Ateşle ve güneşle imtihan oluyorlar
Konya'yı kasıp kavuran aşırı sıcaklar altında çalışan işçiler zorlu mesailerini sürdürüyor. Konya'da etkili olan aşırı sıcaklar, özellikle açık havada ve sıcak ortamlarda çalışan işçileri daha çok zorluyor.
Ekmek fırınlarında, dönercilerde, inşaatlarda çalışanlar, güneşin altına açık havada çalışan temizlik ve benzeri işçiler, döküm işçileri yoğun sıcak havanın yanında daha yüksek sıcaklıklıları da çekmek zorunda kalıyorlar. Gün içerisinde sıcaklıklar sebebiyle çalışmanın zor hale geldiği bu sektörlerde çalışanlar özellikle güneşin en dik açıyla geldiği ve hissedilen sıcaklığın 40 dereceyi bulduğu Konya’da, hava sıcaklığının yaptıkları işin bir gereği olarak sıcakla adeta imtihan oluyorlar. İçinde bulunduğumuz yaz döneminde sıcak havaya rağmen işlerini yapmaktan geri durmayan işçiler, alın teri dökerek, evlerine helalinden ekmek götürebilmek adına bu zorluğa katlanıyor.
‘KIŞ MEVSİMİNİ DÖRT GÖZLE BEKLİYORLAR’
Ateşin karşısında öğle vakitlerinde başlayıp akşamın geç saatlerine kadar döner kestiklerini belirten Döner Ustası Şahin Özcan, “Çok uzun süredir bu işi yapıyorum. Şikayetçi değilim ama günümüz Konya sıcakları bizleri ciddi manada yoruyor. Döner ustaları sıcak havalardan dolayı zor koşullarda çalışıyor. Ateş karşısında kestiğimiz et ve ocak ayrı bir sıcaklık veriyor. Hava sıcakları zaten perişan etmiş durumda. Çalıştığım nokta ocak ve yanında bulunan küçük dört tarafı çevrili ufak bir yer. Sabah vakitlerinde açtığımız dükkânda akşamın geç saatlerine kadar aynı noktadan hiç çıkmıyorum. Döner kesiyorum, döner takıyorum, ekmeklerimi hazırlıyorum. Genel itibariyle görev yerimden kolay kolay ayrılmıyorum. Kış günleri bu kadar yorucu olmuyor. Yazın sıvı kaybı yaşıyoruz. Bu sektörde bol bol sıvı tüketmek gerekir” dedi.
GÜNEŞİN ALTINDA ZORLU BİR MESAİ
Hava sıcaklığından en çok etkilenenler arasında güneş ışınlarını doğrudan alan ortamlarda çalışanlar. Bunların içerisine belediyelerin temizlik işçileri, park ve bahçelerin görevlileri, altyapı hizmetlerinde çalışanlar da giriyor. İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminde hava sıcaklık değerlerinin mevsim normallerinin de üzerine çıkması ile birlikte çalışma şartlarının zorlaştığını ifade eden işçiler, “Gölgedeki sıcaklıkla güneşin altındaki sıcaklık aynı olmuyor. Başımıza taktığımız bir şapka bile güneşten korunmak adına çok etkili olabiliyor. Bunun yanında terlemeyle birlikte çok su kaybediyoruz. Haliyle vücudumuz daha çok suya ihtiyaç duyuyor. Yanımızdan suyu eksik etmiyoruz. Adeta suyla çalışıyoruz. Zorlukları olsa da bu bizim işimiz. İşimizi de severek yapıyoruz. Sonuçta her işin kendine göre zor yanları var” ifadelerini kullandı.
‘ETLİEKMEKLE BİRLİKTE ADETA BİZ DE PİŞİYORUZ’
Konya’nın dillere destan lezzetlerinden olan etliekmeğin serüveninde de en önemli duraklardan biri fırın oluyor. Kürekçi olarak tabir edilen ve etliekmeği tam kıvamında pişirmek için odun ateşinin karşısına geçen fırıncılar, gün boyu odun ateşiyle harlanan ve 300 dereceyi aşan sıcaklığa sahip olan fırınların karşısında emek veriyor. Günün erken vakitlerinde fırını ateşlediklerini, önce ekmek pişirdiklerini, öğlen saatleri geldiğinde de etliekmek ve benzeri yemeklere yoğunlaştıklarını dile getiren fırıncı Bayram Aydın, “Çocuk yaşlardayken başladığım mesleğimi çok seviyorum, işimi severek yapıyorum. Hangi sektör olursa olsun işini sevmeli insan. Sevmediği işi zorla yaptırırsın, zorla olan işten de hayır gelmez. Ben işimi severek yaptığım için etliekmekle birlikte piştiğimi düşünsem de bana çok zor gelmiyor. Bizlerin de imtihanı ateşle mücadele etmek. İşimi biter bitmez fırından kaçıyorum. Bahçeye çıkıp kapının önünde serinliyorum. Böreği atıyorum fırından çıkarıyorum bahçeye çıkıyorum. Günün yarısını bahçede diğer yarısını fırın başında geçiyoruz” dedi. Aydın, kış mevsiminde ise bu sıcaklığın iyi geldiğini sözlerine ekledi.
ATEŞLE EN BÜYÜK İMTİHANI DÖKÜMCÜLER VERİYOR
Bunaltıcı sıcaklara aldırış etmeden, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen ateşle imtihan olan mesleklerden biri de dökümcülük. Döküm sektöründe çalışan işçiler, demir talaşı, alüminyum gibi malzemeleri eritebilmek için 800 dereceyi aşan sıcak fırınların bulunduğu ortamlarda çalışıyor. Bu ortamda bulunmak da yetmiyor, hazırlanan kalıplara sıcaktan eriyen demir malzemeleri taşıyor, şekil veriyor, demir dövüyor.
Döküm ve metal işletmeciliği yapan Gökalp Önal, sıcakla, ateşle hemhal olup da en çok etkilenen mesleğin dökümcülük olduğunu ifade etti. Mesleğin en büyük zorluğunun yaz – kış demeden sürekli yüksek ateşe ve sıcağa maruz kalmak olduğunu dile getiren Gökalp Önal, “Uzun yıllardır dökümcülük sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Rızkımızı demir talaşı gibi maddeleri eritip kazanıyoruz. Erittiğimiz lav haline getirdiğimiz dökümleri şekil verip kalıplara döküyoruz. Öncelikle ocaklarımıza ham maddelerimizi döküyoruz ocağı o maddeyle doldurup lav halini almasını bekliyoruz. Ham madde lav halini alınca istediğimiz veya istenen şekli belli olan kalıplarımıza döküyoruz. Dökülen demir talaş maddeler kalıpların içinde şekil alıyor ve daha sonrasında farklı işlemlerle şekil veriliyor. İstenen kalıp veya şekil haline geldikten sonra son kontrollerini ve testlerini yapıyor ve müşterimize teslim ediyoruz” dedi.
Dökümcülüğün zor bir meslek olduğunu, en büyük zorluğunun ise ateşle imtihan edilmek olduğunu söyleyen dökümcü Gökalp Önal, “Bedeni yoran aynı zamanda 800 dereceyi bulan sıcaklıklara maruz kalınan bir işle meşgulüz. Herkesin yapabileceği bir iş kesinlikle değil. Dışarıdaki hava yazın 35 dereceye kadar çıkıyor, kışın ise -15 dereceye kadar düşüyor. Ama bizim için yaz kış fark etmiyor. Çünkü mesai saatlerimiz içerisinde hava sıcaklığı sürekli en üst seviyede. Ustalarımız günde 3-4 defa tişörtlerini değiştiriyor. Yani hem ateşle hem de Konya’nın sıcağıyla mücadele ediyoruz” dedi.
İŞE GÜNEŞLE BAŞLIYORLAR GÜN BATINCA PAYDOS EDİYORLAR
Birçok sektörün lokomotifi olan inşaat sektörünün emektarları da sıcak havadan nasibini alanlar arasında yer alıyor. Kalıpçılar, demirciler, betoncular, duvar ustaları, tesisatçılar, çatıcılar ve benzeri birçok iş kolunda inşaat sektöründe faaliyet gösterenler, sabahın ilk ışıkları ile birlikte başladıkları işi, gün batımında bırakıyorlar.
İnşaatlarda sıcak havalarda çalışmanın kolay olmadığını belirten Şantiye Şefi Ali Turan, “Yıllardır inşaatlarda çalıyorum. Artık yaşımız da aldı gidiyor ama bizler inşatlardan gidemiyoruz. Sektörde usta yok, sektörde olan zorluklarla mücadele etmek yetmiyor gibi bir de Konya’nın sıcağı ile mücadele ediyoruz. Ağır yükleri omuzluyoruz. Güneşin altında el emeğiyle çalışıyoruz. Alnımızın teri toprağa, harca karışıyor. Sabah güneşinde başlayıp akşam güneş batana kadar o inşaattan başka bir şantiyeye koşturup duruyoruz. Sıcak hava, ağızda kuruluk çekme, susuz kalma bizleri yoruyor. Bizim işimiz diğer sektörlerde olduğu gibi değil biraz farklılıkla var masa başında çalışmıyorsun veya basit bir iş yapmıyorsun. Bina yapıyorsun, dükkân yapıyorsun. Yaptığın işe özen göstermen gerekiyor. Hata kabul etmiyor. Bir hata yaptığın zaman tüm emeğin zayi olabiliyor. İnşaatlarda çalışırken adeta gölge kovalıyoruz. Gün içerisinde neresi daha az güneş alıyorsa o cephedeki işimizi halletmeye çalışıyoruz. Ama şikâyet etmiyoruz. Sonuçta mesleğimiz. Bu işi yaptığımız için para kazanıyoruz. Allah herkesin yardımcısı olsun” diyerek sözlerini tamamladı. Muhammet Yavaş
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.