“Başarımızın temelinde ailemizin desteği var.”

Konya’nın Çomaklı Köyü’nde çiftçi bir ailenin çocukları. Yakup ve Hasan. Yakup küçük yaşta bileğinde altın bilezik olsun diye bir rektifiye atölyesine çırak olarak verilmiş. Hasan arkadan yetişmiş. O altın bilezik, bugün onlarca kişiye istihdam sağlayan, dünya çapında gerçekleştirdiği ihracatla Türkiye sanayisine önemli katkıları olan dev bir yatırıma dönüşmüş. Baba ocağının toprağıyla temel sağlam, destek büyük. Genmot’u Hasan Küçük’le konuştuk.  

Çomaklı Köyü’nden otomotiv sektöründe liderliğe giden başarının adımları nelerdir?

Çocukluğum çok mutlu geçti. Dedem, babam tarım ve hayvancılıkla uğraştı.  Doğayı çok seviyorum. Babamız (Mustafa Küçük) , bugün tarım ve hayvancılık şirketimiz GENET ‘i başarı ile yönetiyor. Babam da gelişen sanayi ve ülke ekonomisinin bir parçası olmamızı düşünürdü. Küçük bir atölyede başladık. Abim Yakup’u sanayiye bir rektifiye (motor yenileme) atölyesine çırak vermişler. Abim başarılı olup, motor rektifiye işini öğrenince de 1987 yılında Konya’mızda Eski Sanayi’de bir motor rektifiye atölyesini satın aldık. Ben de rektifiye atölyesinde çalışmaya başladım. Genmot ’un başarı öyküsü böyle başladı.

Genmot’un  temellerinde alın teri ve babanızın büyük katkısı olmalı

Rektifiye atölyesinde bugüne kadar öncelikle babamızın  desteği çok büyük oldu. Hala bilgi, deneyimi ile desteği bizimle. Alın teri ve emek var. O yüzdendir ki biz temelimizin çok sağlam olduğuna inanıyoruz.

Tarım ve Hayvancılık ‘ta GENET marka oluyor.

Otomotiv Endüstrisinde Crank üretimi, GENEX ile motor parçaları satışı her yıl gelişiyor, büyüyor. Tarım ve hayvancılık ile bağımız hiç kopmadı. Babama tarım ve hayvancılık konusunda yardım ederdik. Bugün tarım ve hayvancılık konusunda faaliyetleri GENET şirketimiz, ekibimiz ile başarıyla yürütülüyor.

Neden özellikle krank mili üzerine çalışmayı tercih ettiniz?

Babamızın  “ Ülkemizin alın terini, parasını, ülkemiz dışına çıkarmayın” sözü ilkelerimizden biri.  Motor Rektifiye atölyesi ile başlamıştık, motor, motor parçaları uzmanlık alanımız oldu. Motorun dört ana parçasından biri kranktır. En riskli parçası, en çok tüketileni. Biz şunu düşündük. Bir işi ya ilk yapacaksın ya da en iyisini. Biz ilk ve kaliteli yaptık. Fabrikamız, çalışanlarımız “ Sürekli Gelişme” Anlayışı ile çalışmaktadır. En iyisini yapmak her zaman amacımız. Bunun için ne gerekiyorsa gerçekleştiriyoruz. Şu anda yatırımlarımızı fizibilitesini, Ar-Ge çalışmalarını tamamlandıktan sonra hayata geçiriyoruz. Güçlü ve profesyonel bir ekibimiz var. Türkiye’de tek ve en güçlü GENMOT bu anlamda.

Amerika savunma sanayiine kadar girmek zor oldu mu?

İhalenin tüm şartları Ar-Ge, üretim, kalite kontrol gibi tüm aşamalarda yerine getirebilen, ihale  yeterliği olan firmayız. Yurt dışından Amerika’dan, İsrail’den ürün getirip Türkiye’de yıllarca ihaleleri alan firmalar var. Eskiden olduğu gibi kalite, tedarik konusunda, ihale konusunda çok aşamalar kaydedildi. Eskiden askeri ihaleye girmek, kazanmak kolay değildi. Üretim ve kalite gerekliliklerini sağlaması gerekli. GENMOT olarak 2003 yılından 2005 yılına kadar Pentagon’a tank motorların kranklarını yaptık.  3 yıl art arda ihale kazandık. Yeni tanklarda bu sistem kaldırıldı. Markamızın kalitesini bir daha tüm dünyaya duyurduk.

İlk başlarken bu kadar büyüyeceğinizi öngörüyor muydunuz?

Bugün, Türkiye’de  pazar lideri, dünya pazarında ise en güçlü firmalardan biri GENMOT’tur. Bizim düşüncemiz, hedefimiz her zaman büyüktü. İlk günden bu güne tüm ekibimizle çalıştık. Hiçbir zaman durmadık. 1987’den beri. Bu büyümeyi de kendi öz sermayemizle gerçekleştirdik.

Çomaklı Köyü’nde tarım ve hayvancılık sektöründe yatırımlarınız mevcut. Bu yatırımlar vefa borcunu ödemek için mi?

Şu anda gıda sektörü gelişmeye müsait. Yatırımlarımız mevcut. Onun üzerine profesyonel ilaveler yaptık. Yatırım,  proje yönetim danışmanlarımız var. Yine profesyonel bir ekip kurarak Çomaklı’ya ciddi yatırımlar yaptık. Yapmaya devam ediyoruz.

Babanız gelip fikir veriyor mu?

Biz her hafta sonu istişare ederiz. Kendi içimizde aile istişare kurulumuz var. Dışarıdan da bir tane yönetim danışmanımız var. Her hafta yatırımları, projeleri konuşuruz. Ortak karar alırız. Babamın kararı olmasaydı bu yatırımlara da kolay giremezdik. Çünkü onun manevi desteği bir tarafa tecrübelerini, cesaretini bize aktarmasını önemli buluyoruz.

Yönetici olarak kendinizi değerlendirir misiniz?

Üst düzey yöneticilikte her şeyi aynı anda düşünmek gerekiyor. Geleceğe dönük geniş düşünmek lazım. 15 yaşında patrondum. 13 çalışanımız vardı. 130 metrekare de kapalı alanımız. Belli bir süre bu kısımda tezgah başında, sürekli üretimin içinde çalıştık. Bugün 250 çalışan 20 bin metrekare alanda üretim yapıyoruz. Yönetici olmak sadece bazı şeyleri yönetmek değil. Hem içeride hem de dışarıda insanlar sadece işyeri sahibi değil. Sonuçta çalışanlar, tedarikçiler ve müşterin sistem istiyor. Süreklilik, istikrar. Bu süreçte biz kendimizi üretimde uygulama olarak iyi yetiştirdik.

Yıldız Teknik Üniversitesi ile çalışma kararını nasıl verdiniz?

Üniversitelerle ortak çalıştığımız projeler başta olmak üzere pek çok projede en azından fikir birliğimiz oluşuyor. Hızlı karar alma kabiliyetine kavuştuk. Fabrikanın, üretimin içerisinde çalışma ile firmalar büyümüyor, başarılar kazanmıyor. Bunun yanında sistem, kaliteyi de oturtabilirsek daha hızlı hareket edebiliyoruz. Teknolojiye ayak uydurmak da yetmiyor. Yanında sistem kurmak, o sistemin devamlılığını sağlamak gerekiyor. Çalışan istikrarı da çok önemli. Ekip önemli. Firmamızda çalışan sirkülasyon oranı düşük. Yıllık 1.2’dir. Bunun içerisinde zamanında aldığımız güzel kararlar var. Bu işe başlarken iş sağlığı, güvenliği gibi konular yeni gündeme geliyordu. Yönetim Sistemi Belgelerimizi aldık. Çalışan arkadaşlarımızın eğitim uygulamalarını da en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. 

Genmot için fuarlar ne ifade ediyor?

Amerika’da Apeks Fuarı’na giden ilk firma Genmot. O zaman ben 16, abim Yakup ise 26, yaşlarındaydı. Türkiye’de, Konya’da ilk yurt dışı Amerika Fuarlarına giden firma biz olduk. Fuarlar çok önemli. 2013 yılında 132 ülkeye satış yaptık. 5 bölgede Genmot olarak kendi işyerimiz var. Satış bölgemiz Cezayir, Sudan, İran, Amerika İngiltere’de. 2014 yılında da İstanbul’da satış noktası açtık.

Abiniz Yakup Bey’le iş hayatında en çok tartıştığınız konu ne oluyor?

En çok sistem konusunda ayrı düştük.  2009 yılında sistem kurma çalışmalarına başladığımızda ikimizin düşüncesi farklıydı. O atölye tarzından geldiği için biraz daha farklı bakıyordu. Fazla beyaz yakalı olmaması, insan kaynaklarında seçimin yapılması gibi konularda özellikle. Karar mekanizmasının biraz daha dar olması gibi. Sistem oturduktan sonra kendisi de beğendi.

Burası bir aile şirketi ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Şu anda Yakup Bey’in iki kızı var. İhracat, satın alma bölümünde. Herkesin görev ataması var. Çocukların altyapısını kuruyoruz. Firma anayasamızda her şey net. Kendi istediğimiz gibi. 

Askonla ilgili çalışmalarınızı anlatır mısınız?

Askon gibi bir Sivil toplum kuruluşunda yer almamızın ana amacı sadece kendi firmamıza değil Konya’ya da hizmet etmekti. Hüseyin Üzülmez KTO başkanıyken bir anısını anlatmıştı. Ondan etkilendim. Bizim de yapabilecek bir şeylerimiz olduğunu düşündüm. Orada başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum. 2015 yılında da gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında güzel faaliyetlerimiz var. Kendi birimimizle alakalı da kümelenme çalışmaları mevcut. Ekonomi Bakanlığı ile görüşmelerimiz sürüyor. 12 firmamız var. Onların müracaatlarını yapıp firmalarımızın da, Konya’mızın da kazançlı çıkması için uğraşıyoruz. Yönetimdeki arkadaşlarımızın çoğu genç ve yapmak istedikleri bir şeyler var. Aldığımız kararın ardından herkesin koşturduğu dikkat çekiyor. Farklı sektörler yönetimde. Geniş görüş ağı var. Sadece parası olanın değil fikri olanın, istikrarı olanın yönetimde olduğunu düşünüyoruz.