Başbakan Davutoğlu Strazburg'da

Başbakan Davutoğlu Strazburg'da
Davutoğlu AKPM Genel Kurulu'na hitap etti: (6)- "Bugün dünya sathında bir insanlık sınavı yapılsa bu sınavı onurla geçecek yegane ülke Türkiye"- "Açık ve net söylüyorum, Türkiye'den isteği dışında Suriye'ye geri gönderilmiş tek bir Suriyeli yok"- "Türkiye

STRAZBURG (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün dünya sathında bir insanlık sınavı yapılsa bu sınavı onurla geçecek olan yegane ülke Türkiye'dir" dedi.

Davutoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kuruluna Türkçe hitabının ardından soruları yanıtladı.

"Hükümetiniz, demokrasiden uzaklaşan büyük adımlar atıyor, medyayı, sosyal medyayı kontrol ediyor, gazetecileri kovuşturuyor, hapse atıyor. Kürt azınlığa karşı muamele de gayet zulümle dolu ve baskıcı. Avrupa Birliğinin (AB) ve parlamentosunun bir üyesi olmak istiyorsanız, bu çabaları nasıl görüyorsunuz? AB müzakere sürecini, ülkenizdeki demokratik tıkanma ve durgunlukla nasıl bağdaştırıyorsunuz?" sorusu üzerine Davutoğlu, son iki yılda Türkiye'nin demokrasisini eleştirmek isteyen herkese bir cevap mahiyetinde dört seçim gerçekleştirildiğini belirtti.

Davutoğlu, Türkiye'deki son dört seçimin, Avrupa standartlarında, eleştiri hakkının muhafaza edildiği, herkesin istediği dilde, istediği propagandayı yapabildiği bir ortamda gerçekleştirildiğine dikkati çekti.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu dört seçimde, son seçim 1 Kasım öncesi, bütün medya istediği eleştiriyi yapabilmiş, hiçbir medyanın seçim süreci içinde şu veya bu yönde yönlendirildiğine dair bir kanaat uyanmamıştır. Aksine en çok satan 5 gazetenin, isimlerini zikretmeyeyim, en azından üçü, açık bir şekilde hükümete muhalefet üzere bir yayın politikası takip etmiştir. Bu da onların hakkıdır. Ben de seçimlere giren başbakan olarak hiçbirisine herhangi bir şekilde telkinde bulunmadığım gibi aksine bütün bu medyanın özgürlüğünü, eşit ve objektif seçim şartlarının bir gerekliliği olarak gördüm. Dolayısıyla bugün Türk medyasını takip edenlerin, bana, hükümetimize, Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük ne kadar ağır eleştiri yaptıklarını, bunu takip eden birisi için, herhalde Türkiye'de medyanın kontrol altında olduğunu iddia etmek mümkün değil."

- "Yine bir algı meselesiyle karşı karşıyayız"

Özellikle Kürt azınlığı meselesi gibi bir tabirden başlamak isteğini belirten Davutoğlu, yine bir algı meselesiyle karşı karşıya olduklarına dikkati çekti.

Davutoğlu, "Bakınız, Türkiye'de Türkler, Kürtler, Araplar, hangi etnik kökenden gelirse gelsin herkes ve aynı şekilde Sünniler, Aleviler, gayrimüslimler hangi kökenden gelirlerse gelsinler, 78 milyon eşit vatandaştır. 15 sene önce Türkiye'de, Kürtçe bir kaseti dinledi diye gözaltına alınanların Türkiye'sinden eğer bugün, bizzat benim Kürt vatandaşlarıma hitap ederken, öğrenmeye çalıştığım Kürtçe ile hitap edebilmem, Kürtçe serbest propaganda yapılabilmesi arasındaki fark dahi 14 yıllık AK Parti iktidarlarının ürünüdür. Bizim siyasetimizde hiçbir zaman hiç kimseye etnik veya mezhebi kimliği dolayısıyla tavır almak olmamıştır." dedi.

Kendisinin her hafta sonunu terörle mücadelenin sürdüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bir şehirde geçirdiğini anımsatan Davutoğlu, "Benim partim içinde Türk-Kürt ayrımı olmaksızın birlikte, omuz omuza Türkiye'nin demokrasisi, hukuku, güvenliği için mücadele eden siyasetçiler var, Bakanlar Kurulunda da aynı şekilde." ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, bazı Avrupa ülkelerinde gördükleri örneklere benzer şekilde Kürtlerin, Türkiye'de Türklerden soyutlanmış ayrı bir azınlık değil, Türklerle birlikte İstiklal Harbi'nden bu yana eşit şartlara sahip olmuş ve kıyamete kadar da birlikte yaşayacak eşit vatandaşlar olduğunu vurguladı.

Hiç kimseye etnik ayrımcılık yapılmasına izin vermediklerine işaret eden Davutoğlu, "Hiç kimsenin etnik veya mezhebi kimliği dolayısıyla dışlanmasına izin vermedik ve her yerde bu demokratik hakkın kullanılması konusunda bir sınır getirilmesine asla tahammül göstermedik. Türkiye sizin düşündüğünüzden, belki size yansıtılandan çok daha özgür, çok daha demokratik, eşit vatandaşlık ilkeleri etrafında gerçek anlamda bir hukuk devletidir. Gelin ve bütün ülkeyi bu anlamda dolaştığınızda göreceksiniz ki, hükümet de eleştirilebilir, herkes eleştirilebilir ama Türkiye'nin birliği, beraberliği konusunda da ortak bir vicdan ve ortak bir tavır halkın içine sinmiştir. Umarım bunları sizin de gözleme imkanınız, en yakından olur ve sadece algılar üzerinden bir hüküm verme yanlışlığına düşmezsiniz" diye konuştu.

- "İnsanlık sınavı yapılsa bu sınavı onurla geçecek yegane ülke Türkiye"

Başbakan Davutoğlu, "Kadınların Türkiye'de gittikçe daha fazla baskı altında olduğunu görüyoruz. Uluslararası Af Örgütüne göre özellikle Suriye'den gelen kadın mülteciler de geri gönderiliyor ve soruşturmalara, kovuşturmalara atılıyor. Siz çok insani boyutu olan bir ülkesiniz, Uluslararası Af Örgütü'nün bu raporuna ilişkin sözleriniz ne olacak?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Bugün dünya sathında bir insanlık sınavı yapılsa bu sınavı onurla geçecek olan yegane ülke Türkiye'dir. Bugün bunu anlamayanlar olabilir, bunu bugün fark etmeyenler, Türkiye karşıtlığı ile bunu görmek istemeyenler olabilir ama emin olunuz bu iki yerde yazılmıştır: Bir tarihte bir de Suriyelilerin gönüllerinde ve kalplerinde. Şu ana kadar açık ve net söylüyorum, Türkiye'den isteği dışında Suriye'ye geri gönderilmiş tek bir Suriyeli yoktur. Hele hele isteği dışında Suriye'ye gönderilen tek bir kadın ve çocuk dahi yoktur. 152 bin bebek doğdu Sayın Hanımefendi Türkiye'de. Biz 15-20 kadını ve çocuğu mu ağırlayamayacağız? 3 milyona bağrını açmış Türkiye kimseyi kapı dışına çıkarmaz, kimseyi de zalimlere teslim etmez. Bundan emin olunuz. Bunun bir mantığı olabilir mi? 3 milyon kişiyi barındıran, üstüne 300 kişiyi barındırmaktan mı kaçınacak?"

- "Hamile ya da ihtiyaç sahibi bir kadının..."

Avrupa'ya yürüyüşe geçen Suriyeli bir grubun, Bulgaristan sınırında durdurulması üzerine yaşananları paylaşan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bakınız size çarpıcı bir misalle, bir Suriyeli Avrupa'ya yönelik olarak yürüyüşe geçen Suriyeli grup, Bulgaristan sınırında durdurulduğunda, benimle görüşme şartıyla durabileceklerini söylediklerinde, kendilerini misafir ettim. Şunu söyledi bana Suriyeli, 'Sakın yanlış anlamayın Sayın Başbakanım, biz Türkiye'yi protesto etmiyoruz, biz Avrupa ve dünyayı protesto ediyoruz. Çünkü Türkiye, bize bizim ülkemizden daha fazla bağrını açtı. Benim eşim hamileydi, iki hafta önce aldım, hastaneye götürdüğümde cebimde tek kuruş yoktu. Acaba eşimin doğumundan sonra benden ne talep edilir diye merakla beklerken, doğum tamamlandı. Ücret sorduğumda, senin ücretin bizim vicdanımızla ödenmiştir, sana hiçbir ücret ödemek düşmez cevabı aldım. Ayrılırken evime gidecek, taksi tutacak param olmadığı için hastane yönetimi taksiyi de tuttu ve eve gönderdi.' demişti. Benim eşim de bir kadın doğum doktoru, eğer tek bir kadının hele hele hamile ya da ihtiyaç sahibi bir kadının Türkiye'de mağdur edildiği bilgisi size ulaşırsa buyurun, o kadını getirin, başımızın tacı yaparız biz."

Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil bu fedakarlığı üstlenen 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşı olarak ve bir insan olarak seslendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bizim yönetimimizde hiçbir mazlum zalimlere teslim edilmemiştir, hiçbir mazlum kapı dışında bırakılmamıştır. Hele hele hiçbir kadının onuruna dokunulmasına izin verilmemiştir, bütün bunları açık yüreklilikle ifade ediyorum. Dolayısıyla böyle bir iddia varsa bu iddiayı getirir inceleriz ama böyle bir iddianın ne rasyonel bir zemini vardır ne de olgusal bir karşılığı vardır. Türkiye bütün mültecilere açık kapı, açık ülke, açık yürek politikasını uygulamaya devam edecek."

(Sürecek)

Başbakan Davutoğlu Strazburg'da

Başbakan Davutoğlu Strazburg'da

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.