum giderilmeli su tahsisindeki kritik rezerv tanımı kaldırılmalı, “Kuyu Barışı” düzenlenmeli, mevcut bütün kuyulara ruhsat verilerek kayıt altına alınıp aşırılıktan uzak kontrollü su tüketimi sağlanmalıdır'' diye konuştu.

''SAKARYA, KIZILIRMAK, YEŞİLIRMAK, FIRAT, SEYHAN, GÖKSU, MANAVGAT VE KÖRPRÜÇAY''

Başkan Övet, ''Yeraltı sularımızın ölçümü ve takibi için çıkarılan 6111 sayılı torba kanun içerisinde bulunan OSOS yasası da buna paralel olarak yürürlüğe girmelidir. Havza Dışından Mavi Tünel Projesiyle havzamıza getirilmesi planlanan 414 milyon m3’lük su yeterli olmayıp bunun haricinde Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat, Seyhan, Göksu, Manavgat ve Körprüçay havzalarından da Konya Kapalı Havzasına su getirme projeleri geliştirilmelidir. Proje geliştirmede sadece Cazibeli su akış enerjilerine değil, yenilenebilir enerji kaynakları da yaratılarak yukarı kotlara su basımının projelendirilmesi, ilerleyen yıllarda da kuraklığın daha da derinleşerek devam etmesi halinde deniz suyunun arıtılarak Konya Kapalı Havzasına aktarımı ihtimali üzerine de gerekli fizibilite çalışmaları başlatılmalıdır'' dedi.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.