‘Arı sokmasının ciddi sonuçları olabilir’

‘Arı sokmasının ciddi sonuçları olabilir’
Havaların ısınmasıyla birlikte sıkça rastlanılan arı sokma vakaları, alerjisi bulunan insanlarda tehlike oluşturuyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte sıkça rastlanılan arı sokma vakaları, alerjisi bulunan insanlarda tehlike oluşturuyor. Konya Medova Hastanesi Dahiliye, Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Ramazan Uçar, arı sokma vakaları durumunda ciltte görülen bulguların beraberinde nefes darlığı, ateş, nabız yükselmesi, bayılma hissi, baş ağrısı ve kusma gibi durumlardan birinin yaşanılması durumunda en kısa sürede 112 ile iletişime geçilmesi gerektiğini söyledi.

Özellikle yaz aylarında sıkça karşılaşılan arı sokma vakaları, alerjisi bulunan insanlarda ciddi tehlike oluşturuyor. Arı sokması insanlar tarafından genelde önemsenmese de kabusa dönüşebilir. Arı sokması, arı alerjisi ve korunma yöntemleri hakkında bilgiler veren Konya Medova Hastanesi Dahiliye, Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Ramazan Uçar, alerji tanısı konulan hastaların ve daha önce hiç arı sokması yaşamayan insanları dikkatli olması konusunda uyardı.

Arı alerjisinin diğer alerjik hastalıklara göre daha nadir görüldüğünü, ama başına gelen hastalarda ölümcül olabildiğini ifade eden Uzman Dr. Uçar, “Ölümcül olmasa da hastanede, yoğun bakımda yatışı gerekebilen arı alerjisine aslında çok dikkat edilmesi gerekir. Bizim ülkemizde temel olarak 2 çeşit arı var. Biri bal arısı, diğeri ise sarı ceketli diye tabir edilen eşek arısı. Bununla alakalı ülkemizde her yıl kaç insan sokulduğu ve hayatını kaybettiği ile ilgili bir veri yok. Ama yurtdışından örnek verecek olursak Amerika’da yılda ortalama 150 insan arı sokmasından dolayı hayatını kaybediyor. Ülkemizde de dönem dönem yaşanılan bir durum. Ama biz günlük pratikte alerji polikliniğinde bunları görüyoruz” dedi.

‘ELEKTRİĞİMİZİ KONTROLLÜ ATALIM’

Türkiye’de bulunan arıların genel özelliklerinin ve davranışlarının bilinmesinin çok önemli olduğunu aktaran Uzm. Dr. Uçar, “Bal arısı kendi açısından hayati tehlike sezmediği hiçbir durumda bizi sokmaz. Eğer kendi hayati riskini hissederse sokar ve soktuktan sonra da kendisi de ölür. Öleceğini de bildiği için son ana kadar sokmak istemez. Bal arısında zehir miktarı daha fazladır. Bu nedende alerjik tablo biraz daha şiddetli olabilir. Bal arısının iğnesi biraz kancalıdır. Soktuğunda iğne bedende kalır. Kontrollü bir şekilde çıkarmak gerekir. Ama bunu tecrübesiz bir el yaparsa o bölgeye daha fazla zehir verilmesine sebep olur. Bu nedenle sağlık çalışanlarına mutlaka nereden sokulduğu da söylenmeli. Eşek arısı ise biraz daha haylazdır. Canı sıkılır gelir sokar. Daha sonrasında yaşamına devam eder. Eşek arıları çöpçüdürler. Keskin kokular ilgisini çeker. Bu nedenle piknik alanlarında mangal yapılırken çokça bulunur. Çok parlak renklere de geliyorlar. Bu nedenle arıcılar tamamen beyaz renk giyinirler. Pikniklerde ayağımızıtoprağa basalım elektriğimizi atalım diye çıplak ayakla yürümemeliyiz. Piknik alanlarında çokça bulunan arıların üstüne basıp sizi sokmasına neden olabilirsiniz. Elektriğimizi elimizi toprağa değerek de kontrollü bir şekilde atabiliriz. İlla ayağımızı değdirmemize gerek yok” diye konuştu.

ARI ALERJİ BELİRTİLERİ

Arı sokması durumunda yapılacakları anlatan Uçar, “Peki hastayı arı soktu. Sadece kolunda avuç içi kadar kızarıklık oldu. Bu durumda soğuk uygulama yapacağız. Kaşıntısı çoksa alerji hapları, ağrısı çoksa ağrı kesici kullanabiliriz. Tüm kolunu kaplayacak şekilde daha büyük bir reaksiyon olursa yine benzer uygulamalar yapacağız ve hastaneye kontrole gitmekte yarar var. Daha kötü senaryoda gösterdiği belirtiler solunum sistemi olarak nefes darlığı, öksürük, boğazda takılma hissi, ses tellerinde şişme, boğazda ödem, yutkunma güçlüğü, burun akıntısı, hapşırma yapabilir. Dolaşım sisteminde tansiyonu düşürür. Refleks olarak nabız artar. Tansiyon biraz daha düşerse baş dönmesi ve daha sonrasında bayılma yaşanır. Mide, bağırsak etkilenebiliyor. Burada da karın ağrısı, bulantı, kramp, kusma ve ishal olabiliyor. Deri bulgusunun yanında bu saydığım reaksiyonlardan bir tanesi bile gerçekleşiyorsa biz bu duruma ciddi alerjik reaksiyon diyoruz. Bu tablonun biran önce sağlık çalışanları tarafından tedavi edilmesi gerekir. Hasta alerji reaksiyon gösterdi, hastaneye yattı ve taburcu olduktan sonra mutlaka alerji uzmanına başvurmalı ve her konuda bilgi sahibi olmalı” ifadelerini kullandı.

‘HEMEN 112’Yİ ARAYIN’

Alerjik reaksiyon, bilinç kaybı gibi durumlarda doğru bilinen yanlışlardan da bahseden Uzm. Dr. Uçar, “En son gelen hastamız Isparta’da bir dağ köyünde yaşıyor. Durup dururken evde mutfakta ayağında bir ağrı hissediyor. Bir bakıyor eşek arısı sokmuş. Sonrasında tüm vücudunda kızarıklık, kulakta çınlama, nefes darlığı, gözlerde kararma ve sonrasında şuur kaybı yaşıyor. Komşuları 112’yi çağırıyor. 112 gelese kadar bu hastamıza baygın vaziyetteyken etrafındaki insanlar yoğurt yedirmeye çalışmışlar. Çok tehlikeli. Şuuru kapalı bir insana kesinlikle ağızdan bir şey verilmemeli. Sırf o yediği yoğurt yüzünden hayatını kaybedebilirdi. Çünkü yoğurt akciğere kaçıp solunumu durdurabilirdi. Böyle bir durumda hasta sırt üstü yatırılmalı. Kesinlikle koluna girip yürütmeye çalışılmamalı. Bunlar çok tehlikeli yaklaşımlar. Bayılma aslında bir savunma mekanizmasıdır. Beyine yeterli kan gitmediği için vücut kendini yere düşürüyor ki bacaklardaki kan beyne gitsin ve hayat devam etsin. Biz burada hastayı ayağa kaldırıp yürütmeye çalışırsak sebep arı sokması olsa da ölümü bizden dolayı olabilir. Böyle bir durumda sırt üstü yatırılmalı ayakları kaldırılmalı ve kafası bir miktar yana çevrilmeli. Daha sonra hemen 112 aranmalı. Bu saydığım imkanları sağlayarak kendi aracımızla yola çıkabiliriz. Bu şekilde de 112 ile aramızdaki mesafeyi kapatma yoluna gidebiliriz. Çünkü bu alerjik durumların sonuçları 3-5-10 dakikada gelişebilir. Süreyi iyi kullanmak çok önemli. Eğer arı sokmaları ağız içerisinden gerçekleşirse de hasta mutlaka dik pozisyonda tutulmalı. Daha öncesinde kan beyne daha çok gitsin diye sırt üstü yatırıyorduk. Bu sefer de şişliğin daha çok artmaması için dik pozisyonda oturulması gerekiyor. Hemen 112’ye ulaşılması da bu konuda önemli” dedi.

ARI ALERJİ TEDAVİLERİ

Arı alerji tedavilerinden de bahseden Uzm. Dr. Uçar şu şekilde konuştu: “Bu gibi alerjik durumlar için adrenalin oto enjektörler geliştirildi. Bu enjektörler kullanıma hazır durumdadır. Çok şükür ülkemizde de var. Tamamen yerli üretim. Devletimiz de bu enjektörleri karşılıyor sağ olsun. Biz hastalarımıza bu enjektörlerin raporlarını çıkartıyoruz, reçete ediyoruz. Daha sonrasında nasıl ve ne zaman kullanacağını anlatıyoruz. Arı alerjisi olan hastalarımız, arı sokmaları durumunda bu enjektörü kullanıyor ve 112’yi bekliyor. İkinci yaklaşım ise aşı tedavisi. Oldukça etkili ve tüm dünyada uzun yıllardır uygulanan bir yöntem. Burada hastanın alerjisi olan maddeyi hastaya düşük dozlarda, sık aralıklarla cilt altı enjeksiyonla uyguluyoruz. Başta haftada bir. Daha sonra iki haftada bir. Sonra 4 haftada bir. Birinci yıldan sonra 6 haftada bir. İkinci yıldan sonra 8 haftada bir en az beş yıl bu tedaviyi uyguluyoruz. Bu şekilde hastanın bağışıklık sisteminin vermemesi gerektiği yanıtı değiştiriyor ve hastayı arı soksa bile ağır alerji durumunu yaşamıyor. Oldukça etkili ama zahmetli bir tedavi.”

TOKSİK REAKSİYON

Çoklu arı sokmalarının da arı alerjisi olmasa dahi ölümle sonuçlanabileceğini ifade eden Dr. Uçar, “Bu zamana konuştuğumuz her şey alerjik reaksiyondu. Bir de toksik reaksiyon var. Toksik reaksiyon tek seferde 40 ile 50 arı sokmasından dolayı vücuda çok fazla arı zehrinin girmesiyle yaşanılan bir durum. Bu da ölümlü sonuçlanabilen bir durum. Bu durumda da yapılacak şey hemen sağlık ekiplerine haber vermek ve sırt üstü yatmak. Sokmalar çok belirli bir yerdeyse o bölgelere soğuk uygulama yapılır. O bölgedeki dolaşımı biraz yavaşlatmış oluruz” diye konuştu. ( Mehmet Günnar )

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.