YÜZDE YÜZ BAŞARININ ADI: “PRODEM”

Kendisi de bir eğitimci olan, 25 yıllık İngilizce Öğretmeni ve PRODEM’in kurucu hocalarından Bilal Sert, PRODEM’i en ince ayrıntısına kadar anlattı.  

Emine Şeyma Yıldız

“DERSHANE DEĞİL DİL OKULUYUZ”

Öncelikle şunu merak ediyorum. PRODEM ismi nereden geldi böyle aklınıza?

Tamamen mimarımızın fikriydi. PRODEM, Profesyonel Dil Eğitim Merkezi’nin kısaltılmışıdır.

PRODEM’i kurmaya nasıl karar verdiniz?

PRODEM’i 2000 yılında 9 İngilizce Öğretmeni arkadaşla birlikte kurduk. Hedefimiz dili konuşarak öğretmek ve Türkiye’de yapılan uluslararası mesleki İngilizce tabanlı sınavlara öğrencileri hazırlamaktı. Kurumumuz Merkez ve Karaman Şubeleriyle “U” düzeninde hazırlanmış modern sınıflarıyla faaliyetini sürdürmektedir. Kurum bünyesinde, öğrencilerimizin eksiklerini bire-bir tamamlamaya yönelik hizmet veren Counselor Office (Danışmanlık ve destek bürosu), sürekli internet erişimi, ders çalışma alanı ile öğrencilerin boş zamanlarında dinlenebilecekleri ferah bir kafeterya bulunmaktadır. Her yaş gurubundan İngilizceye merak saran Konyalılara 15 yıldır hizmet veriyoruz. PRODEM olarak İngilizce, Almanca, Rusça, İspanyolca, Fransızca dilleri üzerine dersler veriyoruz. YDS, TOEFL, IELTS, Hazırlık Atlama (Muafiyet) gibi özel sınavlarda uyguladığımız programlarla Konya’da dil eğitiminde kalite sembolü olmuş bir kurumuz. Abartmak gibi olmasın ama Konya’daki akademisyenlerin tamamına yakını bizim kursiyerimiz olmuştur. Onun dışında kurumlara yönelik çalışmalarımız var. Personellere özel eğitim veriyoruz. Eğitim almak isteyen firmanın özel taleplerine göre program yapıyoruz. Öğrencinin çeşitli eğitim araçları vasıtasıyla duyarak, görerek, yazarak, izleyerek öğrenmesini sağlayacak her türlü imkânı sunuyoruz. Yurtdışı deneyimi olan tecrübeli ve uzman kadromuz ve yabancı öğretmenlerimizle Konya’nın en geniş kadrosuna sahip olan kursumuz bir “dershane” değil, dil öğrenmek isteyen herkese hizmet veren bir dil okulu. Bizde yaş sınırı yok. Her yaş grubundan, her eğitim seviyesinden kişi bizim kurslarımıza katılabilir.

O kadar güzel anlattınız ki, sektördeki diğer kurslardan sizi farklı kılan çok şey vardır diye düşünmeye başladım…

Öğrenci PRODEM’e geldiği zaman ilk yaptığımız şey seviye tespit sınavı. Herkes yapıyordur muhakkak ama biz iki aşamalı sınav yapıyoruz. Öncelikle yazılı sınav yaparak bilgi birikimini ölçüyoruz. Genel İngilizce programına katılacaksa mülakat yapıyoruz. Sınavlardan sonra öğrencilere katılabilecekleri sınıfları sunuyoruz. Temeli bir kur vermekle iki üç kur vermek çok farklıdır. Biz bu noktada temel seviyeyi bile ikiye bölüyoruz. Temel seviyenin başlangıcındaki bir öğrenciyle sonundaki arasında dağlar kadar fark oluyor. Bu bahsettiğim iki öğrenciyi de aynı sınıfa koyduğunuz zaman ikisini de kaybettiniz demektir. O yüzden her seviyede başlangıç ve bitiş şeklinde ikiye bölüyoruz. Öğrenci hangi seviyede başlarsa başlasın dersleri İngilizce görür. Direk konuşmaya dayalı interaktif bir eğitim veririz. Başka kurslarda YDS programına katılabilmek için belli bir İngilizce birikiminizin olması gerekiyor. Ama bizim YDS programımız hiç İngilizce bilmeyen birinin bile başlayabileceği şekildedir. Kişi hazırlık aşamasını geçtikten sonra rahat bir şekilde YDS programı alabilmektedir. Onun dışında Almanca da bizim çok önem verdiğimiz alanlardan biri. Konsolosluğun yaptığı sınavda da yüzde yüz başarı sağlıyoruz. Katılan öğrencilerimizin tamamı 120 saatlik programdan sonra, yani üç ay sonra temel Almancadan sertifikasını alabilmektedir ve vize için başvuruda bulunabilmektedir. Bir de biz her kurun sonunda sınav yapıyoruz. Öğrenci kurlardan herhangi birinde başarılı olamadığı taktirde o kuru tamamlayana kadar sınırsız ücretsiz kurs tekrarı hizmeti sunuyoruz. Yani öğrenci kur sınavlarında başarısız olursa sorumluluğu paylaşıyoruz. Şundan da bahsetmek istiyorum. İngilizce kursuna kayıt yaptıran öğrencilerin mağdur olduğu bir nokta vardır. Toplu ücret öderler, memnun kalmadıkları takdirde kurstan ayrılmak isterlerse ücret iadesi pek mümkün olmamaktadır. Bu kısmen kursun tercihidir, kısmen Milli Eğitimin dayatmasıdır. Biz bu şekilde öğrenciyi mağdur etmiyoruz. Her kur bitiminde öğrenci devam etmek istediği takdirde yüzde on indirim alarak bir üst kura devam eder. Bunun mantığı şu; öğrenci bizde kaldığı taktirde her kurun başında bir jest yapmış oluyoruz. Bu şekilde öğrenciyi kursa mecbur bırakmıyoruz. Devam etmek zorundasın gibi bir dayatma olmuyor. Kursumuza güvendiğimizin en iyi göstergesi bu… Öğrenci istediği zaman bırakıp yeniden başlayabiliyor. Biz bir kalite seviyesi tutturmuş durumdayız, onu korumaya çalışıyoruz. Rekabete pek girmiyoruz. Biz buraya gelen insanın verdiği ücretin karşılığını alabilmesi için emek harcıyoruz.

“DİLİ HAYATIN BİR PARÇASI YAPIYORUZ”

Anlattıklarınıza göre sınavlarda başarı oranınızın yüzde yüz olduğunu söyleyebilir miyiz?

Söyleyebiliriz ama bizde eğitim alan kursiyerin, koyduğumuz kriterlere uyması halinde. Dil öğrenme sadece derste yapılacak bir şey değil. Dili hayatınızın bir parçası yapmanız gerekiyor. Bunlar yapıldığı takdirde başarı kendiliğinden gelir zaten.

Bizzat derslere girip eğitim veriyorsunuz. Yönetim Kurulu Başkanı olmak mı daha güzel öğrencilere ders anlatmak mı?

Hem Genel İngilizce sınıflarına hem de YDS hazırlık sınıflarına giriyorum. Kesinlikle öğretmenlik daha güzel… Asıl mesleğim öğretmenlik, işletmecilik ikinci planda.

Sizce Konya İngilizce eğitimi verme noktasında başarılı mı?

Bana göre Konya’daki dil kurslarının en büyük sorunu rekabet. Kontrolsüz bir rekabet var. Meşru olmayan fiyat belirleme var. Kursiyerin çok yanlış bilgilendirilmesine müsait bir sektör… Bir kişinin Türkiye’nin dışından gelmesi yabancı hoca olması için yetersiz bence. Bu konu kursiyeri ciddi bir şekilde yanıltabiliyor. O yüzden kursiyerin çok iyi bir araştırma yapması gerekiyor. Kurs açma işinin kolaylaşması da sektöre zarar veriyor.

Bundan sonraki hedef ne?

Kadromuzu sağlamlaştırarak şubeleşmek istiyoruz.