21.  yüzyıl 20 yıl gecikmeli olarak yeniden başlıyor

21.  yüzyıl 20 yıl gecikmeli olarak yeniden başlıyor
Başta virüs olmak üzere son yıllarda yaşanan çarpıcı değişikliklere dikkat çeken Motus Pazarlama Direktör Yardımcısı Kadir Soydemir “son birkaç yıldır yaşanan çarpıcı değişiklikler sonrası, 21. yüzyılın yeniden başladığını ifade edebiliriz” dedi

Başta virüs olmak üzere son yıllarda yaşanan çarpıcı değişikliklere dikkat çeken Motus Pazarlama Direktör Yardımcısı Kadir Soydemir “son birkaç yıldır yaşanan çarpıcı değişiklikler sonrası, 21. yüzyılın yeniden başladığını ifade edebiliriz” dedi

Motus Pazarlama Direktör Yardımcısı Kadir Soydemir, başta virüs olmak üzere son yıllarda yaşanan çarpıcı değişikliklerin 21. yüzyılda bilgi üretemeyen toplumların itibar kaybedeceğini ve geri kalacağını gösterdiğini söyledi. Soydemir, Pusula’ya yaptığı analizde, bilgi üreten ve bunu dünyaya kabul ettiren bir ülke olmak için mücadeleden asla vazgeçmemek gerektiğini vurguladı. İşte Kadir Soydemir o analizi:

21. YÜZYIL YENİDEN BAŞLIYOR

Son birkaç yıldır yaşanan çarpıcı değişiklikler sonrası, 21. yüzyılın yeniden başladığını ifade edebiliriz. Her ne kadar bu ifadenin gerçekliği bundan 20 -30 yıl sonra netleşecek olsa da bugünün şartlarında çok doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Çok geriye gitmeden sadece bir önceki yüzyıl ile kıyaslayarak bu tespitimize farklı bir açıdan bakmaya çalışalım.

20. ve 21. yüzyılların başlarındaki siyasi, askeri, toplumsal ve iktisadi yapılanmanın farklılık göstermesi kaçınılmazdır ve bu insanlık tarihinin gelişiminin bir sonucudur. Bu yüzyıllardaki gelişmeler insanlık tarihi açısından çok önemli etkilere sahiptir. Bu nedenle gelişimlerin şiddeti, hızı ve yaygınlığı önceki yüzyıllarla  karşılaştırılamayacak derecede farklılık arz etmektedir.

20. YY’A ‘MAKİNE ‘DAMGASINI VURDU

Sanayi devrimi ile makineleşebilen ve hatta makineyi sadece kullanmayıp  üretebilen ülkeler 20. yüzyıla damgasını vurmuştur. Ayrıca sanayinin gelişimi yüzyıllardır istediği gelişmeyi kaydedemeyen, yer altı zenginlikleri olan ülkelerin de ön plana çıkmasına neden olmuştur. 21. Yüzyılda ise, sanayi artık kendi rolünü bilgi üreten teknoloji üretimine bırakmıştır. Her iki yüzyılın başlangıç dönemlerinin askeri, siyasi ve iktisadi açıdan  farklı bir yapı göstermesine karşın, söz konusu ögelerin birbiri ile örtüşen olguları da içinde barındırdığı söylenebilir. Bu yönü ile emperyal güçlerin aşırı büyümesi, büyük güçler arasındaki rekabet, istikrarsız müttefiklik sistemi, bazı rejimlerin terörü desteklemesi ve birbirini dengeleyen güçlerin varlığı şeklindeki bazı özellikler 20. ve 21. yüzyılların başlangıç dönemlerinde benzerlik göstermektedir.

21. YY’DA BİLGİ ÜRETEMEYEN GERİLEYECEK

Hegemonya değişimlerinin bugüne kadar hiç savaşsız olmadığının altını çizerek yaşanan gelişmelerin bizi nereye götüreceğini merakla izliyoruz. Fakat kaçınılmaz bir gerçek şu ki 21 yüzyıl sadece ekonomi alanında değil bilgi üretmeyen, teknoloji alanında da üretken olamayıp geride kalan ülkelerin küresel ölçekte çok ciddi itibar kaybedeceğidir. Başlangıç ağırlığı bir gram bile olmayan bir virüsün ve onun oluşturduğu o büyük algının dünyayı nasıl etkilediğini ve buna bağlı olarak nasıl değiştirdiğine şahitlik etmekteyiz. Bu gelişmeler ışığında hepimizin üzerine  düşen görev değerlerine sımsıkı sarılarak bilgi üreten ve bunu dünyaya kabul ettiren bir ülke yolunda olmak için mücadeleden asla vazgeçmemektir. (Esra Örengül)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.