AGD İstanbul’un fethi kutlamalarını bu yıl yapmayacak

AGD İstanbul’un fethi kutlamalarını bu yıl yapmayacak
Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Ceylani Kılıç, geleneksel İstanbul’un Fethi kutlamalarının koronavirüs tedbirleri kapsamında bu yıl yapılmayacağını söyledi.

Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Ceylani Kılıç, geleneksel İstanbul’un Fethi kutlamalarının koronavirüs tedbirleri kapsamında bu yıl yapılmayacağını söyledi. Kılıç konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Tarihin kaydettiği üzere hicretin beşinci yılında gerçekleşen hendek savaşı öncesi Medine’nin etrafına hendekler kazılırken kimsenin kaldıramayacağı bir büyük taşa rastlanıldı. Müminler dediler ki:                   “Ya Resulullah! Biz bu taşı kaldıramıyoruz.’’ bunun üzerine Efendimiz (S.A.V) besmele çekti ve balyozla taşa vurunca taş parçalandı ve üç ayrı taş parçası üç ayrı istikamete gitti. Bu taşlar üç fethi simgeliyordu. Biri Mısır’ın fethini, biri İran’ın fethini, bir diğeri de İstanbul’un fethini.

Ayrıca Efendimiz (S.A.V) “İstanbul mutlaka fethedilecektir. O’nu fetheden kumandan ne güzel kumandandır. O’nu fetheden asker ne güzel askerdir.’’ buyurmuşlardı. İşte o günden sonra İstanbul için sayısız seferler yapıldı. İslam orduları bu güzel övgüye nail olabilmek için üstün gayretler içerisine girdiler. Nihayetinde İstanbul’un fethi 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Han’a nasip oldu. 

Başta İstanbul’umuz olmak üzere bu coğrafyayı İslam’a açan inancımızın temel şiarlarından olan fütuhat anlayışıdır. Elbette İslam’ın bu coğrafyada varlığının teminatı da genç neslin yüreklerine yerleştirilmiş fütuhat anlayışı olacaktır. Fetih şuurundan yoksun bir gençlik kardeşleri için yaşamanın ve ölmenin ne demek olduğunun da çok uzağında kalacaktır.

567 yıl önce gerçekleşen İstanbul’un fethi, öncelikle İslam’ın yani hakkın batıla galibiyetine en güzel bir timsaldir. İstanbul’un fethi ikinci olarak yeryüzünde adaletin zulüm karşısında hâkimiyetini perçinlemiştir. Bu muhteşem fetih üçüncü olarak İslam’ın Avrupa’daki varlığına teminat olmuştur. İstanbul’un fethi ile dördüncü olarak asırlarca insanlara kan kusturan Bizans ortadan kaldırılmıştır. İstanbul’un fethi beşinci olarak inanmış bir kumandanın ve onun inanmış askerlerinin karşısında hiçbir engelin dayanamayacağını göstermiştir. Aynı şekilde bu fetih inancın emrindeki teknolojinin kana, gözyaşına ve katliama sebep değil, bilakis insanlığın hayrına vesile olacağının da bir göstergesi olmuştur.

Fetih ile Efendimiz (S.A.V)’in yaklaşık sekiz yüz elli altı yıl önce verdiği bir haber gerçekleşmiştir. Henüz yirmi bir yaşında bir genç olan Fatih Sultan Mehmet Han Efendimiz (S.A.V)’in “Ne güzel kumandan” övgüsüne mahzar olmuştur. Fatih’in emrindeki İslam ordusunun her bir mensubu da yine Efendimiz (S.A.V)’in “Ne güzel asker” övgüsünü hak etmiştir. Anadolu gençlik derneğimizin İstanbul’un fethine dair her sene düzenlediği bu kutlamalar aynı zamanda Efendimiz (S.A.V)’den bir mübarek haberi ve müjdeyi yeniden hatırlatmaktır. Anadolu gençlik derneği mensupları olarak yaptığımız tüm çalışmalar fütuhat bilincine sahip bir gençlik yetiştirmek üzeredir.

İstanbul modern zamanların ortaya çıkardığı herhangi bir metropol kent değildir. İstanbul, dünyanın gidişatına yön vermiş, İslam âlemine payitahtlık yapmış, İslam birliğinin ve İslam kardeşliğinin timsali olmuş bir şehirdir. İstanbul, Mekke’nin, Medine’nin ve Kudüs’ün teminatı olmuş bir beldedir. İstanbul, Endonezya’dan Fas’a İslam coğrafyasının bağımsızlığının garantörü olmuş bir merkezdir. Nitekim İstanbul’un zayıfladığı bir dönemde de tüm İslam dünyası emperyalist işgallere açılmıştır. Filistin, Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Eritre, Moro, Arakan başta olmak üzere dünyanın birçok mazlum halkı ve ülkesi hep İstanbul’a dair bir umut beslemişlerdir. Çünkü yeryüzünde akan kanın durması, huzur ve barışın tesis edilmesi İstanbul’umuzun yeniden dünyaya yön vermesi ile mümkündür. İşte böyle bir öneme haiz İstanbul’umuzun fethinin yıldönümünde düzenlediğimiz bu kutlamalar tüm İslam âlemi için yeni bir kutlu yürüyüşün ayak sesleridir.

İstanbul’umuz hakkın batıla üstünlüğünün timsali olmuş bir şehirdir. Aynı şekilde Ayasofya Camii de İstanbul’umuzun fethinin sembolüdür. Ayasofya Camii hakkın batılı kuşatmasıdır. İslam’ın Avrupa’daki varlığının tacıdır. İstanbul’un İslam şehri oluşunun en kadim nişanesidir Ayasofya. Fatih Sultan Mehmet’in vakfıdır. Ayasofya yıllardır mahzun bir haldedir. Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmüş olması kendini bu coğrafyaya, bu coğrafyayı da kadim bir medeniyetin fütuhat anlayışına bağlayan herkes bu mahzunluğu yüreğinde hissetmektedir. Ayasofya Camii’nin açılması talebinin ne Sultan Ahmet Camii’nin ne de Firuz Ağa Camii’nin cemaate yetip yetmemesiyle bir ilgisinin olmadığını bu coğrafyanın tarihine duyarlı olan herkes bilmektedir. Ayasofya’nın gerçek hükmü şahsiyetine kavuşturulması hem Fatih’e bir vefadır hem de İslam’ın bu coğrafyadaki belirleyiciliğinin bir teminatıdır. Aynı zamanda milletimizin iradesinin tecellisidir. Ayasofya Camii meselesi aynen Mescid-i Aksa gibi ümmete şümul bir meseledir. Ayasofya Camii’nin minarelerinden okunacak ezanların şahadetleri tüm Müslümanların yüreklerinde bir sürur oluşturacaktır. Anadolu Gençlik Derneği olarak bizler dün olduğu gibi, bugün de bütün gücümüzle Ayasofya camii için mücadelemize devam ediyoruz.

İstanbul’un Fethi’nin 567. Yıldönümünde covid-19 salgını nedeniyle tedbiren yapılmayacaktır. Bu hüzün hepimizi üzmüştür. Ayasofya caminin ibadete açılmış bir günde ve o kutsi mekânda namaz kılma duasıyla.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.