"6-7 Ekim olayları"nda müze yakanlara ağırlaştırılmış müebbet istemi

"6-7 Ekim olayları"nda müze yakanlara ağırlaştırılmış müebbet istemi
Diyarbakır'da, "6-7 Ekim olayları"nda Ziya Gökalp Müzesi'nin yakılmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede 7'si tutuklu 12 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 5 yıldan 54 yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle dava açıldı- İddianamede gizli tanı

DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakır'da, "6-7 Ekim olayları"nda Ziya Gökalp Müzesi'nin yakılmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede 7'si tutuklu 12 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 5 yıldan 54 yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle dava açıldı.

Diyarbakır'da, 6-7 Ekim 2014'teki olaylarda Ziya Gökalp Müzesi'nin yakılmasıyla ilgili 7'si tutuklu 12 sanık hakkında iddianame hazırlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 356 sayfalık iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

YDG-H'nin kuruluş amacına yer verilen iddianamede, terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması YDG-H'nin 24 Şubat 2013'te kuruluşunu ilan etmesinin ardından kentteki güvenlik güçlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşlara ait iş yerleri ve araçlara molotofkokteyli, havaifişek, el yapımı patlayıcı ile basınç ve parça tesirli bombalarla saldırıda bulunduğu kaydedildi.

İddianame, 6-7 Ekim 2014'teki olaylarda YDG-H üyeleri tarafından Ziya Gökalp Müzesi'nin yakılıp yağmalanmasının terör örgütü ideolojisi doğrultusunda gerçekleştirildiği, eyleme çok sayıda YDG-H mensubunun katıldığının değerlendirildiği bildirildi.

- Güvenlik görevlisine "burayı terk et, yoksa seni yakarız" demişler

İddianamede, Ziya Gökalp Müzesi'nde olay günü güvenlik görevlisi olarak çalışan kişinin ifadesine de yer verildi. Söz konusu güvenlik görevlisi, ifadesinde şunları kaydetti:

"Olay gecesi dış cephedeki kameraları monitörden izlerken yüzleri kapalı yaklaşık 70 kişilik grubun müzeye doğru geldiğini gördüm. Grup avlunun kapısını kırdıktan sonra güvenlik kulübesine 4 bomba attı. Güvenlik kulübesinin camları atılan patlayıcılardan dolayı kırılınca sırtımı kulübenin duvarına dayadım. Grup, binanın camlarını taşlarla kırıp, avlunun kapısından slogan atarak çıkıp gitti. Güvenlik amirimi arayarak bilgi verdim. Grup müzeyi terk ettikten 10 dakika sonra yüzleri kapalı aynı sayıda bir grup daha müzeye geldi. Bu grup 10 dakika önce müzeye zarar veren grup mu yoksa başka şahıslardan oluşan yeni bir grup mu fark edemedim. Grup kaldırıp duvara dayadığım kırılan kapıyı tekrar yıkarak içeriye girdi. Eli sopalı kişiler güvenlik kulübesine girdi. Açıkta bulunan kamera kayıt cihazını gördüler. Cihazı yerinden söktüler ve yere vurmak suretiyle kırdılar. Bana 'sen burayı terk et yoksa seni yakarız' dediler. Grubun geri kalanı ise molotofkokteyllerini camlara ve kapılara attı."

- "Burası devletindir, yakalım, yıkalım"

Gizli tanıklardan "Dolunay 2014" ile "Ilgaz 2015"in de iddianamede, yüzleri kapalı örgüt üyelerinden bazılarının "burası devletindir, yakalım, yıkalım" şeklinde grubu yönlendirdiği ifadesine yer verildi.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde YDG-H üyelerinin sözde "özerklik" gerekçesiyle çukur kazdığı belirtilen iddianamede, YDG-H üyelerinin bu eylemleri terör örgütü ideolojisi doğrultusunda gerçekleştirdiklerine ilişkin sosyal medyada bazı paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği bildirildi.

İddianamede, tutuklu sanıklardan Bülent Aslan'ın terör örgütüne finans sağlayan örgüt mensuplarından olduğunun belirlendiği, iş yerlerinden ve şirket sahipleri ile maddi durumu iyi olan vatandaşlardan terör örgütü PKK/KCK mensuplarını kullanarak tehdit yoluyla cebren veya gönüllü olarak finans sağladığının değerlendirildiği belirtildi.

- Seçimlerde sandık başında görev yapmışlar

İddianamede, tutuklu sanıklardan Ozan Kılınç'ın Derviş Ö. isimli bir kişiyle telefonda görüşerek, Diyarbakır'da "7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri"nde YDG-H üyelerinin sandık başında görevlendirilmesi için talimat verdiği kaydedildi.

Teknik takibe takılmamak için telefon görüşmelerinde şifreli konuşan YDG-H üyelerinin eyleme "düğün", mühimmata "makine" ve "jilatin", örgütsel içerikli notlara "ödev notları" dediği ortaya çıktı.

İddianamede, şifreli görüşmelere ilişkin, şöyle denildi:

"Terör örgütü mensuplarının kendi aralarında birbirlerine örgütsel kodlarıyla hitap ettikleri, bu şekilde yakalanmaları anında ifade verdiklerinde örgüt içerisinde faaliyet yürüten şahısların deşifre olmasının önüne geçmeye çalıştıkları bilinmektedir. Örgüt mensuplarının gizliliğe önem verdikleri faaliyetlerinin deşifre olmaması için şifreli görüşmeler gerçekleştirdikleri bilinmektedir."

İddianamede, 7'si tutuklu 12 sanık hakkında "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 5 yıldan 54 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası isteniyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.