6 Şubat'ta "Travma Yıldönümü"ne dikkat! Psikolog Kızılkaya’dan önemli uyarılar

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş ve Hatay merkezli gerçekleşen büyük depremler, Türkiye'nin güneyinde on binlerce can kaybına ve milyonlarca kişinin yaşamında büyük değişimlere yol açtı. Bu büyük felaketin yıl dönümünde, depremi doğrudan yaşayanlar ve dolaylı olarak etkilenenler, farkında olmadan psikolojik etkiler yaşayabiliyor. Psikolog Yusuf Baran Kızılkaya, bu yıl dönümünde travmanın ruhsal etkilerini ve iyileşme süreçlerini ele aldı.
"BİREYLER YENİDEN YAŞIYOR GİBİ HİSSEDİYOR"
Psikolog Kızılkaya, travmanın yıl dönümünün beyinde nasıl bir etki yarattığını ve bunun bireyler üzerindeki etkisini anlattı. Kızılkaya, yıl dönümlerinin beyin üzerindeki etkilerini şu şekilde açıkladı:
"Yıl dönümleri, beynimizin acıyı ve kaybı hatırlama biçimlerinden biridir. Nasıl ki mutlu anların yıl dönümlerini kutluyorsak, travmatik olayların yıl dönümleri de farkında olsak da olmasak da zihnimizde ve bedenimizde çeşitli tepkilere yol açabilir. Bu durumu psikolojide "travma yıl dönümü tepkisi" olarak adlandırıyoruz."
YIL DÖNÜMÜ TEPKİSİ NEDİR?
Depremzede bireylerin yaşadıkları travmanın yıl dönümünde daha yoğun bir şekilde hissedildiğini vurgulayan Kızılkaya, bu dönemde şu tepkilerin sıkça görüldüğünü ifade etti:
"Depremi birebir yaşamış kişiler, yaklaşan yıl dönümü nedeniyle kendilerini daha gergin ve tedirgin hissedebilirler.
6 Şubat gecesi yaşananlar, rüyalar veya aniden gelen görüntüler şeklinde zihinde canlanabilir. Deprem anındaki sesler, görüntüler ve hisler tekrar yaşanıyormuş gibi hissedilebilir.
Depremden önceki son saatler, insanların sevdikleriyle yaptıkları son konuşmalar, kurtarılma anı ya da kaybedilen kişilere dair anılar zihinde daha sık belirebilir.
O dönemde hissedilen korku, çaresizlik, kaygı gibi duygular sanki olay yeni olmuş gibi yeniden ortaya çıkabilir."
"İKİNCİL TRAVMALAR GÖRÜLEBİLİR"
Sadece depremi doğrudan yaşayanların değil, deprem görüntülerini izleyen, yardım faaliyetlerine katılan ve yakınlarını kaybedenlerin de travma yaşayabileceğini belirten Kızılkaya,
"Birincil travma, depremi yaşayanları ifade ederken, ikincil travma, deprem görüntülerini izleyen, yardım faaliyetlerine katılan veya bölgede yakınlarını kaybeden kişilerde de görülebilir. Örneğin, enkazdan kurtarılan biri, yıl dönümü yaklaşırken aynı korkuları yeniden yaşayabilir. Depremde yakınlarını kaybedenler, o geceye dair hatıraların ve hislerin tekrar canlandığını fark edebilirler.
Bu süreç, kişinin travmayla başa çıkma sürecinin bir parçasıdır. Bu, bir geriye dönüş değil, aksine iyileşmenin doğal bir aşamasıdır. Kişinin yaşadığı duygulara anlam vermesi, yasını sağlıklı bir şekilde yaşaması ve travmasını işlemesi için gerekli bir dönemdir.
Bu noktada en önemli şey; bireyin yaşadığı süreci kabul etmesi, hissettiklerini bastırmaması ve gerekirse destek almasıdır. Özellikle yıl dönümü yaklaştıkça bu tepkilerin artabileceğini bilmek, kişiyi daha bilinçli ve hazırlıklı hale getirebilir" dedi.
İYİLEŞME SÜRECİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Yıl dönümü travmalarının iyileşmenin doğal bir parçası olduğunu vurgulayan Kızılkaya,
"Bu noktada en önemli şey; bireyin yaşadığı süreci kabul etmesi, hissettiklerini bastırmaması ve gerekirse destek almasıdır. Duygularımızı güvenilir insanlarla paylaşmak ve başkalarının hislerine duyarlı olmak oldukça önemli.
Travma sonrası en büyük zorluklardan biri de, hayata devam edebilme gücünü bulmaktır. Uyku düzenine dikkat etmek, sağlıklı beslenmek ve fiziksel olarak aktif olmak psikolojik dayanıklılığı artıracaktır.
Bir diğer önemli nokta ise; yıl dönümlerinde haberler, belgeseller ve sosyal medya paylaşımları yoğun bir şekilde travmatik görüntüler içerebilir. Eğer bu tür içerikler sizi rahatsız ediyorsa, kendinizi korumak adına medyaya maruziyetinizi azaltabilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki herkesin yas süreci farklıdır. Kimileri duygularını daha fazla paylaşırken, kimileri içe kapanabilir. İnsanların nasıl yas tuttuklarına dair yargılayıcı olmamak, onlara destek olmanın en önemli yollarından biridir.
Eğer belirtiler günlük yaşamınızı zorlaştırıyorsa, bir ruh sağlığı uzmanından destek almak önemli bir adımdır. EMDR gibi bilimsel olarak kanıtlanmış terapiler, travmatik anıları sağlıklı bir şekilde işlemeye yardımcı olabilir" dedi.
"TRAVMAYI HAFİFLETMEDE EN GÜÇLÜ FAKTÖR EMPATİDİR"
Depremin sadece bireysel değil, toplumsal bir travma olduğunu vurgulayan Kızılkaya,
"Toplum olarak yaşanan kayıpların yasını tutarken, birbirimize destek olmanın gücünü unutmamalıyız.
Bir depremzedenin yanında olmak, onu yargılamadan dinlemek, ihtiyaç duyduğunda destek sunmak ve en önemlisi yalnız olmadığını hissettirmek, travmayı hafifletmede en güçlü faktörlerden biridir" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.