28 Şubat döneminde yaşadığı mağduriyeti kitaplaştırdı

28 Şubat döneminde yaşadığı mağduriyeti kitaplaştırdı
Rize'nin Topluca köyünde başörtüsü nedeniyle öğretmenlikten atılma noktasına gelen, ailesinin yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle peruk takarak mesleğine devam eden Kestioğlu, yaşadıklarını "Vicdanların Şubat Tatili" isimli kitabında topladı - Kestioğlu

RİZE (AA) - MUHİTTİN SANDIKÇI - 28 Şubat sürecinde Rize'nin Topluca köyünde başörtüsü nedeniyle öğretmenlikten atılma noktasına gelen, ailesinin yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle peruk takarak mesleğine devam eden Hatice Kestioğlu, yaşadıklarını "Vicdanları Şubat Tatili" isimli kitabında anlattı.

Sosyal Bilgiler öğretmeni Hatice Kestioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Topluca köyünde öğretmenlik yaptığını, bu süreçte birçok kez kınama, uyarı cezası aldığını, "amca, dayı" diye seslendiği, hayatları boyunca kendi çocuklarını kontrol için dahi okula gelmeyen kişilerin, başını açıp açmadığını görmek için okula gelerek baskı uyguladığını söyledi.

Türkiye için 28 Şubat sürecinin bir dönüm noktası olduğunu 2010'dan sonra anladıklarını vurgulayan Kestioğlu, "Yaşayan tanıklar olduğumuzun farkında değildik. Hiç biteceğini düşünmediğimiz için yaşadığımız mağduriyet belgelerini saklama gereği bile duymadık. 28 Şubatçılar dahi bin yıl süreceğini düşünüyordu. Hayatımızı ailemizle birlikte kabusa çeviren bir süreç oldu" diye konuştu.

Başına peruk takarak okula gitmeye başladığı döneme ilişkin Kestioğlu, "Kendimi tanımıyordum. Aynaya baktığım zaman kendimle barışık değildim. Akrabam köy okuluna gelip bana beni sorduğunda bunu çok daha iyi anlamıştım. Başımı yeniden bağlayıncaya kadar hiçbir zaman kendim olamadım. Başka bir insan gibiydim" ifadelerini kullandı.

- "Psikolojik destek beklerken hakaret işittim"

Rapor alma, görevi bırakma arasında gidip geldiğini vurgulayan ve konuyu ailesine açtığını belirten Kestioğlu, "Özellikle ailem görevi bırakacağım için çok üzülüyordu. Annem çok üzülüyordu. Onun üzülmemesi için defalarca Rize'ye peruk almak için geldim ama bir türlü peruğu alıp köye dönemedim. Bahaneler uydurdum. Psikologlara giderek destek istedim. Bir psikologun büyük hakaretlerine maruz kaldım. Hayatım boyunca unutamıyorum. Bana destek olacağı yerde kendi kinini dillendirmişti. Ruhumun azap çektiği bir sürece girdim" dedi.

Hiçbir zaman unutamayacağı dönemlerden geçtiğinin altını çizen Kestioğlu, şöyle devam etti:

"Hayatımın en zor anı başımı açtığım andı. Benim annem kanser hastasıydı. Onu öğrendiğim zaman bile o kadar üzülmemiştim. Çok içim yanmıştı. Bunun bir tarifi yok. Hiçbir zaman da kimse tarifini bilmeyecek. Sadece bunu yaşayanlar bilecek. Zorla başını açmak zorunda kalan, başka alternatifi olmayan insanlar anlar. Başka türlü anlamanın imkanı yok. Bu süreçte kimin kazandığını hep sorguladım. Kimin eline ne geçmişti? Benim sinirlerimi çökerterek devletin eline ne geçmişti? Sürekli olarak okula gelip bana işkence uygulayan müfettişlerin eline ne geçmişti? Kuş uçmaz kervan geçmez diye tabir edilen bir köydeydim. Rahat etmem için kendi köyüme gönderilmiştim ama hayatımın en zor anlarını orada yaşadım. Bunu ailemin gözleri önünde yaşadım. Hiçbir şeyi saklayamıyordum. Telefon geliyordu. 'Sürgün edeceğiz' diye."

- "Yaşadığım travmadan dolayı ilaç kullanamıyorum"

Bu işin bir kazananı olmadığını ifade eden Kestioğlu "İyi ki, bu dünyanın ahirette bir rövanşı var. Gerçekten rövanşı hiç kolay olmayacak" dedi.

28 Şubat sürecinde etkili olanların, vicdan taşımadığına inandığını söyleyen Kestioğlu, şunları kaydetti:

"Başımı peruk takarak açtığım dönemde, vekaleten Milli Eğitim Müdürlüğünün onayıyla müdürlük yaparken, müfettişlerin soruşturmasına tabi tutulmuştum. Kendi gibi düşünmeyen insanlar onlar için önemli değildi. Öğrencilerin dersi boş geçmesin diye ders verdiğim için not vermişti. Köy okulu kötü kokuyor diye not vermişti. Hayvancılık ile geçimini sağlayan, yerden çamurun, yağmurun eksik olmadığı, yollarının yeni yeni asfaltlandığı bir köyde sınıfın kötü kokması diye notu nasıl kırılabilir."

-"Saçı olmadığı için peruk takan öğrenciye hakaret"

Peruk takan herkese bakış açısının yanlış olduğunu belirten Kestioğlu, şöyle konuştu:

"Saçı olmadığı için peruk takan bir öğrencim, benim gibi bir nedenden peruk taktığını düşündüğü için müfettiş tarafından azarlanmıştı. Bunu hiç unutamıyorum. Öğrencimin ruhunda kopan fırtınaları tahmin edebiliyorum. Ben belli bir yaşa geldiğim için çekebilirdim, o kötü bakışlara alışıktım ama o çocuk çok küçüktü ve bunu kaldırabilecek yaşta değildi."

- "28 Şubat'ı tertip edenlerini kitabı okumasını çok isterim"

"Vicdanların Şubat Tatili" kitabının her kesime hitap ettiğini vurgulayan Kestioğlu, "Ancak özellikle gençlerin okumasını çok istiyorum. Ne kadar büyük bir rahatlığın içerisinde olduklarını fark etsinler istiyorum. İnsanlar okumak için nelere katlanıyor. İnsanların ellerinde ne kadar büyük imkanlar var bilmeleri gerekiyor. Öğretmenlerin, velilerin okumasını ama en önemlisi 28 Şubat'ı tertip edenlerin okumasını çok isterim" dedi.

28 Şubat'ın birçok kişinin hayallerinin üzerine çöreklendiğini dile getiren Kestioğlu, Türkiye'nin çok önemli bir dönemi geride bıraktığını ifade etti.

Kestioğlu, yaşanan sürecin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a normalleşme nedeniyle teşekkür mektubu yazdığını da sözlerine ekledi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.