Yetkimiz var, etkimiz yok

Yetkimiz var, etkimiz yok
Ekonominin her aşamasında olmazsa olmazımız. Cebimizi ilgilendiren her konuda danıştığımız, tıkandığımız her noktada kurtarıcımız. Yılın 12 ayı kesintisiz hizmet alıp mesai saati kavramına bir türlü uyduramadığımız…

Mali müşavirleri, sorunlarını, çözümlerini Konya Muhasebe Hukuk Derneği Başkanı Celal Emiroğlu ile konuştuk…

ÇİĞDEM KURUT'UN RÖPORTAJI

Konya Muhasebe Hukuk Derneği ne zaman kuruldu?

2013 yılında resmi kuruluşumuzu yaptık. Öncesinde altyapımızı oluşturduk. Yıllarca arkadaşlarımızla bir araya gelip mesleğimizin iyileşmesi adına neler yapabileceğimizi tartıştık. Dernek kurulduktan sonra da çalışmalarımıza kurumsallaşma adına ivme kazandırdık.

Derneğin kuruluşu meslek camiasında nasıl karşılandı?

Toplumda bir algı oluşturuldu. Bu algı; meslektaşlarımız arasında “Mesleğe ne yapacaksanız, niye kurdunuz, farkındalığınız ne” gibi. Ayrıca yüksek bir beklenti de oluştu. Müthiş bir teveccühle karşılaştık.

Nasıl bir farkındalık oluşturma çabasındasınız?

Konya’da 2 bin 100 tane mali müşavir arkadaşımız var. Bazı örnek aldığımız dernekler var. Biz de derneğimizin nitelikli olmasını istiyoruz. Derneğimizin farkı; hukuk bölümünün de bulunması. Yani hukukçu arkadaşlarımız da bize üye olabilirler. Biz hem avukatları hem de mali müşavirleri bir çatı altında toplamayı amaçladık. Kısmen de bunu başardık. Meslek grubumuzdaki arkadaşlarımıza sorunları çözme adına gayretlerimiz olacak. Bu amaçla, sorunlarımızı içeren raporlarımızı sivil toplum kuruluşlarına, Ankara’da ilgili bakana, bakan yardımcılarına götürdük. Bunlarla sorunları tartıştık. Devamı da gelecek.

Neden avukatlarla bir aradasınız?

Hem avukatların hem de mali müşavirlerin ortak yönleri var. Ticari mahkemelerde biz vekil olamıyoruz. Mahkemelere avukatlar çıkıyor. Onlar da vergisel konuyu bilmediği için mecburen bizimle entegre olmaları gerekiyor. . İşte bu çalışmayı daha sistematik hale getirmek istedik. Talepler bu yönde. Her zaman yenilenmesi gereken bir mesleğimiz var. Bu yenilenme sorunları da beraberinde getiriyor. Meslek yasamız 1989’da çıktı. Yasa yeni olmasına rağmen yenilenmesi gerekiyor.

En önemli sorunlarınız ne?

Bizim için en önemli sorunların başında tahsilat sorunu geliyor. Bununla beraber daha başka sorunlarımız da var. Bir tanesi de defter tasdiki... Yine yılsonu geliyor. Mükellefler her sene sonunda noterlerden defter tasdiki yaptırırlar. Bu artık hengame ve curcuna haline dönüştü. Tasdik işlemi yapılırken de yeni yeni sorunlar oluşuyor. “Bağlı olduğun odadan tasdikname getir, bağlı olduğun yerden üye olduğuna dair yazı getir” gibi. Bununla kalmıyor, arkadaşlar üye olduğu odalardan yazılar almaya gittiklerinde varsa borçlarını ödüyor, böyle olunca da sıkıntılarla karşılaşıyor. Bu sorunları kökten çözmek gerekiyor. Bu defter tasdiklerinin artık gelişen, değişen ülkemizde manuel ortamda yapılmaması gereğini düşünüyoruz. Maliye Bakanlığı’nda belli ciroları geçenler e faturaya geçmek zorunda. Belirlenen cironun altında olanlar hala manuel. Madem defter tasdiki olacaksa biz diyoruz ki; bu işin kolayını seçelim. Meslek odaları bunu tasdik etsin. Parasız. Örneği var. Derneklerin tuttuğu defterleri dernekler masası bedava tasdikliyor. Aynısını meslek odaları veya mali müşavirler odası tasdik edip versin. Teklifimiz bu. Meslektaşlarımızın bürokrasi ve kırtasiyede çok zamanları geçiyor.

TAHSİLAT SORUNU YORUYOR…

Hangi meslek mensubuna gitseniz en büyük sorunlardan birinin de tahsilat sorunu olduğunu söyler. Yaptığı işin karşılığını alamama meslektaşı işinden bıktırıyor.. Bunu çözmek için de önerimiz var. Devlet tarafından bakıyoruz. Eğer bizi önemsiyorsanız, özel sektörde kamunun eliysek, bize bu söylemlerin altını dolduracak görevler verin. Avukatlardaki CMUK gibi… Parasını devlet alıp avukata veriyor. Taraf devlet. Bizim paramızı da devlet alıp bize versin. Devlet yaparsa bu sorun ortadan kalkar. Vatandaşın beyannamelerini şifrelerimizle biz veriyoruz. Devlet buna taraf olursa, verilen beyannamelerde alacağımız gösterilirse, o kişilerden amme alacağı olarak kabul edip alırsa iş çözülür. Bunlar için kenetlendik.

Meslek tanımınız biliniyor mu?

Vatandaş özellikle işine gelmeyen konularda komşusuna inanıyor bize inanmıyor. Ya da kızına yapılacak mehir senedine kadar bize danışıyor. Her işte danışılabileceğimiz algısı var. Hukuk işlerine, nüfus, maliye işlerinde biz aranırız. Öyle bir algı oluşmuş ki, vatandaşın nerede tıkanıklığı var bizi arıyor. Maksadımız paraya yön vermek ekonomik değerleri oluşturmak. tüm sektörlerde biz varız. Ekonominin olmazsa olmazı mali müşavirlerdir. Ama toplumdaki yeri, sıfatı istenilen düzeyde değil. Bunu sağlamamız gerekiyor. Maddi dönüş açısından da. Mesleğimizin çok angaryası var. Maliye teşkilatı mesleğimizin vesayetini kaldırmalı. Toplumda veya maliyede ne yanlış olursa “Muhasebeci yaptı” mantığından çıkılmalı. Çürük elmalar yüzünden sağlam elmalar feda edilmemeli

Mesleğinizin toplumdaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mesleğimizin toplumdaki yeri ve sıfatları istenilen düzeyde değil. Maliyedeki iş takipçisi gibi bakılıyor. Yetkisi var etkisi yok. Saygınlıkla beraber içinin de doldurulması gerekiyor.

Tatili olan nadir mesleklerden birini icra ediyorsunuz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?

Kanunumuzda mali tatil diye bize özgü çıkan bir tatil var. 1-20 Temmuz arasında. Ama inanın o tarihlerde arkadaşımız tatile gitmediği gibi harıl harıl çalışıyor. Çünkü tatil yapacak bir pozisyon oluşturulmamış. Tatil olması için o dönem iş olmaması gerekiyor. Temmuz Ayı’nda beyannameler kaldırılacak, arkadaşlarımız da o ay beyanname vermeyeceği için rahat hissedecek. Deniyor ki 20 Temmuza kadar tatil yap, gelince 5 gün içinde o ayın beyannamelerini yaz, çiz, topla ver. Normalde 1 ayda yapamadığını bir haftada yapabilir mi? Bunun da değiştirilmesi gerekir. Mali tatilin de revize edilmesi lazım. Adı var kendi yok. Adli tatil var. O ayda davaları nöbetçi mahkeme alır. Bizim de böyle olmalı. Meslektaşlarımızın yasada belirlenen haklarını kullanmada sıkıntıları var. Tatil yapmadan çalışmak elbette meslektaşlarımızın psikolojilerini bozuyor.

İşletmelerin sorunları sizi nasıl etkiliyor?

İşletmelerin yaşadığı sıkıntı doğrudan bizi etkiliyor. Mesela yeni bir sistem var. 2016 yılından itibaren tüm işletmeler akıllı yazar kasaya geçmek zorundalar. Bu da bin 500 lira ile 3 bin lira arasında bir maliyet oluşturuyor. Biz dernek olarak diyoruz ki bu zorunluluk teşvikle uygulansın. Her kanuna teşvik verilirse kendiliğinden uygulanır. İnsanlar severek katılım yapmalı. Eski kullanılan yazarkasayı devlet hurda indirimi ile alsın. Aynı araç hurda indirimi gibi. Şu an esnafın çıkmazı çok. E fatura, e deftere geçirilecek esnafların 30 bin lira civarında yatırım yapması gerekir. Programlar vs. pahalı. Bunların da teşviklenmesi lazım. Devlet kayıp ve kaçağı önlemek için bazı yaptırımlar getiriyor. Elbette yanındayız. Ama getirdiği bu yaptırımlar gerçekleşirken vatandaşa yük gelmemeli. Bunları çözümleriyle raporluyoruz. İşletmelerimiz sıkıntı yaşamazsa biz de yaşamayız.

Mali müşavir olabilmek için de pek çok aşamayı başarıyla geçmek gerekiyor. Bu aşamalar arasında en zor olanı ne?

Benim yeni üye olan bir meslektaşım odaya 5 bin lira gibi bir kayıt ücreti ödeme yapıyor. Bu afaki, yüksek bir rakam. Ticaret Odası’na üye olan bir esnaf bin lira öder, Esnaf Odaları Birliği’ne 400 lira. Bizim mesleği yapabilmek için 4 yıl lisans, 3 yıl staj yapıp üstüne bir de mesleki sınavı kazanmak gerekiyor. 27 yaşından önce de meslek mensubu olmana imkan yok. 27 yaşında bir kişi mali müşavir olduğu zaman sıfırdan başlıyor. Bürosu yok, müşterisi yok, tefrişatı yok. Masraf çıkarmanın anlamı yok. Meslek odası yeni iş açan arkadaşlarımıza faizsiz kredi versin. Üye girdiği mesleğin önemini, gücünü hissetsin.

Odaya alternatif olduğunuz yönünde tepki aldınız mı?

Lokal tepkiler aldık. Biz odanın rakibi ya da alternatifi değiliz. Eş yürüyen sivil toplum kuruluşuyuz. Odaya rağmen bir şey yapmıyoruz. Odanın karşısında değil, yanında, arkasındayız. Mesleğimize ne faydalıysa onun yanındayız. Odamızla cebelleşme içinde değiliz. Ben de odanın bir üyesiyim. Sivil toplum kuruluşu artık dünyanın vazgeçemediği kitlesel bir örgüttür. Kanunla kurulan odalar mecburen kurulan odalardır. Ticaret odası var ama yanında TÜSİAD var, MÜSİAD, ASKON, SELSİAD var. Bunların her birinin gücü ve faydası var. Mesele yanlı olmamak, maksatlı bakmamak lazım.

Kurulacak hükümetten ne bekliyorsunuz?

Hepimizin değeri istikrar ve güven. İstikrar olmayan yerde hiç bir şey olmaz. Ekonomik canlanma olmaz. İstikrarın kokusu bile geldi, her şey değişti. Üretmediğimiz yerde yükselemeyiz. İç dengelerin gelişip sanayinin üretim yapması gerekir. Üretim yapılırken dengelerin bir ayağı da mali müşavirlerdir. Oradaki maliye verilerini ayarlayan biziz. Biz ekonominin vazgeçilmez unsuruyuz. Hükümetten beklentimiz istikrar. Yansıması. Vaadedilen sözlerin yerine getirilmesi. Sorunların köklü çözümünden yanayız. Kendi mesleğimizle alakalı da “Taciz etmezsen tasvip görmezsin” anlayışındayız. Biz sürekli taciz edip raporlarımızı sunacağız. Hükümetin kurulmasını bekleyeceğiz. Talep edeceğiz. Birileri köprü olmazsa iki yaka bir araya gelmez. Meslektaşların sorunlarını menfaat karşılığı değil gönüllü takip etmek gerekir. Geride bir iz bırakmak istiyoruz. Farkındalık yaratmak istiyoruz.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum