Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Yabancı Basınla Buluştu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Yabancı Basınla Buluştu
Kurtulmuş: (3)- "Suriye'de bir barış perspektifinin oluşması şarttır. ABD'nin de Rusya'nın da Türkiye'nin de diğer ülkelerin de ulusal menfaatleri bakımından da doğru olan yol budur ama hiç kimse zalim bir rejimin devam etmesini, 600 bin masum insanını ka

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Suriye'de bir barış perspektifinin oluşması şarttır. ABD'nin de Rusya'nın da Türkiye'nin de diğer ülkelerin de ulusal menfaatleri bakımından da doğru olan yol budur ama hiç kimse zalim bir rejimin devam etmesini, 600 bin masum insanını kaybetmiş bir halka dayatamaz." dedi.

Kurtulmuş, İstanbul'da çalışan uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle Conrad Otel'de bir araya geldiği toplantıda, Suriye'deki durumu hiçbir ülkenin tek başına belirleme imkanının olmadığını söyledi.

ABD'de başkanlık seçimini Donald Trump'ın kazanmasının Türkiye'nin Suriye politikasında değişikliğe neden olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, "Ne ABD ne Rusya ne Türkiye ne başka bir ülke tek başına Suriye'de istediğini yapabilir durumda değildir" diyen Kurtulmuş, sahadaki gelişmelerin işi bu noktaya getirdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 3 yıl süren iç savaş ve 3 yıl onun üstüne devam eden vekalet savaşları Suriye'deki denklemi çok karmaşık hale getirdi. Dolayısıyla bizim baştan beri, özellikle son aylarda ısrarla söylediğimiz Suriye politikasında önemli değişikliklere ihtiyaç olduğu ve bir an evvel uluslararası camianın Suriye'de masa başında birilerinin dikte ettiği değil, bunun altını çizerim, Suriye halkının kabul edebileceği bir yeni yapıyı müzakereye açmak zorunludur.

Bu anlamda Suriye'de bir barış perspektifinin oluşması şarttır. ABD'nin de Rusya'nın da Türkiye'nin de diğer ülkelerin de ulusal menfaatleri bakımından da doğru olan yol budur ama hiç kimse zalim bir rejimin devam etmesini, 600 bin masum insanını kaybetmiş bir halka dayatamaz. Bunun Suriye halkının kabul etmeyeceği bir şey olduğunu düşünüyoruz. Yoksa bizim ya da ABD'lilerin kabul edeceği bir meseleden daha ziyade çözümde Suriye halkının kabul edeceği çözümün olmasıdır."

Kurtulmuş, "Bunların teferruatı konuşulur ama benim gördüğüm, bunu aylar evvel söylemiştim, eğer vekalet savaşları böyle devam ederse artık ABD, Rusya kendi vekalet savaşlarını yani silahlı milisler, silahlı güçler üzerinden vekalet savaşlarını sürdürmenin sonuna gelir ve doğrudan doğruya savaş edilecek bir noktaya gelir." ifadesini kullandı.

Bunun da bir üçüncü dünya savaşının fitilini ateşleyeceği tehdidini, tehlikesini daha önce kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu dünya kamuoyunda da yer aldı. Bunun ABD'liler ve Ruslar tarafından görüldüğünü anlıyoruz. Ben bu anlamda Trump'ın Suriye'de çözüm bulmaya dönük adımlar atacağını, aynı şekilde Rusların da artık eskisi kadar çok Esed rejiminin arkasında durmayacağını düşünüyorum. Sayın Putin buraya geldiği zaman, bundan 2 sene evvel hatırlayacaksınız, 'Ben Esed'in avukatı değilim' demecini vermişti Türkiye'de. Rusya için de Esed'in geleceği değil, Rusya'nın bölgedeki menfaatleri önemlidir, aynı şekilde ABD için de. Hiçbir devlet bu anlamda kendi güvenliğini, geleceğini, kendi çıkarlarını başkalarının siyasi geleceğine ipoteklemez. Ben Rusların da Esed'in siyasi geleceğine Rus menfaatlerini ipotek edeceklerini düşünmüyorum. Dolayısıyla bölgede Suriye üzerinde çözüm bulma ihtimalinin belirdiğini görüyorum. Çok zor, zor olduğunun farkındayım, uzun sürecek ama buradaki kritik nokta Suriye halkının çoğunluğunun kabul edeceği bir yöntemle ve teklifle Suriye'ye gidilmesi lazım ve burada Suriye barışı kurulabilirse bunun bölge barışının yeniden sağlanmasına çok büyük katkısı olacağı aşikardır."


- "Trump'ın iş başına geçtikten sonra yapacakları önemli"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Trump'ın ABD'de başkanlığı kazanması Türkiye'ye yeni bir dış politika imkanı verir mi?" şeklindeki soru üzerine, Trump'ın seçim kampanyasında söylediği sözlerden ziyade iş başına geçtikten sonra yapacaklarının önemli olduğunu vurguladı.

Bugünden yapılacak değerlendirmelerin yanlış olacağını dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Ancak gördüğüm kadarıyla bu sadece seçim kampanyasında söylenmiş sözler değil, ABD'nin bu anlamda bir dış politika değişikliği ihtiyacı bakımından da önemli olduğu için söylüyorum, bu kadar çok sorunları giderek artan ve derinleşen bir Ortadoğu'da Amerikan varlığının önemli bir şekilde zarar göreceğini, ABD'lilerin de gördüğünü düşünüyorum. Açıkçası bir zamanlar Obama ilk iş başına geldiğinde de söylemişti, Ortadoğu'nun jandarmalığına soyunan bir ABD, ABD menfaatlerini de sürdürecek politikaları ortaya koyamaz. Yeni yönetimin özellikle çatışma bölgelerinde bir an evvel barışı sağlayacak bir perspektifle ABD'nin askeri varlığını bu bölgeden daha ziyade Doğu'ya kaydıracağını tahmin ediyoruz. Yani daha çok Afganistan, Hindistan, Çin tarafına doğru bu işin yöneleceğini öngörüyoruz, tahmin ediyoruz ama gelişmeleri yakından takip edeceğiz.

Bunun bizimle ilgili olan kısmı şudur, çok somut maalesef son zamanlarda PYD, YPG güçlerine siyasi olarak da verilen bir desteğin olduğunu görüyoruz. Bunun ABD'nin menfaatlerine olmadığını, birkaç bin üyesi olan silahlı bir terör grubu, milis grubuna verilecek bir desteğin ABD'nin menfaatleri bakımından uzun dönemde hiçbir anlam ifade etmeyeceğini anlamaya başladıklarını görüyoruz. Ben onun için özellikle Suriye ve Irak meselesinde YPG, PYD politikalarında bir değişiklik olabileceğini görüyorum. Burada çok uzun süreli bir varlık, yani askeri varlığı azaltarak bunu daha Doğu'ya kaydırmalarının mümkün olduğunu düşünüyorum ve bu sürecin de Ortadoğu'da biraz daha barışa yaklaştıran bir ABD politikasını görebileceğimizi ümit ediyorum ama görelim bakalım ilk birkaç ayda, Ocak'tan sonraki ilk 3 ayda ABD politikaları, dış politikaları netleşmiş olur."


- Türkiye-AB ilişkileri

Kurtulmuş, "Türkiye-AB arasında mülteci anlaşmasının rafa kalkması söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, Türkiye'nin vize serbestisi konusunda üzerine düşenlerin büyük bölümünü yaptığını vurgulayarak, "Dolayısıyla zaten bu anlaşma olmasaydı bile Ekim 2016'da vize serbestisi Türkiye'ye tanınacaktı, anlaşmalarla bu Haziran ayına çekilmiş oldu ama maalesef Haziran ayından bu yana biz bu kadar sonuca yaklaşmışken AB'den hiçbir olumlu cevap alamadığımızı, hiçbir olumlu yaklaşım görmediğimizi açıkça söylemek isteriz." dedi.

Bu anlaşma olmadan evvel günde binlerce insanın Türkiye'den Yunanistan'a, adalara geçtiğini, sonrasında bunun sıfıra indirildiğini, Türkiye'nin Avrupa'nın mülteci yükünü büyük ölçüde hafiflettiğini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Nihayetinde yükümlülükler ve sorumluluklar karşılıklıdır, biz yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz, bize söz verilen vize serbestisi Türkiye'ye tanınmayacak. Evet kusura bakmasınlar, eğer bu tutumlarını devam ettirirlerse biz de geri kabul anlaşmasını açıkça söyleyeyim rafa kaldırırız. Avrupalı dostlarımız şunu düşünsün. Bazı çevrelerin ortaya koyduğu, Türkiye karşıtlığı üzerinden bakmaları kendi menfaatlerine zarar verir. Yani eğer Türkiye bir taraftan savaş, bir taraftan açlık, yoksulluk, bir taraftan ülkelerinde iç siyasi karışıklıklardan kaçan yüz binlerce mülteciyi, milyonlarca mülteciyi toprakları üzerinde bir türlü durdurmayı başarmasa, Avrupa zaten şimdi bin tane, 2 bin tane mülteciyle karşılaştığı zaman ayarları kaçıyor, muazzam bir yükle karşı karşıya kalırlardı ve mülteci meselesi Avrupa için çok büyük sosyal sorun hale gelirdi. Dolayısıyla Türkiye'nin yapmış olduğu bu katkının farkında olsunlar ve Türkiye'yi siyasi mülahazalarla, söz vermiş oldukları vize serbestisinden, serbest dolaşımdan alıkoymasınlar."

(Sürecek)


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.