Selçuklu Tarihi Selçuklu’nun başkentinde korunuyor

Selçuklu Tarihi Selçuklu’nun başkentinde korunuyor
Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nin, enstitüye dönüştürüldüğünü belirten Enstitü Müdürü Prof. Dr. Hacıgökmen, Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü’nün Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıdığının altını çizdi

Selçuklu’nun başkenti Konya’da, özellikle bu medeniyet ile aynı adı taşıyan Selçuk Üniversitesi’nde Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nin kurulmasının önemi 80’li yıllarda anlaşıldı ve Uzluk ailesinin yani Feridun Nafiz Uzluk, Şehabettin Uzluk, Nimetullah Uzluk’un vasiyet ve bağışlarıyla Selçuklu Araştırmaları Merkezi kuruldu. O yıllardan beri hizmet vermeye devam eden merkezin daha akademik ve daha kapsamlı hale gelmesi adına enstitü olması için yapılan başvuru kabul edildi. Böylelikle Selçuklu’yu araştıran ilk enstitü Konya’da kurulmuş oldu. Süreç ile alakalı Pusula’ya özel açıklamalarda bulunan Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen, “Konya, İznik'ten sonra Türkiye Selçuklu Devleti'nin ikinci başkentiydi. Sultan I. Kılıç Arslan döneminde başkent olsa da, kaynaklarda ilk defa Sultan Mesud için Selçuklu Sultanı Mesud yerine Konya Sultanı ifadesi kullanılmıştır. Konya için de Darü’l-mülk unvanı verilmiştir. Bugünkü Alaaddin Tepesi’ndeki Camii ve saray onun döneminde yapılmaya başlanmıştır. Geniş bir ovanın ortasında yer alan Konya, Anadolu’nun diğer önemli merkezlerine yakın olması, Türklerin yaşam tarzlarına uygun coğrafyası ve iklim şartları gibi sebepler gözetilerek başkent yapılmıştır. Şehirde yapılan birçok mimari eserin yanı sıra düz bir ovada yer alması sebebiyle oluşan savunma zafiyetini kaldırmak için Sultan Alâeddin Keykubat döneminde şehrin etrafına surlar yapılmıştır. Dönemin 140 emirinin görev aldığı Konya surlarının tamamlanmasıyla birlikte Konya, Anadolu’nun en büyük şehri haline gelmiştir. Yapılan dış surlar ve dış çevresindeki hendek sayesinde şehrin korunaklılığı artırılmıştır. Bugünkü Meram Deresi ve sel suları bu hendeğe bağlanarak ikinci bir savunma oluşturulmuş ve XIX. yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir” dedi.

selcuklu-tarihi.jpg

ÇÜRÜMEYE BIRAKILMIŞ ESERLER KURTARILDI

Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü’nün oluşum sürecinden bahseden Hacıgökmen, “Selçuklu’nun başkenti Konya’da, özellikle bu medeniyet ile aynı adı taşıyan üniversitemizde böyle bir kurumun kurulmasının ehemmiyetini 80’li yıllarda anlamış olan Uzluk ailesinin yani Feridun Nafiz Uzluk, Şehabettin Uzluk, Nimetullah Uzluk’un vasiyet ve bağışlarıyla Selçuklu Araştırmaları Merkezi kuruldu. Merkez 1990'lı yıllara kadar Selçuk Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde küçük bir odaya yerleştirilmiş, daha sonra Mevlâna Türbesi yakınlarında tahsis edilen bir binaya taşınarak 2013 yılına kadar orada hizmet vermiştir. 2013 yılında ise Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubad kampüsüne taşınmıştır. 2017 yılından itibaren Müze Binası’nın ikinci katına taşınan Selçuklu Araştırmaları Merkezi, Selçuklu Kültür ve Medeniyeti alanında çalışmalarına başlamış, çeşitli yazma ve kitaplardan oluşan 14 bin nadide kitaplık, Prof. Dr. Erol Güngör Kütüphanesi'nin mahzenine depolanarak çürümeye bırakılmış olan kütüphanesi kurtarılarak tasnif edilmiştir. Yazma eserler CD ortamına aktarılmış, Uzluk İhtisas Kütüphanesi ile SÜSAM Kütüphanesi, Prof. Dr. Erol Güngör Kütüphanesi ile entegre edilerek, öğrenciler ve araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Bilimsel faaliyetlere hız verilmiştir” şeklinde konuştu.

AKADEMİK ÇALIŞMALAR HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR

Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nin enstitüye dönüştürülmesinin öneminden bahseden Hacıgökmen, “Faaliyetlerine tüm hızıyla devam edilen merkezin, daha akademik ve daha kapsamlı hale gelmesi adına enstitü olmasının elzemliğine inandığımız için gerekli şart ve alt yapı hazırlıklarından sonra YÖK’e başvurumuzu gerçekleştirdik. İlk yapılan başvurumuza olumsuz cevap gelmesine rağmen hedefimizden şaşmayarak bu konudaki kararlılığımızı ortaya koymaya çalıştık. Nihayetinde 6 Şubat 2021’de Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü kurulmuş oldu. Enstitümüzün kuruluşundan kısa bir süre sonra lisansüstü programların açılması için yapmış olduğumuz başvuruya da YÖK’ten 16 Temmuz tarihinde olumlu bir dönüş yapıldı. Şuan Enstitümüzde aktif olan Selçuklu Tarihi ve Medeniyeti Ana Bilim Dalı ile Selçuklu Sanatı ve Arkeolojisi Ana Bilim Dalı kurularak açılan yüksek lisans programına 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Güz Yarıyılında öğrenci kabul edilmiştir” dedi.

ENSTİTÜ TÜRKİYE’DE BİR İLK

Selçuklu araştırmaları konusunda enstitünün, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıdığını da ifade eden Hacıgökmen, “Türkiye Selçuklularının başkentliğini yapan Konya'da, üniversitemizin de adını aldığı Selçuklu Medeniyeti ve Kültürünün temsili çok mühimdir. Bu konuda Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü'ne büyük görev düşmektedir. Dolayısıyla bu alanda uluslararası düzeyde lisansüstü eğitimlerin verilmesi, araştırmacıların yetiştirilmesi ve bilimsel toplantıların devam ettirilmesi gerekliliği ile ilgili merkez Cumhurbaşkanlığı kararıyla Enstitü'ye dönüştürülmüştür. Bu adda bir enstitü Türkiye'de ilk ve tektir. Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Selçuklu Kültür ve Medeniyeti alanındaki çalışmalara öncülük etmeye devam edecektir. Enstitü sayesinde, Selçuklu Tarihi, Selçuklu’nun başkentinde korunuyor. Konya’da pek çok maddi ve manevi Selçuklu mirası bulunmaktadır. Bizim hedefimiz belli kurum ve kuruluşlar ile ortaklaşa hareket ederek, Selçukluların miraslarına sahip çıkmak, koruyarak varlıklarını devam ettirmektir. Bunun için de gerekli bilgi birikimine ve beceriye sahip uzmanlar yetiştirmektir” şeklinde konuştu.

YENİ BAŞARILARA İMZA ATILIYOR

“Merkez olduğumuz süreçten itibaren yapılan yayınlar ve bilimsel faaliyetlerle Türkiye’de adından sıkça söz ettiren Enstitümüz, faaliyetlerini artırarak yeni başarılara imza atıyor” diyen Hacıgökmen, “Enstitü bünyesinde kurulan Cilt Atölyesinde tahrip olan kitaplar tamir edilerek yeniden ciltlenerek, daha korunaklı bir şekilde öğrencilerin ve araştırmacıların istifadesine sunulmaktadır. Lisansüstü öğrencilere ücretsiz Arapça ve Farsça kursları verilmektedir. Yine Selçuklu Araştırmaları Merkezi'nin danışmanlığıyla oluşturulan Geleneksel Türk Okçuluğu Topluluğu üniversite gençlerine okçuluğu sevdirmeyi amaçlamış, üniversitelerarası okçuluk yarışmalarında da kız ve erkek takımları dereceler almıştır. Ayrıca Selçuklu Araştırmaları Dergisi adıyla yılda iki kez düzenli olarak dergimiz yayımlanmaktadır. Dergimiz birçok ulusal ve uluslararası dizinlerde taranmaktadır. Selçuklu Araştırmaları Enstitüsü halen Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Konya Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa Türkiye Selçuklu Sultanları Külliyatı’nı hazırlayarak bu alanda önemli bir boşluğu dolduracak olan projeyi sürdürmektedir. Enstitümüzün amacı yapılan ve yapılacak olan bilimsel faaliyetler ve hazırlanacak tezler ile Selçuklu tarihine katkıda bulunmak, yetiştirilecek öğrencilerle Selçuk Üniversitesini ve Konya’yı Selçuklu tarihi alanında çalışanların odak noktası haline getirmektir” dedi. (Gülşen Çopur)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.