1 milyon ton petrole eşdeğer enerji, tarlada gizli

1 milyon ton petrole eşdeğer enerji, tarlada gizli
Biyoyakıtların gelecekteki önemine değinen Prof. Dr. Süleyman Soylu, Türkiye’nin tarla bitkileri alanında yıllık atığının 46 milyon tonu aşkın olduğunu ve bu atıktan üretilebilecek biyokütle enerjisi potansiyeli ise yıllık 1 milyon 225 bin ton petrole eşd

Yaşayan veya yakın zamanda yaşamış canlı organizmalardan elde edilmiş organik maddelere biyokütle deniliyor. Bu kaynaklardan üretilen biyokütle enerjisi ve biyoyakıtlar çevre dostu olduğu için özellikle bu çağda insanların üzerinde durması gereken konular arasında. Selçuk Üniversitesi Biyoyakıtlar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Süleyman Soylu Pusula gazetesine yaptığı açıklamalarda biyoyakıtların öneminden ve Biyoyakıtlar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin işleyişinden bahsetti.

dsc-0026.jpg

Merkezin 2008 yılında kurulduğunu ifade eden Soylu, “Merkez, yenilenebilir ve çevre dostu olan tarımsal tabanlı biyodizel, biyoetenol, biyogaz ve benzeri biyoyakıtları tanıtmak, yaygınlaştırmak ve araştırmak için kuruldu. Burası çok disiplinli bir yer. İçinde Ziraat Fakültesi ve Teknoloji Fakültesi’nin bölümlerinden hocalarımız var. Türkiye’nin tarım merkezi olan Konya’da tarımsal amaçlı ortaya çıkan atıl hammaddelerin ve insanların gıda güvenliğini tehlikeye sokmayacak tarımsal ürünlerin enerjide kullanılması ile ilgili perspektifleri ortaya koymak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla ilgilenen kurum ve kuruluşlara bilgilendirme yapıyoruz. Pandemide faaliyetlerimiz durmuştu ama şimdi yavaş yavaş artıracağız. Merkezimizdeki hocaların kurduğu bir Biyoyakıt Laboratuvarı var. Burada her tür yakıt analizini yapabiliyoruz” diye konuştu.

KONYA’DA TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK BİYOETANOL TESİSİ VAR

Türkiye’nin enerji fakiri bir ülke olduğunu dolayısıyla Türkiye’de enerjiye katkı sunacak her türlü faaliyetin çok değerli olduğunu ifade eden Soylu, “Dünyada artık son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinden dolayı küresel ısınmanın artması nedeniyle ülkeler çevreci enerji yaklaşımı içine girdiler. Bunlar içerisinde de rüzgar, güneş, hidroelektrik santraller vardı. Son süreçte biyoyakıtlar da ön plana çıkmaya başladı. Özellikle içinde bulunduğumuz Konya Bölgesi son yıllarda bu konuda ciddi atılımlar içerisinde. Konya’da 3-4 firma bununla ilgili yatırım yapmış durumda. Ve faaliyetlerini de devam ettiriyorlar. Özellikle yakıt olarak kullandığımız aspir ve kanola bitkileri Konya Ovası’nda gayet rahat yetişebilen ürünler. Ama çiftçiye bunu yetiştirmemiz için gelirinin güzel olması gerekiyor. Hem alıcısı hem kazancı olmadığı zaman çiftçiye o ürünü ektiremezsiniz. Yine öteki taraftan biyoetanol üretiminde kullanabileceğimiz şeker pancarı da var. Konya Şeker şu an Türkiye’nin en büyük biyoetanol tesisine sahip. Şeker pancarından çıkan atıl ürünleri Konya Şeker biyoetanol olarak değerlendiriyor. Bu tip ürünlere yönelmemiz lazım. Her atığın bu şekilde değerlendirilmesi çok önemli. Bu tip tesislerin en önemli özelliği hammaddeyi kullanıyorsunuz. Kullandıktan sonra çıkan atıl üründe bitki yetiştiriciliğinde besleme ürün olarak değerlendiriliyor. Son damlasına kadar yararlanılıyor” dedi.

BİYOGAZ TESİSLERİMİZDE KONYA’DA FAALİYETTE

Biyoyakıtlarla ilgili ince bir çizgi olduğunu gıda güvenliğinin de sağlanarak iyi bir dengenin korunması gerektiğini ifade eden Soylu, “Yakıt üreteceğiz derken tarım alanlarının tamamen kullanıp gıdadan açık vermemeye çalışmalıyız” dedi. EPDK’dan alınan verilere göre çok çarpıcı rakamlar ortaya çıktığından da bahseden Soylu, “Mesela Türkiye’nin tarla bitkileri alanında yıllık atığı 46 milyon 279 bin 245 ton. Bu atıktan üretilebilecek biyokütle enerjisi potansiyeli ise yıllık 1 milyon 225 bin ton petrole eşdeğer. Yine bahçe bitkileri alanında yıllık 4 milyon tonu aşkın atık ve bundan üretilebilecek 236 bin 794 ton petrole eşdeğer yıllık biyokütle enerji potansiyeli var. Yine bunların yanında belediye atıkları ve orman varlığı atıkları da geliyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Tabi biyoyakıta yatırım yapan firmalar için en önemli konu hammadde de sürekliliğin olması. Şu anda Konya Gödene’de ve Çumra’da biri 6 megavatlık biri 12 megavatlık devasa iki biyogaz tesisi başta olmak üzere toplam 5-6 biyogaz tesisimiz var. Bunlar ağırlıklı olarak tavuk gübresi ve bitkisel atıkları kullanarak elektrik enerjisi üreten ve çıkan atıl ürünleri de gübre olarak değerlendiren katma değeri yüksek tesisler. İşte bu tip firmalar yatırım yaparken hammaddenin devamlılığı şartı mühim oluyor. Bunun sağlanması lazım” ifadelerini kullandı. (Gülşen Çopur)

 

 

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.