AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan v Başbakan Davutoğlu: (4)- "HDP kendisini teröre ipotek etmiş bir parti. Millet iradesinin terör baronlarının iradesi altında ezilmesine asla müsaade etmeyeceğiz"- "Dokunulmazlık ahlaksızlığın, vicdansızlığın, terör yandaşlığının kılıfı, maze

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP'nin kendisini teröre ipotek eden bir parti olduğunu ve millet iradesinin terör baronlarının iradesi altında ezilmesine asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, "Dokunulmazlık ahlaksızlığın, vicdansızlığın, terör yandaşlığının kılıfı, mazereti olamaz." dedi.

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugüne kadar nasıl olduysa bundan sonra da her şeyin milletin huzurunda ve milletin iradesiyle tecelli edeceğini belirterek, "Herkes hesabını sandıkta milletimize verecek. Eğer bir hata eksiklik, yetersizlik varsa milletimiz bize sandıkta gerekli mesajı zaten verecektir. Biz de kendimize, sadece milletimizin taleplerine, değerlendirmelerine bakarak çeki düzen vereceğiz. Siyasetin en temel kuralı budur, bunun dışına çıkan kaybetmeye mahkumdur." diye konuştu.

AK Parti'nin bu nedenle her zaman siyasetten, şeffaflıktan ve milletin huzuruna çıkmaktan yana olduğunu ifade eden Davutoğlu, siyaseti zayıflatacak, vesayetine alacak tüm girişimlerin, kararlı duruşları sayesinde bugüne kadar berhava olduğunu, seslerinin kısıldığını ve kısılacağını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, siyasetin bir ülkenin en dinamik gücü olduğunun altını çizdi.

"Siyaset kurumu güçsüzse o ülke güçsüzdür, o ülkede başka güçler yönetimdedir, millet o ülkede sahipsizdir." diyen Davutoğlu, bir ülkenin güçlü olması, kalkınması ve refahının, siyasetin itici gücüyle mümkün olduğunu belirtti.

Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Siyaset kurumu, dolayısıyla siyasal partiler ve siyasetçiler, toplumsal ihtiyaç ve talepleri dikkate alarak hareket etmelidir. Çok şükür 14 yıldır Türkiye'de böyle bir iktidar var. Türkiye'nin gücünün milletin gücü olduğuna inanan, gücünü oradan aldığına inanan bir iktidar var. Peki böyle bir iktidar varken, Türkiye'de milli ve yerli bir muhalefet var mı? Maalesef yok. Millete hizmet etmeyi kendine dert edinen bir muhalefet görüyor musunuz? Maalesef hayır. Ayak oyunlarını, çelme takmayı, engellemeyi, hatta hakaret ve iftirayı maharet sayan bir muhalefet var. Daha vahimi, bunu siyaset sanan bir muhalefet var. Türkiye 14 yılda bir çok alanda ileri gitti, gelişti, çıtası yükseldi ama bu çıta yükselmesi maalesef muhalefete bir türlü yansımadı. Biz her şeyde rekor kırdık, onlar sadece kurultay yapmada rekor kırdılar, başka hiç bir şeyde rekor kıramadılar. Ya kurultay yapıyorlar ya da kurultay tartışması yapıyorlar; iki gündemleri var. Muhalefet partilerine bakın, 'geçmiş kurultayda kim kime ayak oyunu yaptı, gelecek kurultayda ne olacak?'. Mahkemelere düşerler, tartışırlar. Bizim bunlarla kaybedecek vaktimiz yok. Bunlar siyaset yapmayı, bu millete hizmet etmeyi bir türlü öğrenemediler. Halen 14 yıl önce bıraktığımız yer neyse oradalar. O yüzden millet de onları orada bırakıyor, kendi kaderlerine terk ediyor."

Davutoğlu, siyasetlerinin hareket noktasının millet iradesi olduğuna dikkati çekerek, "Millet iradesinin tecelli ettiği yer olan bu yüce Meclis çatısıdır. Meclis çatısı dışındaki tüm siyasi arayışlar bir mühendislik projesi ya da vesayet girişimi olarak her seçimde mahkum olmuştur. Milletimiz her seferinde kendilerine gereken cevabı vermiştir." ifadesini kullandı.

- "Eski CHP'den bile geriye düştü"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürekli olarak topluma güvensizlik duygusunu aşılamaya çalıştığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında kendi psikolojisini yansıtıyor. Sürekli olarak Türkiye'yi zaaflar ülkesi olarak lanse ediyor. Türkiye'yi zaaflar ülkesi olarak yansıtıyor ya, aslında aynaya bakıyor. Kendisinin siyasi tarihi zaaflar ve yenilgiler tarihidir. Türkiye'nin 14 yıllık tarihi ise başarılar tarihidir. Kılıçdaroğlu'nun zihni bir türlü bunu alamıyor. Dayanışma göstereceğimiz, birlik içinde olacağımız yerde, hiç görünmediği gibi bir de terörle mücadelemize köstek oluyor. Terör örgütlerine esaslı tek bir laf söylemeden, sürekli olarak devleti ve hükümeti yıpratmaya çalışıyor. Bunun muhalefet yapmakla bir ilgisi yok. CHP paralel yapıyla, marjinal silahlı sol örgütlerle ittifak yaparak sadece AK Parti'ye muhalefet yapmış olmuyor, aynı zamanda Türkiye'ye muhalefet yapıyor. Türkiye hangi ülke ile milli bir mesele için karşı karşıya gelmişse, onun yanında saf tutmanın AK Parti'ye muhalefet etmek olduğunu zannediyorlar. Marazi zihinlerinin ürettiği senaryolarla bu ülkenin insanlarının zihinlerini bulandırmaya çalışan bir partidir artık CHP. Eminim ki CHP'ye oy vermiş vatandaşlarımız da partilerinin bu hale düşmesinden, giderek belli yapıların güdümünde siyaset yapmasından rahatsızdırlar. Eminim bir gün onlar da partilerine ve Sayın Kılıçdaroğlu'na dönüp, 'nereye gidiyoruz?' sorusunu soracaklardır. Sayın Kılıçdaroğlu, 'yeni CHP' diyerek geldiği parti başkanlığında eski CHP'den bile geriye düşmüştür; siyaset kurumunun önemini, değerini kavrayamamıştır.

Demirtaş da geçtiğimiz günlerde AB ile vize anlaşmamızla ilgili açıklama yapıyor; 'AB vizeyi kaldırırsa tüm Kürtler AB'ye gidermiş.' Bu argümanın neresinden tutalım Allah aşkına, bunun neresine cevap verelim, ne diyelim? Söylediklerinin yalan olması bir yana, aklınca AB ülkelerine mesaj veriyor. 'Türkiye'ye vizeyi kaldırmayın' diyor. Son dönemde ülke olarak elde ettiğimiz en önemli başarılardan birisine gölge düşürmeye çalışıyor. Bunların muhalefeti, AK Parti'ye karşı olmak için gerekirse Türkiye'ye karşı olmaktan çekinmeyen hastalıklı bir ruh haline dönüşmeye başlamıştır. Türkiye'nin bir muhalefet sorunu olduğu artık tüm kesimlerin ortak kanaati haline gelmiş durumdadır. Demirtaş, yanına yandaş aradığı için de Kılıçdaroğlu'na çağrılarda bulunuyor, Kılıçdaroğlu da sükut ediyor. Aslında bunlar baas ideolojisinin Türkiye temsilcileridir. Birisi Türk baası CHP, birisi Kürt baası HDP. İki baas kardeşliği yerli ve milli AK Parti'ye karşı. Onların koalisyonu hayırlı olsun. Millet bize 7 Hazirandan 1 Kasıma giderken şu mesajı verdi: 'Biz koalisyon falan istemiyoruz, bize AK Parti yeter' dedi. Biz de ona diyoruz ki; merak etme aziz milletim, bize de siz yetersiniz. Milletimiz yanımızdaysa yedi düvel karşımızda olsa ne yazar, CHP ve HDP bütün güçlerini birleştirseler ne yazar, Kandil'de bütün sol örgütler PKK ile işbirliği yapsa ne yazar. Milletimiz yanımızdaysa bunların orkestrasyon şefliğini yapan paralel çete dünyanın her yerinde fitne yapsa ne yazar. Bize sadece tarihin yazdığı önemlidir, onların yaptıkları ise bugün çok küçük esinti halinde geçer ama tarihe mührümüzü vururuz Allah'ın izniyle."

- "Şer ittifakının diliyle konuşmakta hiç bir beis görmüyorlar"

Başbakan Davutoğlu, Meclis çatısı altında atılan her adımın çok önemli olduğunu dile getirdi.

AK Parti'nin ülkedeki vesayet odaklarıyla olan mücadelesini bundan sonra da aynı şekilde sürdürmekte kararlı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bugüne kadar milletin iradesinin tecelli etmesine engel olanlarla nasıl mücadele sürdürmüşlerse bundan sonra da sürdüreceklerini söyledi.

Davutoğlu, AK Parti'nin siyaset kurumunu, milli iradeyi vesayetten, başka iradelerden kurtarmak için çabalarken, muhalefetin olanı ya seyrettiğini ya da vesayetçilerle işbirliği yaptığını aktararak, "Şer ittifakının diliyle konuşmakta hiçbir beis görmüyorlar. CHP'nin paralel yapının ipoteği altına girdiği artık netleşmiştir. Siyasi söylemlerini bile onlardan ödünç alarak, siyaset yapamaz hale geldiler, onların sözcüsü haline geldiler." dedi.

- "En başta CHP ipe un sermeye başladı"

HDP'nin de kendisini teröre ipotek etmiş bir parti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Millet iradesinin terör baronlarının iradesi altında ezilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Hiç kimse bu miletin Meclisi'nde belli sıfatları kullanarak, siyaset yapıyor görüntüsü altında, bu milletin çoluk çocuk demeden canına kasteden bir terör örgütünün sözcülüğünü yapamaz, yapamayacak. Akıllarını, iradelerini ve vicdanlarını bir örgütün kanlı hesaplarına teslim edenlerin adalete hesap vermesi için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Dokunulmazlık ahlaksızlığın, vicdansızlığın, terör yandaşlığının kılıfı, mazereti olamaz. Ama onlar bir oyun oynadılar, buradan mağduriyet edebiyatı çıkarmaya çabaladılar. Sonrasında timsah gözyaşları dökeceklerdi. Biz ise dokunulmazlıkların bir defaya mahsus ve tek bir seferle kaldırılması için önerge getirdik. Çünkü kendimize, milletimize ve onun vicdanına güveniyoruz.

Bizim bu teklifimiz karşısında hemen ipe un serdiler. En başta CHP ipe un sermeye başladı. Onların amacı siyasetçiyi tamamen güçsüz bırakacak bir vesayet rejiminin temellerini atmak. Biz buna da müsaade etmeyiz. 'Türkiye'de herkesin dokunulmazlığı olacak ama siyaset tamamen korumasız olacak' anlayışını kabul etmeyiz. Böyle bir şey düşünülemez bile. Bu siyaseti vesayet altına almanın dolaylı adıdır. CHP ve HDP zaten vesayeti sevdiği için, vesayet altında oldukları için bundan rahatsız olmazlar, hatta hoşlanabilirler ama AK Parti milletvekilleri üzerinden milletin iradesine ipotek koyan bir düzenlemeye asla müsaade etmeyecektir. Bu AK Parti'nin değerlerine, kuruluş felsefesine de aykırıdır. Suça karışanların, bir caninin taziyesine gidenlerin, arabasıyla silah taşıyanların hukuk önünde hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız ve mutlaka hesabını verecekler. Ama Türkiye'de özgürlükleri daraltacak hiçbir uygulamayı hayata geçirmeyeceğiz."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.