Beton Yerine Toprak, Betonlaşma Yerine Üretim!

Beton Yerine Toprak, Betonlaşma Yerine Üretim!
Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Sinan Toprak; “İçerisinde bulunduğumuz tarımla politikalarıyla ilgili olumsuzlukların çözümü için Saadet Partisi olarak iktidara, Öncelikle tarım sektörünün...Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Sinan Toprak

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Sinan Toprak; “İçerisinde bulunduğumuz tarımla politikalarıyla ilgili olumsuzlukların çözümü için Saadet Partisi olarak iktidara, Öncelikle tarım sektörünün önemsenmesi, öncelenmesi, hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini, bu kapsamda beton yerine toprak, betonlaşma yerine üretim tercih edilmeli ve rantın yerini adil bölüşüm almalı diyoruz.” dedi.

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Sinan Toprak bir  basın açıklaması gerçekleştirdi. Toprak, konuşmasının başında; “Hep birlikte 3 aydır farklı bir hayatı yaşadık. Her ne kadar virüsün hayatımıza etkileri azalma eğilimi gösterse de yine de bir belirsizlik hali devam etmekte. 2. hatta 3. dalganın bile yaşanabileceği dillendirilmektedir. En azından bugünkü hali ile sonuçlansa bile bunun ciddi sonuçları olacaktır. Bu süreçte birçok husus söylendi, hatırlatıldı, icraata geçen hususlar oldu, göz ardı edilenler oldu. Parti olarak biz de hemen hemen toplumun her kesimine dair geleceğimize dair birçok hususu defaatle hatırlattık, uyarılarımızı yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.” dedi.

TARIM ARAZİMİZ %11,7 AZALDI!

Tarım sektörünün artık köklü sorunları olan bir sektör haline geldiğini belirten toprak; “Bildiğiniz üzere  tüm canlılar gibi yaşamak için gıdaya ihtiyaç duyarız. Gıdanın ana kaynağı da toprak ve ziraattan geçmektedir. Hem canlı olarak gıdaya gereksinim duymamız, hem tarım şehri olmamız hasebiyle işin ehemmiyeti açısından, iş işten geçmeden, bazı hususları tekrar söylemekte, tekrar etmekte fayda görüyoruz. Pandemi sürecinde ve benzeri küresel krizlerde ülkelerin gıda üretimleri bakımından tohum ve ürün bazında kendilerine yetebilirliğinin çok önemli olduğu ortaya çıkmış, hatta sadece tarımda kendi kendine yeterliliğin kendi başına yetmediği, bununla beraber gıda güvenliğinin önemi de daha iyi anlaşılmıştır. Ülkemizde tarım ve hayvancılık sektörü, yıllarca uygulanan yanlış ekonomi ve tarım politikaları sonucunda sektör, köklü sorunları olan bir hâle gelmiştir. Uygulanan yanlış politikalar sonucunda;

Çayır ve mera alanları daralmıştır. 2002 yılında 26.579.000 hektar olan çayır ve mera alanı bugün 23.095.000 hektar alana düşmüştür. Bu durum hayvancılığa olumsuz etki etmiştir.

Ekilen tarım alanları 2002 yılında 17.935.000 hektar  iken 2019 yılında 15.387.000 hektara düşmüştür. Nüfusumuz 2002 yılından bu yana %25 artmışken tarım arazimiz %11,7 azalmıştır.

Kötü tarım politikaları sebebiyle zarar eden çiftçilerimiz, çiftçiliği bırakmak zorunda kalmıştır. 2002 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 bin kişi iken 2017 yılından ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayımız 2 milyon 132 bin kişiye düşmüştür.

Çiftçi sayısı ve tarım alanındaki azalmanın sonucunda tarım ve hayvancılık ürünleri ithal eden bir ülke hâline geldik. 2002 yılında Tarım ve hayvancılık ithalatımıza 1,5 milyar dolar iken 2019 yılındaki ithalatımız 9,3 milyar dolara çıkmıştır. 2002-2019 yılları arasında tarım ve hayvancılık ithalatımız dolar bazında %490 artmıştır. “ dedi.

ÇİFTÇİ, 2002’DEN BERİ KENDİ YAĞIYLA KAVRULUYOR!

Tarım politikalarının sorunlarını belirten Toprak; “Ak Parti iktidarı, iktidarları boyunca tarımı ve hayvancılığı ciddiye almamış, kendi haline bırakmış, köylümüz, çiftçimiz 2002 yılından bu tarafa adeta kendi yağıyla kavrulmuştur. Problemler her yıl büyüyerek bugüne kadar gelmiş sorunlar kronikleşmiştir. Uygulanan yanlış tarım politikalarının oluşturduğu temel sorunlar şu şekildedir:

Tarım sektörünün ikincil öncelikli  sektör olarak gören bir yönetim anlayışının varlığı.

Ranta ve plansız yapılaşmaya feda edilen tarım arazisi, çayır ve meralar.

Tarım Kanunu’nda çiftçiye verilmesi kararlaştırılan bütçenin %1’i kadar desteğin ödenmemesi.

Etkinlikten uzak tarımsal destekleme politika ve uygulamaları

Yapısal önlemler yerine günü kurtarmaya yönelik politikalar ortaya konması.

Mazot, gübre, ilaç, tohum ve tarım makinelerin başta olmak üzere yüksek girdi maliyetleri ve dışa bağımlılık.

Üretici birlikleri ve kooperatifleşmede yaşanan sorunlar.

Üretici ile tüketici arasındaki aracıların çokluğu ve üreticinin hak ettiğini alamaması.

Ve bunun sonucunda ortaya şu sonuçlar çıkmıştır.

Tarım alanlarının küçülmesi, çiftçi sayısının azalması. Özellikle genç çiftçi sayısındaki azalma.

Özellikle bazı hayatî tahıl ürünlerinde Türkiye’nin kendi kendine yeterliliğinin kalmaması.

Yüksek gıda enflasyonu nedeniyle Türkiye’de yaşayan her bir ferdin daha fazla maliyetle katlanması ve fakirleşmesi.

Artan cari açık, dış borçlanma

Gıda arz güvenliği riskinin ciddî boyutlara ulaşması.

GIDA GÜVENLİĞİ, MİLLİ GÜVENLİK SORUNU GİBİ KABUL EDİLMELİ!

Tarım politikalarındaki sorunlarla ilgili Saadet Partisi’nin çözüm önerilerini de paylaşan Toprak; “İçerisinde bulunduğumuz ve yukarıda zikrettiğimiz olumsuzlukların çözümü için Saadet Partisi olarak iktidara şunları yapmasını tavsiye ediyoruz:

Öncelikle tarım sektörünün önemsenmesi, öncelenmesi, hak ettiği değerin verilmesi gerekir. Bu kapsamda beton yerine toprak, betonlaşma yerine üretim tercih edilmelidir. Rantın yerini adil bölüşüm almalıdır.

Artan nüfus ve gıda talebi de dikkate alınarak gıda arz güvenliği sağlanmalıdır. Gıda güvenliği, milli güvenlik sorunu gibi kabul edilip, üzerinde hassasiyet ile durulmalıdır.

Tarım alanı, su kaynakları, mera ve çayırların korunması için gerekli düzenlemeler yapılmalı, kontroller yapılmalı; imar aflarına, tarım alanlarının betonlaşmasına son verilmelidir.

Kamusal desteklemelerden tarım sektörüne hak ettiği yer verilmelidir. Destekler artırılmalıdır.

Tarım ve hayvancılık alanında kısa, orta ve uzun vadeli master planları yapılmalıdır.

Tedarik zincirindeki aracıların azaltılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Köyde yaşayan nüfusun yaşam koşulları iyileştirilmeli, eğitim, sağlık ve sosyal alanlar kurulmalıdır.

Tarım girdilerine (mazot, ilaç, elektrik, tohum ve gübrede) sıfır faiz ve sıfır vergi getirilmelidir.

Tarımsal sanayi, kooperatifleşme, katma değerli üretim teşvik edilmelidir.

Saadet Partisi olarak içerisinde bulunduğumuz hasat mevsiminin kazasız, belâsız, afetsiz geçmesini temenni eder, üretici ve çiftçilerimize için bol ve bereketli hasatlar dileriz.” şeklinde konuşmasını sona erdirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.