Bana ne Kudüs'ten diyemeyiz

Bana ne Kudüs'ten diyemeyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kudüs’ü yalnız bırakmayın, Kudüs’e gidin” çağrısı doğrultusunda Kudüs’e gittiklerini ifade eden Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, “Kimsenin bana ne Kudüs’ten deme hakkı yok” dedi

Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Pusula TV’nin gündem belirleyen programı UĞURLU GÜNDEM’de Kudüs izlenimlerini anlattı. Rabia Spor Merkezi’nde yapılan özel yayında deneyimli gazeteci Uğur Özteke’nin sorularını yanıtlayan ve Kudüs izlenimlerini aktaran Başkan Toru, herkesin Kudüs’e gidip oraları görmesi gerektiğinin altını çizdi. Zaman zaman duygusal anların yaşandığı programda, “Biz İstanbul’a sahip çıkmak istiyorsak bunun yolu Kudüs’e sahip çıkmaktan geçer. Kimsenin bana ne Kudüs’ten deme hakkı yok” diyen Başkan Toru, Kudüs programının dolu dolu ve oldukça bereketli geçtiğini söyledi.

 

Başkan Toru; “Sayın Cumhurbaşkanımız bir çağrıda bulundu, ‘Kudüs’ü yalnız bırakmayın, Kudüs’e gidin’ diye. Biz de bu çağrıya kulak verdik. Abdülhamid Han’ın Atiyyeyi Seniyye Projesini gerçekleştiren ilk belediyeyiz. Kudüs’ün belediyecilik teşkilatındaki yeri de önemlidir. İstanbul’dan sonra belediye teşkilatı kurulan ilk yerdir” ifadelerini kullandı.

DENİZ ÇEKİLMİŞ AMA TUZU VAR

Kudüs’te ecdat izlerinin bugün bile varlığını koruduğuna dikkat çeken Başkan Toru, “19. yüzyılda Filistin bölgesinde dengeleri alt üst eden ve bölgenin kaderini değiştiren bir Yahudi yerleşimi oldu. Ardından Filistinliler sürekli asimile edildi. Kudüs bin yıllık Türk şehridir. Orada ecdadımızın ayak izleri, eserleri var. Adamı attığımız her yer ecdadın eserleri ile bezenmiş. Osmanlı’nın büyük bir derya olduğunu oraya gidince bir kez daha gördük. Derya çekilmiş ama tuzu var, kokusu var” dedi.

img_1270_1200.jpg

MANEVİ BİR TERAPİ OLDU

Meram Belediyesi’nin 110 kişilik kafile ile Kudüs’e gittiğini ve oradaki programların oldukça verimli geçtiğini de söyleyen Başkan Toru, “Bereketli bir program oldu. Özel mekanları ziyaret etmemize de izin verildi. Abdülhamid Han’ın İzinden Meram Atiyye-i Seniyye Projesi kapsamında, Hz. Süleyman, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. Yakub, Hz. Yusuf, Hz. Yunus, peygamberlerin makam ve kabirleri de ziyaret edilirken, Salman-ı Farisi ve Rabiatül Adeviyye’ye’nin mezarlarına uğranarak dualar okundu. Programın sonunda Yafa şehrinde Abdülhamid Han’dan izler taşıyan eserler yerinde görüldü. Bizim için manevi bir terapi oldu. Hz. Adem’den başlayarak, Hz. Muhammed’e gelene kadar tüm peygamberler bu bölgeden geçmiştir. Orada peygamberlerin ayak izleri var. Bununla birlikte gezdiğimiz yerde Osmanlı eserlerini görmek maneviyatı taçlandırıyor. Nihayetinde Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir. Yine miraç hadisesinin gerçekleştiği yerdir” diye konuştu.

ÇOCUKLAR ÖZGÜR BİR ORTAMDA BÜYÜMÜYOR

İsrail’in uyguladığı baskı neticesinde bölge halkının yarı açık cezaevindeymiş gibi yaşadığını ifade eden Başkan Toru, “Her yerde güvenlik tedbirleri. X-Ray cihazlarından girip çıkılıyor. Müslüman mahallelerinde evlerin pencerelerinde İsrail bayrakları. El Halil’in yüzde 60’ı İsrail’e yüzde 40’ı Müslümanlara ayrılmış. Müslümanların olduğu yerler kameralarla sürekli takip ediliyor ve anahtarları İsraillilerde. 1948’den beri devam eden İsrail sömürgesini görüyoruz. Maalesef çocuklar özgür bir ortamda büyüyemiyor. Çok sayıda yetimhane var.  

Filistinli kardeşlerimiz silahların gölgesinde, İsrailli askerlerin postalları altında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Bunun için hepimizin oralara gitmesi, o kardeşlerimize destek olması gerekir” dedi.

img_2265_1200.jpg

MESCİD-İ AKSA 144 BİN METREKARELİK BİR ALAN

Kamuoyunda doğru bilinen bir yanlışa da dikkat çeken Başkan Toru, “Mescid-i Aksa dediğimiz alan 144 bin metrekareden oluşan dikdörtgen bir alanın tamamıdır. Bu alan içerisinde çok sayıda mescit, şadırvan ve diğer yapılar var. Sadece Kubbetü’s Sahra’nın olduğu yer değil arazinin tamamı Mescid-i Aksa’dır. Buranın her bir metrekaresi bizim için kutsaldır. Bize fotoğraflarda yansıtılan altın kaplama kubbeli yer ise Kubbetüs Sahra’dır ve Kubbetü’s Sahra Mescid-i Aksa’nın bir bölümüdür” ifadelerini kullandı.

TÜRKLERE BÜYÜK İLGİ VAR

Filistin halkının özgürlük için direnişine de şahit olduklarını o ruhu gördüklerini ifade eden Başkan Toru, “Gördük ki Zeytin Dağı’nın eteklerinde direniş ruhu hiç bitmeyecek. Orada gördüklerimizden etkilenmemek mümkün değil. Türklere büyük ilgi var. Her yerde Türk bayrağı asılı. Hatta bayraklar biraz eskimiş, adreslerini aldık onlara yeni bayrak göndereceğiz. Biz sizin silahınız değil, silahınızın ucundaki mermi olmaya hazırız, diyorlar. Yaşlısıyla, genciyle, esnafıyla, işvereniyle herkes davaya gönül vermiş. İşgalden sonra 300 bin Filistinli kamplarda kalıyor ve kamplarda su olmadığı için kadınlar her gün 5 kilometre uzaktan su taşımak zorunda kalıyor. O insanlar bu şartlarda ayakta kalmaya çalışmış. Biz bugün de o mücadele ruhunu insanların gözünde görüyoruz” dedi.

GÜVENLİĞİMİZ KUDÜS’TEN BAŞLIYOR

Kimsenin bana ne Kudüs’ten deme hakkının olmadığının da altını çizen Başkan Toru,
“İsrailliler orada korku imparatorluğu kurmuşlar ama kendi gölgelerinden bile korkuyorlar. Oradaki baskı ve zulüm her geçen gün artıyor. Kudüs için bir şeyler yapmamız lazım. Yarın ‘Kudüs için ne yaptın?’ diye sorulursa verecek cevabımız olmalı. Biz İstanbul’a sahip çıkmak istiyorsak bunun yolu Kudüs’e sahip çıkmaktan geçer. Kimsenin bana ne Kudüs’ten deme hakkı yok. Sınırlarımızın güvenliği, İslam aleminin güvenliği buralardan başlıyor. Kayıtsız kalamayız” diye konuştu. (M. Erkan Ergün)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum