Başbakan Davutoğlu: açıkmalalarda bulundu

Başbakan Davutoğlu: açıkmalalarda bulundu
"Şu anda önemli olan bu acının telafi edilmesi yönünde, Hac'daki bütün sağlık tesislerimiz yaralılar ve diğer ihtiyaç sahipleri için açılmış durumda. Öncelikle bu hizmeti sağlamalıyız. Acıları dindirecek çalışmalar yürütmeliyiz"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mina'daki izdihamla ilgili öncelikli konunun yaşanan acıları dindirecek çalışmalar yürütmek olduğunu belirterek, "Sonra bu konular daha soğukkanlı ele alınmak durumundadır. Çünkü bu kazalar tekrar tekrar tekerrür ediyor. Ümit ediyorum ki Suudi Arabistan da bütün bunlardan yeterli tecrübeleri çıkarıp, gerekli adımları atacaktır" dedi. 

Davutoğlu, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

"Mina'daki izdihamla ilgili Suudi yönetiminin sorumluluğu, ihmali olduğunu düşünüyor musunuz, yönetimle iletişime geçtiniz mi, uyarınız oldu mu?" sorusu üzerine Davutoğlu, şu anda bütün İslam dünyasının olayın acısını yaşadığını söyledi. 

Suudi Arabistan Kralı ve Veliaht Prensine taziyelerini içeren mesaj gönderdiğini belirten Davutoğlu, "Şu anda öncelikli konumuz bir an önce bu yaraların sarılması, vefat edenlerin kimliklerinin tespiti de başta olmak üzere bu acı olayın sonuçlarının mümkün olduğunca telafi edici adımlarla minimum acıya, hüzne indirgenmesi" diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, bu konuların basiretle dirayetle ve soğukkanlılıkla ele alınması gerektiğini ifade etti. 

Akademik hayatında, 1999-2000 yılında hac organizasyonlarının daha iyi hale getirilmesi için toplantı ve hac ziyareti gerçekleştirdiklerini anlatan Davutoğlu, bazı teklifleri o zaman da gündeme getirdiklerini, heyetin raporunu kendisinin kaleme aldığını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, "O zamandan beri hep şahsen de yakından takip ettiğim ve hüzün duyduğum gelişmelerdir ancak şu anda önemli olan bu acının telafi edilmesi yönünde, Hac'daki bütün sağlık tesislerimiz yaralılar ve diğer ihtiyaç sahipleri için açılmış durumda. Öncelikle bu hizmeti sağlamalıyız. Acıları dindirecek çalışmalar yürütmeliyiz. Sonra eminim bu konular daha soğukkanlı ele alınmak durumundadır. Çünkü bu kazalar tekrar tekrar tekerrür ediyor. Ümit ediyorum ki Suudi Arabistan da bütün bunlardan yeterli tecrübeleri çıkarıp, gerekli adımları atacaktır" şeklinde konuştu. 

- AB, ABD ve BM temsilcilerine gönderdiği mektup

Başbakan Ahmet Davutoğlu, göç veya sığınmacı krizi bağlamında farkındalığı artırmak amacıyla AB, ABD ve BM temsilcilerine gönderdiği mektuplarla ilgili ayrıntıların sorulması üzerine ABD Başkanı Barack Obama, 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin hükümet başkanları, AB Konseyi ve Komisyonu başkanları, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterleri İyad bin Emin Madani ve BM Genel Kurul Başkanı Mogens Lykketoft'a mektup gönderdiğini hatırlattı.

BM Genel Kurulunda yapacağı konuşmada, orada bulunan bütün dünya devlet ve hükümet başkanlarına hitaben bu konuyu gündeme getireceğini söyleyen Davutoğlu, "AB ve ABD'ye yazdığım mektup daha farklı, bazı teklifler de içeren hususlar barındırıyor. Bu da özellikle minik Aylan'ın ölümü sonrasında dünyanın dikkatinin çekildiği bir husus, mültecilerin Avrupa'ya bir an önce ulaşma çabası içinde katlandıkları çileleri de gözden geçirerek birlikte bir çalışma ekibi kurmak. Türkiye-ABD ve AB arasında üçlü bir mekanizma oluşturulması teklifinde bulunduk" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu, bu konuda, Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel ve Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile görüşmeler yaptıklarını hatırlatarak, "Böyle bir ortak mekanizma için Türkiye olarak çalışma yaptık. Bir tasarı, mekanizma teklifi anlamında bir kağıt hazırlandı. Bunlar hükümet başkanlarına iletildi, iletilecek" dedi.

- "Üç ayaklı yeni bir stratejiye ihtiyaç var"

Başbakan Davutoğlu, bu çerçevede dün Syriza lideri Aleksis Çipras ile de görüştüğünü hatırlatarak, Türkiye ve Yunanistan'ın bu konuda neler yapabileceği konusunu ele aldıklarını hatırlattı. Bütün çalışmalara olumlu baktıklarını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: 

"Mültecilerin yaralarını, acılarını dindirecek ne tür çalışma yapılırsa bunları ele almaya hazırız. Temel itibarıyla mektuplarda vurguladığım husus şu; üç ayaklı yeni bir stratejiye ihtiyaç var. Birinci ayak, daha fazla mültecinin gelmesini engelleyecek şekilde atılacak adımlar. Suriye sorununun çözülmesi, Irak'ta DEAŞ'a karşı yürütülen mücadele ve Irak içindeki ihtilafların giderilmesi ve konunun kaynağında yok edilmesi için atılacak diplomatik, siyasi adımlar. Üç yıldır uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz. Suriye halkının Suriye içinde güvenli olarak kalacağı bir bölge ihdas edilmeden mülteciler sorununa çözüm bulunamaz. Suriye halkı tatil için ya da bir sabah kalktığında akın akın Türkiye'ye oradan da Avrupa'ya gidelim diye bir kararla yola çıkmadı. Eğer evlerinde huzur içinde olsalardı, şehirleri havadan bombalanmasaydı, top atışına tutulmasaydı hiçbir Suriyeli kardeşimiz yollara revan olmayacaktı. Şimdi yapılması gereken, Suriye sınırları içinde güvenli bir alan ihdas ederek, Suriye'den hareket eden mültecilerin bu güvenli alan içinde tutulması. Bu, öyle veya böyle atılması gereken bir adım. Maalesef muhataplarımız üç yıldır bu konuda Türkiye'nin düşüncelerini, kaygılarını göz ardı ettiler ve bugün kontrol edilemez bir noktaya geldi bu sorun. Suriye sorunun çözümü konusunda Birleşmiş Milletler'de hiçbir adım atılmadı, hiçbir daimi 5 ülke ortak bir tavırda bir araya gelemedi. Şimdi çok zor bir tabloyla karşı karşıyayız."

- "Biz bir an önce sınırlarımızda güvenli alanların oluşmasına önem veriyoruz"

Başbakan Davutoğlu, en önemli konunun şu anda daha fazla mülteci gelmesini engellemek olduğunu belirterek, Halep'te veya Şam'da yine yoğun çatışmalar başladığında çok daha fazla Suriyeli'nin Türkiye sınırına dayanabileceğini vurguladı. Davutoğlu, "Biz bir an önce sınırlarımızda güvenli alanların oluşmasına önem veriyoruz" diye konuştu. 

Konunun çözümünde ikinci adımın, şu anda mülteci durumunda bulunanların yönetimi olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu konuda da şimdiye kadar Avrupa ve uluslararası toplumun temsilcilerinin sorunu Türkiye'nin omuzlarına terk ettiklerini söyledi. 

Türkiye'nin şu ana kadar kendi imkanlarıyla bu kardeşlerini barındırmaya çalıştığını dile getiren Davutoğlu, ilk defa dünyada Türkiye'nin yaptığı bu fedakarlıkların görünür hale geldiğini belirtti. 

"Bunun böyle görünür hale gelmesini istemezdik, keşke daha önce bunlar fark edilseydi" diyen Davutoğlu, şimdi bütün Avrupa, dünya ülkelerinin Türkiye ile çalışma arzusu içinde olduklarını aktardı. 

- "Üçüncü adım geriye dönüş"

Başbakan Davutoğlu, konunun çözümünde üçüncü adımın da Suriye'ye barış geldiğinde bu insanların ülkelerine geri dönmesinin sağlanması için hazırlık yapılması olduğunu vurguladı. 

Bu insanların kendi ata topraklarına dönmeleri gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "Aksi takdirde 1948'deki Filistinli mülteciler gibi dünyada seyrüsefer halinde olan 4-5 milyon Suriyeli vatandaşlık sahibi olamadan ve temel insan haklarından mahrum şekilde önümüzdeki on yılları geçirmek zorunda kalır" diye konuştu. 

Bu nedenle geriye dönüş konusunda bir planlamanın şimdiden yapılması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, gönderdiği mektuplarda sadece Türkiye'nin yaptığı fedakarlıkları anlatmadıklarını, bir eylem planı çerçevesinde uluslararası topluma bir teklifte, davette bulunduklarını kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, "Bu anlamda ümit ederim olumlu cevaplar alırız. Bazı olumlu cevaplar gelmeye başladı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda hem insani bir görev hem de bir komşu ülkenin Türkiye üzerinde oluşturduğu mülteci baskısını azaltıcı anlamda bir siyasi görevi en iyi şekilde yerine getireceğimizi ümit ediyorum" ifadelerini kullandı. 

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.