Aşk yoksa, cinnet var

Aşk yoksa, cinnet var
Kesici, “Kadının en büyük gereksinimi aşk ve romantizmdir. Kadın hep aşkı ve romantizmi arar. Aşk ihtiyacını karşılamazsa ait olma ihtiyacını karşılayamaz, farklı yollara gider. Böyle de karşılayamazlarsa içlerinde pimi çekilmiş bir bomba oluşur” dedi

Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi PDR Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahin Kesici, son günlerde sık sık karşımıza çıkan kadın cinnetleriyle ilgili olarak Pusula Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Doç. Dr. Kesici, kadınların cinnet geçirme durumuna gelmemesi için bilim adamlarının da ellerini taşın altına koymaları gerektiğini söyledi.

Kesici, kadının aşk ve romantizmin yanı sıra kendini güvende hissetme ihtiyacı duyduğuna da dikkat çekerek, “ Eğer evde şiddet varsa ki bu sadece fiziksel şiddet değil. Sözel şiddet de dahil; kadın kendini güvende hissedemez. Buna aile danışmanlığı diliyle tükenmişlik diyoruz. Eş tükenmişliği. Bireysel olarak baktığımızda da depresyon. Tükenmişlik sendromu yaşayan kadınlar birdenbire bu seviyeye gelmiyor. Bazı olaylar bunu tetikliyor. “ ifadelerini kullandı.

Kadının kendini evinin bir parçası olarak görmesi gerektiğini de dile getiren Kesici şöyle dedi, “İhtiyacı karşılanmayınca kadının içindeki yaramaz çocuk ya da yaralı çocuk harekete geçiyor. Yaralı çocuktan kasıt ihtiyaçları karşılanmayan, daha önce çocukluk yarası olan. Bunlar ailesinden, öğretmeninden, toplumdan sevgi göremeyen, aitlik hissetmeyen, eşinden de sevgi görmeyen kadındır. Evlilikte istediğini bulamazsa yaraları tetiklenir. Daha sonra krizlere yol açabilecek bir hale dönüşebilir. Hayal kırıklığı yaşar ve bunu içine atar, sürekli fedakarlık yapmaya başlar. Bu da takdir görmezse kadın tünelin sonundaki ışığı göremez. Bu düşünceler sıkıntı yaratır ve süreç ilerler. Bir bakmışsınız kadın içine kapanık hale gelmiş. Bu arada ekonomik sıkıntı, ilgisizlik, çocuk sorunları da varsa işte o zaman bomba patlamaya hazır bir hale gelebilir.”

Doç. Dr. Şahin Kesici Türk toplumunda evliliklerde beklentilerin çok yüksek olduğuna da dikkat çekti. Kesici, “ Bu beklentilerin düşürülmesi gerekiyor. Özellikle kadından beklenti daha da yüksek. Güzel yemek yapacak, erkeğin ailesine iyi davranacak, tutumlu olacak, çocukları eğitecek. Ama bu arada bu işlere erkek hiç karışmayacak. Erkek sadece para kazanacak. Kadının beklentisi de yüksek. Erkek ev işlerine yardımcı olacak, işyerinden arayacak, çocuklara ders çalıştıracak, akşam birlikte film izleyip romantik takılacak. Günümüz şartlarında bunlar olmuyor. Kimse birbirinin ihtiyacını karşılayamıyor ve sorunlar başlıyor. Tavsiye beklentileri asgari düzeyde tutmak” dedi.

“TÜKENMİŞLİK SENDROMU TEHLİKELİ”

ihtiyaçları karşılanmayan kadının bunu sürekli içine atarak tükenmişlik sendromuna yakalanabileceğini vurgulayan Kesici, “ Bu durum son derece tehlikeli. Majör depresyon ortaya çıkabilir. Kesinlikle profesyonel yardım gerektirir. Ama Konya’da maalesef aileler profesyonel yardım almıyorlar. “ diye konuştu. Kesici, evliliklerin kurtarılmasında “Çapa”nın önemine dikkat çekerek, “ Deniz çapası gibi çapalara ihtiyaç var. Bu çapalar çocuk olabilir. Çocukla ilgili ortak hareket. Ama kötü giden bir evliliğe yeni bir çocuk daha da zarar verir. Eşin ya da yakınının bir sağlık sıkıntısı olduğu zaman onların sorunlarıyla ilgilenmek, hedefler koymak, birlikte yaşanacak bir ev almak hedef olabilir. Ya da araba, tatile gitme planları. Kadın veya erkek kendi başına karar almayacak. Aile konseyi toplanıp ortak karar alınacak. Yazılı hale getirilip altına imza atılacak. Çocukların fikri de buna dahil. Çapa ne kadar artarsa evliliği kurtarmak o kadar kolay” şeklinde konuştu. (Çiğdem Kurut)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.