2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda
Başbakan Davutoğlu: (4)- "Demokrasi bizim en büyük gücümüzdür. Belki ekonomik krizleri, zor şartlarla karşılaşabiliriz ama aşarız. Cari açığı kapatabiliriz ama demokrasi açığını kapatamayız. Bizim iktidar olduğumuz dönemlerde demokrasimiz hiçbir zaman açı

TBMM (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Demokrasi bizim en büyük gücümüzdür. Belki ekonomik krizleri, zor şartlarla karşılaşabiliriz ama aşarız. Cari açığı kapatabiliriz ama demokrasi açığını kapatamayız. Bizim iktidar olduğumuz dönemlerde demokrasimiz hiçbir zaman açık vermedi, açık vermeyecek" dedi.

TBMM Genel Kurulunda 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde hükümet adına konuşan Davutoğlu, iktidara geldiklerinde 76 olan üniversite sayısının 193'e çıktığını ve 249 bin derslik yaptıklarını belirtti.

Havayolunu kullanmanın geçmişte bir ayrıcalık ve sınıf atlamak olarak değerlendirildiğini ifade eden Davutoğlu, "Biz havayollarını halkın yolları yaptık. 26 havalimanını 55'e çıkardık. Eğer bazı barbarlar olmasaydı büyük bir onurla açtığımız Yüksekova Havalimanı da bugün barışı, insanları birbirine buluşturan bir havalimanı olarak çalışacaktı. Ama o barbarlara rağmen Yüksekova'yı da bütün Doğu ve Güneydoğu'yu da havalimanlarıyla bundan sonra dünyaya bağlamaya kararlıyız" diye konuştu.

Havayolunu kullanan yolcu sayısının 2002 yılında 34,4 milyon iken 2015'te 182 milyon olduğunu belirten Davutoğlu, bölünmüş yolların uzunluğunun 6 bin kilometreden 18 bin 179 kilometreye çıktığını söyledi.

Bölünmüş yollara sahip il sayısını ise 6'dan 75'e yükselttiklerini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"İnşallah yakında 81'i tamamlarız. Biz başladığımız işi hiç yarım bırakmadık, yarım bırakmayız. Ankara-İstanbul, Eskişehir-Ankara-Konya hattındaki hızlı trenden 24 milyonluk bir nüfusun istifade ettiğini söyleyelim. İnşallah gün gelecek, hani 2001'lerde o dönemlerde iktidarda olanların 'Torunlarımız bile görmüyor' dediği hızlı treni biz gördük, torunlarımız bu hızlı trenin Kars'tan Edirne'ye, Urumçi'den Londra'ya gittiğini görecekler. Biz bunu yapacağız. Asya ile Avrupa'yı biz bağlayacağız. Dev projeler. Gururla ifade ediyorum; Marmaray, Avrasya, dünyanın en yüksek asma köprüsü olma özelliğine sahip 3. köprü... Dünyada en büyük havalimanı olacak olan 3. havalimanı, Körfez geçişi, Ordu-Giresun Avrupa'da bir ilk. Bütün bunları şu anda vaktimiz yetmeyeceği için saymıyorum. Ama siz karşı çıksanız da bu yollardan eminim konfor içinde gidiyorsunuz ve bir gün herhalde bir kadirşinaslıkla 'Allah bu yolları yapanlardan razı olsun' da dersiniz. Ümit ederiz. Siz belki demeseniz de eminim diğer partilere oy veren İstanbullu hemşehrilerimiz Marmaray'dan her geçişte bize oy vermeseler bile mutlaka bir hayır dua ediyorlardır. Bir gün onların oylarını da alırız."

Seçimden önce ne kadar oy beklediklerinin kendisine sorulması üzerine, "Yüzde kaç oy söylersem söyleyeyim seçmene haksızlık ettiğimi düşünürüm" dediğini anımsatan Davutoğlu, "Sanki şöyle bir kanaat hasıl olur; 'Ben bazı seçmenlerimizin gönlüne giremem' gibi bir kanaat. Bizim için 2 seçmen vardır, bir bugün AK Parti'ye oy verenler, bir yarın verecek olanlar" değerlendirmesinde bulundu.

-"Hukukunuz şerefimizdir"

Bütün seçmenlere seslenen Davutoğlu, "Hukukunuz şerefimizdir. Hiç kimsenin hukukunun çiğnenmesine izin vermeyiz. Bize oy verebilirsiniz, vermeyebilirsiniz. Ama biliniz ki sizin hukukunuz bizim şerefimizdir" dedi.

İktidara geldiklerinde, yoğun bakım yatağının bütün Türkiye'de sadece 869 olduğunu, şimdi ise hastanelerin 12 bin 489 yoğun bakım yatağına sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Gururla ifade ediyorum, Dışişleri Bakanı olarak birçok şeyle gurur duymuştum ama en çok da Somali'de bir çölün ortasında yaralanan bir TİKA mensubunu birkaç saat içinde helikopterle merkeze, oradan da ambulans uçağımızla Ankara'ya getirip ameliyata almamız... 'İşte' dedim, 'Büyük devlet bu'. Millet, bu büyük devleti hissediyor. Dünya bu büyük devletin ayak seslerini hissediyor. Biz yüreğimizde bunu yaşatıyoruz" ifadesini kullandı.

Organize sanayi bölgelerinin sayısının, iktidara geldikleri dönemde 65 olduğunu, şimdi ise bu sayının 166'ya yükseldiğini aktaran Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu, Ar-Ge'ye çok önem verdiklerini, bunun için çaba sarf etmek gerektiğini söyledi. Bir rakam söyleyeyim de içi şenlensin. Biz iktidara geldiğimizde toplam teknoloji geliştirme bölgesi sadece 2 idi, şimdi 63. Elektrik enerjisi 31 bin 846 megavattı, şimdi 73 bin 148 megavat" açıklamasında bulundu.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir hususiyetini fark ettim. İstatistiksel aralığı çok fazla. 70 milyon, '78-80 milyon' dedi, nüfusumuzla ilgili. Onu anladım. Enerji bağımlılığı konusunda da yüzde 50'lerden, Rusya'ya bağımlılığı kastediyor, yüzde 60'lara, 70'lere, 80'lere çıkıyor. Bunun tek bir rakamı yok mu Allah aşkına? Yüzde kaçtan kaça çıkacaksa söyleyelim. Bu kadar geniş aralıkla konuşulmaz ki. Bizden önce 100 yılda 300 santral yapılmıştı. 13 yılda biz bin 181 enerji santrali yaptık. 1984-2002 arası, yani 18 yılda 19,8 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım geldi Türkiye'ye. 2003-2015'te ise 12 yılda 165 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım geldi. 10 mislinden fazla. Hani 'Türkiye ekonomisi nereye gidiyor?' diyenlere cevaben söyleyeyim, 2014 yılında 12,8 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım gelmişti, 2015 yılında 16,6 milyar dolar. Hem bir taraftan seçimle uğraştık. Bütün illerimizi dolaştım, 81 vilayeti dolaştım 7 Haziran'da. Ondan sonra 1 Kasım'da da bir tur daha attık bazı vilayetlerimize. Bu arada da dünyaya Türkiye'yi anlattık. 1 Kasım'dan sonra bir taraftan terörle mücadele ediyoruz, bir taraftan dünyayı dolaşarak yabancı yatırımı çekmeye çalışıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki bu ülkede tek boyutlu düşünenler hiçbir şeye çözüm bulamazlar. Bizim zihnimiz, gönlümüz her an meşgul olacak."

Müteahhitlerin, yurt dışında aldığı müteahhitlik hizmetleri 1974-2002 yılında 28 yılda 46 milyar dolar iken, 2002-2015 yıllarında ise 13 yılda 273 milyar dolar olduğunu belirten Davutoğlu, "İhracat 36 milyar dolardan, 143,9 milyar dolara. Bütün bu etrafımızdaki ülkelerin çökmesine ve ihracat pazarlarımızın daralmasına rağmen ihracat hacim anlamında yüzde 1,4 arttı geçen sene. İnşallah kısa zamanda da toparlayacağız" dedi.

-"Bu ülkeyi inşallah yakında üst gelir grubuna da sokacağız"

Davutoğlu, "Dış ticaret açığı 2014'te yüzde 25,2 düştü. Cari açık ki en temel meselemiz, 32,2 milyar dolara geriledi ve yüzde 26,1 düştü. Milli gelire oranı da 5,8'den, yüzde 4,4'e düştü. 2002'de biz bu ülkeyi düşük orta gelir ülkesi olarak almıştık, şimdi üst orta gelir ülkesi olarak aldık, inşallah yakında üst gelir grubuna da sokacağız" görüşünü dile getirdi.

İş başına geldiklerinde, satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen milli gelirin ise AB ortalamasının yüzde 35'i olduğunu, şimdi ise bu rakamın yüzde 53'e yükseldiğini aktaran Davutoğlu, "Dolayısıyla biz ülke ekonomisini bir uçurumdan, bir kuyudan aldık, aydınlık bir yola, aydınlık bir ortama taşıdık, taşımaya da devam edeceğiz" diye konuştu.

İktidarları döneminde asgari ücreti yüzde 606,1 artırdıklarını ve 1 Ocak'tan itibaren net bin 300 liraya çıkardıklarını anımsatan Davutoğlu, böylece asgari ücreti 2002'den bu yana yüzde 126,3 oranında reel olarak artırdıklarını bildirdi.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Aile yardımı ödeneği de dahil en düşük memur maaşını yüzde 503,5 artırarak, 2 bin 365 liraya çıkardık. En düşük memur maaşlarında da böylece reel artış yüzde 93,5. Emeklilerimize ilk yılında 75 lira ile 100 lira arası seyyanen zam yapmıştık. Geçen sene de 2015 yılı Temmuz ayında SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize bin liranın altında aylık alanlara 100 lira, bin liranın üstünde alanlara da bin 100 lirayı geçmeyecek şekilde 100 lira verdik. Ayrıca 2016 yılında söz verdiğimiz şekilde 1 Kasım'dan önce hepsine tekrar seyyanen 100 lira zam yaptık. Ancak bunlar yetmez. Biz halkımıza en müreffeh şartları sağlamayı boynumuzun borcu biliriz."

- "Demokrasi bizim en büyük gücümüzdür"

Türkiye'nin demokrasinin de önemli bir husus olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Demokrasi bizim en büyük gücümüzdür. Belki ekonomik krizleri, zor şartlarla karşılaşabiliriz ama aşarız. Cari açığı kapatabiliriz ama demokrasi açığını kapatamayız. Arkadaşlar, bizim iktidar olduğumuz dönemlerde demokrasimiz hiçbir zaman açık vermedi, açık vermeyecek" dedi.

Davutoğlu, "Demokrasimizin belki de 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinden sonra, 28 Şubat postmodern darbesinden sonra da gördüğü en büyük tehdit, 20 Temmuz 2015'te yani 7 Haziran sonrasında 'Türkiye'de bir boşluk doğdu, hükümet boşluğu. Tek parti hükümeti yok' düşüncesiyle aynı anda 3 barbar terör örgütünün düğmeye basmasıyla başlayan dönemdir, en büyük tehditlerden biri" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.