"Belediye imkanlarını PKK'ya tahsis etmişler"

"Belediye imkanlarını PKK'ya tahsis etmişler"
Van'daki KCK davasında, "PKK/KCK terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırılan, aralarında Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın da bulunduğu 13 sanıkla ilgili gerekçeli karar hazırlandı- Karardan: "(Sanıklar) Terör örgütünün a

VAN (AA) - CEMAL AŞAN - Van'da aralarında Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın da bulunduğu 13 sanıklı KCK davasının gerekçeli kararı tamamlandı.

Van 1. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan gerekçeli kararda, sanıkların terörist cenazelerine katıldıkları, sözde "halk mahkemeleri" adı altında yargılama yaptıkları, ilçelerden örgütsel içerikli raporlar isteyerek, yasa dışı gösteri ve toplantılara iştirak ettikleri belirtildi.

Terör örgütü PKK'nın ülke topraklarında 30 yıldan fazla zamandır insanların can ve mal emniyetini ihlal ettiğini ve zorbalıkla belirli bir güce ulaştığı ifade edilen kararda, bu kazanımlarını devam ettirmek isteyen örgütün "KCK sözleşmesi" adı altında sözde kendi anayasasını kabul ettiği kaydedildi.

Söz konusu yapılanmada, "bayrak, yurttaşların hakları ve ödevleri, temel haklar, özgürlükler ve görevler, sosyal, ekonomik ve kültürel haklar" gibi sözde bölümlerin bulunduğuna yer verilen kararda şöyle denildi:

"KCK sözleşmesinde, başında Abdullah Öcalan'ın bulunduğunun belirtildiği önderlik kurumu, yasama ve çalışma usulleri, seçme ve seçilme usulü, yürütme ve çalışma usulleri, yargı ve mahkeme çeşitleri, bu manada en üst dereceli temyiz merci olan Yüksek Adalet Divanı, Yüksek Seçim Kurulu, Halk Özgürlük Mahkemesi, Halk Mahkemeleri, Yüksek İdare Mahkemesi ve İdari Mahkemeler, ekonomik ve mali sistem, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olarak belirtilen siyasal partiler ve uyacakları kurallar gibi maddeler bulunmaktadır."

KCK sisteminin sadece sözleşmeden ibaret olmadığını, buna istinaden çıkarılan sözde yasa, yönetmelik ve tüzüklerin bulunduğu kaydedilen kararda, KCK'nın sözde anayasasında belirtilen hususların yapılanmada mevzuat haline dönüştürüldüğü belirtildi.

Kararda, yapılan aramalarda ele geçirilen sözde "Kent meclisi yasası"nda sistemin nasıl oluşturulduğunun ayrıntılarıyla belirlendiği vurgulanarak, sanıkların bulundukları konum itibarıyla sözde "Kent meclisi" ve Demokratik Toplum Kongresinin doğal delegesi olduklarının delillerden anlaşıldığı kaydedildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin de 28 Aralık 2011 tarihli ilamında, sözde kent meclislerinin ilçe ve mahallelerde örgütlenerek halk üzerindeki baskıyı artırmak, KCK sisteminin örgütlenme düşüncesini tabana doğru genişletmek, demokratik eylem görünümü altında şiddet eylemlerini de gerçekleştirmek için kurulduğunun belirtildiğine işaret edilen kararda, şu ifadeler yer aldı:

"Bir siyasi partinin belediye başkan yardımcıları, encümeni, ilçe yönetimi üyesi ve yöneticileri olan sanıkların kent meclisi toplantılarına katılarak, toplantı başlangıcında öldürülen terör örgütü mensupları anısına saygı duruşunda bulunup, sonrasında örgütçe önem atfedilen günlerde yapılacak eylem ve organizasyonları planlamak, kent meclisi sözleşmesi uyarınca mahalle ve köy meclislerinden gelen raporları değerlendirmek, örgütsel nitelikte eleştiri ve öz eleştiride bulunmak şeklindeki eylemleri, iletişimin tespiti, teknik ve fiziki takip tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirildiğinde salt siyasi faaliyet kapsamında görülemeyeceği anlaşıldığından eylemlerin bir bütün halinde silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olma suçunu oluşturur."

- "Belediye imkanları PKK'nın amaçları için kullanılmış"

"Sanıklar KCK anayasası, bu anayasaya istinaden çıkartılan kent meclisi yasası ve Demokratik Toplum Kongresi Tüzüğü gereği faaliyet yürütmüşlerdir. Halk mahkemelerince verilen kararlara üst merci sıfatıyla bakmışlar ve yargılama faaliyetinde bulunmuşlardır." denilen kararda, "Bunun dışında terör örgütünün amacına matuf faaliyette bulunmuşlar, bu kapsamda terörist cenazelerine şehit muamelesi yapmışlar, ölen terörist ailelerine özel önem atfetmişler, örgüt için değerli olan ailelerle de ilgilenmişlerdir. Sanıklar ellerindeki kamu gücünü terör örgütünün amaçlarına tahsis etmişlerdir. Toplumsal olaylara katılmaları için kitle bulmuşlar ve diğer sivil itaatsizlik eylemlerini organize etmişler, katılmayanlara örgüt adına hesap sormuşlardır. Bu şekilde terör örgütünün kurumsallaşması ve tabana yayılarak meşruiyet kazanmasını sağlamaya çalışmışlardır." ifadeleri kullanıldı.

Sanıkların genel olarak sistemin işlemesinden sorumlu olduklarının ifade edildiği kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Sanıkların durumları illerde vali, ilçelerde kaymakamın durumuna benzemektedir. Müstakil vazifeli olan şahıslar hakkında açılan davalar Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanmıştır. Bu davalarda KCK kent konseyi sözcüsü, serhad eyalet komutanlığı, sosyal, siyasal, eğitim ve maliye alanında faaliyet yürütenlerle, yargı alanında faaliyet yürütüp yargılama yapanlar cezalandırılmıştır. Söz konusu KCK üyeleri, hiyerarşik açıdan sanıklara bağlıdır. Sanıklar hakkındaki delillere bakıldığında bu tespitin teyit edildiği görülmüştür. Bu açıdan sanıkların misyonlarının tehlike derecesinin ne kadar büyük olduğu izaha muhtaç duyulmaksızın anlaşılabilecek durumdadır. Devlet organlarının işleyişine paralel şekilde düzenlenen KCK yapılanmasının ülkesi, milleti ve devleti bulunmadığından yapmış oldukları faaliyetler bağlı bulundukları ülkenin yasalarına göre değerlendirilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre devlete şerik koşmak suçtur ve ceza kanunlarında bu faaliyetlerin cezaları belirlenmiştir."

Van'da 7 Haziran 2012'de terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik operasyonda Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın da aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alınmıştı. Tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. 4 Ocak'taki duruşmada Belediye Başkanı Kaya, Cüneyt Caniş ve Veli Avcı 15'er yıl, Nezahat Ergüneş, Halis Cakır ve Metin Adugit 13 yıl 6'şar ay, Mehmet Şirin Yıldız, Mihriban Şah ve Murat Durmaz 12'şer yıl, İhsan Güler, Abdulkerim Sayan ve Derviş Polat 9'ar yıl, Hecer Sarıhan da 7 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmıştı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.