“Bir nesli raple büyüteceğiz”

“Bir nesli raple büyüteceğiz”
Biz onları “O Ses Türkiye” yarışması ile tanıdık. Aslında onlar rap müzik tutkunlarının yakından takip ettiği, şarkılarını ezberlediği, giyim tarzlarını benimsediği, rap kültürünün en önemli isimleri arasındaydı.

Biz onları “O Ses Türkiye” yarışması ile tanıdık.  Aslında onlar rap müzik tutkunlarının yakından takip ettiği, şarkılarını ezberlediği, giyim tarzlarını benimsediği, rap kültürünün en önemli isimleri arasındaydı. Zeo Jaweed, Bossy ve Sefir. Bu gençlerin ardı ardına sıraladıkları anlamlı cümleler, o sound ve içinde bulduklarımız rap müziğin aslında öcü bir yanının olmadığını gösterdi. Röportaj sırasında Rap müzik yapmaktan kaynaklanan o seri konuşma alışkanlığı ile konuları ele almamızdaki hız baş döndürdü, kafiyeli cümleler havada uçuştu. Algılar gelişti. Ve çok güzeldi.

 

Bu müziğe nasıl giriş yaptınız?

Zeo Jaweed : 10 yıl öncesine dayanıyor. O dönem sosyal medyada aktif olarak rap yapan sayısı azdı ve hepimizin takıldığı sabit bir site vardı. Bossy ve Sefir’le de site sayesinde tanıştık.

Biz Rap’i böyle bilmezdik

Zeo Jaweed : Bugüne kadar gösterilen rap’in sert yüzüydü. Daha çok sözlü eleştirilerden yanaydık. Popüler kültürü eleştiriyorduk. Bu insanları tav etmiyordu. Hoş gelmiyordu. Çok agresif ve yırtıcı saundlar vardı. Sadece yapanları tatmin edecek durumdaydık. Ya da sadece o müzik kültürünü benimseyip dinleyen insanları tatmin edebiliyorduk. Onun dışındakilere çok sert geliyordu. Yine bir şeyler anlatıyorduk ama hem müzikleri, hem cümleleri sert buluyorlardı. Gün geçtikçe, belli bir tecrübe edindikçe biz farklı şeyler de anlatabiliriz düşüncesi doğdu. O ses Türkiye Yarışması gözümüzü açtı.

Özeleştiri mi yaptınız?

Zeo Jaweed : Kullandığımız saundları değiştirirsek daha farklı müzik kültürlerini benimseyenlerin akıllarını çelebilirdik. Sert olunacaksa da herkesin yakındığı konuda sertlik olmalı. Özeleştiriyi kendi aramızda yapmaya başladık. Kendimizi telkin etmenin getirmiş olduğu bir kazanç var. Bu bizi, önümüzdeki tüm sürece yayabilecek bir kardeşliğe, samimi bir dostluğa sevk etti.

Yarışmada ciddi bir mücadele içerisinde olsanız da dışarıdaki samimiyetiniz dikkat çekiciydi. Bu da mı bir rap kültürü?

Bossy: Bu kültürün kazanamamasının en büyük sebebi rapçilerin kibirliliği. “Ben olacağım” düşüncesi. Biz rapi hep ikinci plana attık. Müzikten, rapten, paradan daha önemli şeyler var. Biz yazıyoruz, çıkıyoruz, şarkımızı söylüyoruz ama eve geldiğimiz zaman ekmek bölüşme mevzusu var. Derdimizi de mutluluğumuzu da paylaşıyoruz. Böyle bir dostluk varken, şan, şöhret, para için bu ortam bozulamaz.

Zeo Jaweed : Para için, insanlar onu sevsin diye, egoları tatmin olsun diye bu işi yapanların sonlarını hep birlikte gördük. Tutunmalarının imkanı yok. Biz insan kazanmayı sevdik, insan kazanmayı tercih ettik. Bizim çok küçük aneknotlarımız var yarışma içerisinde. Asla rekabet yok. Sahneye çıkacağımda üzerime tshirt’ümü giydiren Bossy, Sefir. Ayakkabımızın bağını bile bağlarız. Bu farklı bir şey. Bunu sağladığımızdan zaten biz birinci olmadan birinci olanlardanız.

Hep bir mesajınız var.

Sefir: Rap dinleyenlere  kötü alışkanlıklar aşılamak yerine bu sert müziğin bile içinde bir duygu, hissiyat barındırdığını göstermekti amacımız ve bunu fazlasıyla verdiğimizi düşünüyoruz. Kaldı ki yeri geldi ağladık, yeri geldi beraber sevindik.

Zeo Jaweed :   Halkımızın insan olduğunu hatırlamaya ihtiyacı var. Kibir olduğunda sanatçı olunduğuna inananlar var. Ama insan bana karşı da, kardeşe, hayvana karşı da insan olmalı. Bunu unutan sanatçılar yüzünden sanatçılara olan bakış açısı değişti ve işin en kötü tarafı dinleyenden fazla yapanın olduğu bir müzik tarzını yapıyor olduğumuzdan dolayı kibir hep ön plandaydı. Biz bunu yıktık.

 

İnsanlar size nasıl bakıyor? Önyargılı mı?

Bossy: Bizi tanımladıkları tek bir tane kalıp var. Kavga, dövüş, uyuşturucu. Kötü insan kalıbı. Kötü insan neyse rapçi o. Sadece bizim ülkemizde değil, yurt dışında da öyle. Yarışmaya katılırkenki niyetimiz de belliydi, şarkılarda verilmek istenen mesaj da. En basit örneği Özgecan. Zeo bunu herkesin düşüncesinden yola çıkarak anlattı.    

 Zeo Jaweed :  Bizim tek korkumuz şuydu. Özgecan olayı için ne ilk ne de son. Onun bilincinde olmak her zaman bize acı veriyor ama yapıyor olduğumuz işin getiriyor olduğu şey objektif cümleler kullanabilmek. İnsanların beyninde oluşan toz taneciklerini oradan silebilmek. Bunu bir nebze başarabildiysek biz zaten birinciyiz.

 

Önyargılarla bezeli bir müzik yapıyorsunuz. Tepki alıyor musunuz?

Bossy: Biz bizi biliyorduk, Rapa verilen değeri de biliyorduk. Gençliğimizi bu müziğe harcadık.  Kimleri kimleri karşımıza aldık. Ailemizle ettiğimiz kavgalar bizi biz yapan özellik oldu. Çünkü insan bir şeyin peşine düştüğü zaman illa ki o yolda ilerliyor. Biz bu yola bedelini de ödemeye hazır olarak çıktık. Ama kendimizi de yenilememiz lazımdı.. “Rapçi mi aman uzak dur” denmesinden bıktık. Hepimizin ailesi var.

 

Aynı önyargı diğer ülkeler için de geçerli mi?

Sefir :Amerikadaki popculara baktığımız zaman bütün rapcilerle featleri var. Çünkü onlar artık Rap’i benimsedi. Artık sadece aşk anlatmıyorlar. Onlar Rapçi’lerin objektif bakışlarından destek alıyor.

Zeo Jaweed : Ama Amerika’da da Rap müzikte kadını aşağılayıcı konular var. Ben babasız büyüdüm ve kadın benim için çok değerli. Beni kadınlar büyüttü. Rap’in özü objektif bir müzikti. Sanatçı sıfatını üstlenen birçok insan ülkemizde duygu sömürerek bu sıfatı elde etti. Biz sokak sanatçısıyız. En güzeliyiz. Halkın içinden geldik. Hiçbir kaygımız, korkumuz yok. Biz zaten 10 yıldır hayalimizin peşinden koşmak için ve halen daha bu işi yapabilmek için cebinden para veren insanlarız. Biz para kazanmıyoruz.

 

Rap müziğe daha önce de sizin gibi yaklaşılsaydı bu gün Türkiye’de daha ileride olabilir miydi?

Zeo Jaweed :  Türkiye’de bu işin yapan bazı önde gelen isimler var. Hakkıyla layığıyla. Lakin kendi aralarındaki husumetten dolayı iş özünü kaybeder hale geldi. Sosyal sorumluluk üstlenmesi gereken sanat dalından çıkıp aralarından sözlü dissleşme ya da düelloya gelecek duruma geldi. O oluşturdukları imaj yetişen yeni nesillerin beynine enjekte eder hale geldi. Bizi farklılaştıran durum oldu. Saflaştırdılar. Benim tek istediğim yeni nesil telefonla, bilgisayarla büyüyor. Bu gençle arandaki diyalogu değil, bu gence insan olduğunu, maneviyatı olduğunu anlatmak.

 

Bu uğurda çok sıkıntı çektiğinizi söyleyebilir misiniz?

 Zeo Jaweed: BizCD’leri kırılan insanlarız. Sizin için ufak olabilir ama benim için çok büyük.  İnsan kendi duygularını yazdığı ve belli bir ritm, hece sayısıyla döktüğü işi birisinin eli tarafından kırıldığını görmek çocuğu öldürülmüş hissi uyandırıyor. Benim defalarca çocuğum öldürüldü.

Kim tarafından?

Sefir:  Çok uzağa gitmenize gerek yok.  Bize farklı gözle bakılıyordu ve bu da ilk olarak sizin içinizde olan kişiler oluyor. Başta ailen. “Biz böyle miyiz,  Bu nasıl giyim, sen nesin.” Bize kendimizi anlatma, tanıtma şansı verilmedi.

Zeo Jaweed : Bu bir kültür, yaşam tarzı. Genç bir yaşta benimsiyorsanız ailenizin büyükleri tarafından hep kıyaslanan çocuk olursunuz. Bak o okuyor, bak o şunu yapıyor. Bunu o süreçte nasıl algıladığına bağlı. İstersen hırs yaparsın pozitif bir hale dönüştürürsün. Tersine çeviren de var. Biz farklı nitelendirdik, farklı büyüttük ve farklı hırs yaptık içimizde. Şu an zamanında cdlerimizi kıran insanlar bugün yaptığımız işle çevrelerinde öğünüyor.

 

Sahnede hep bir pozisyonunuz  var? Neden. Bu sorum özellikle Bossy’e ?

Biz sahneye çıkıyoruz. Stilistler öyle kıyafetler belirliyorlar ki. Hem sözlere, hem o kıyafetlere hakim olmak zorundayız. Bana bir tişört veriyor. Bu tişörtü giyeceksin ama bu tişört o kapüşonlunun altından görülecek. Ben çıkıyorum, sahneye mi çıkayım, atmosferi mi yaşayım. Ha diyaframı kullanmak için destek arayışımız, kas gerilmemiz de oluyor ama terbiyesiz insan değiliz.

 

Rap tutkunları belli bir isme mi takılıyor?

Zeo Jaweed :  Bir tane Zeo, Bossy, Sefir yok.  Bizim gibi çok var. Biz yalnızca içlerinde görünen bir kısımız. Fanboy’luk zarar getirir.

Sefir: Bizi eleştirmeniz de lazım. Dört dörtlük değiliz. Fanboy’luk kimseyi dinlemeden bir kişide takılıp kalmak. Fanatikliğin ilerisinde bir durum.

Bossy :Bu iş emeksiz yapılan bir iş değil. Tüm Türkçe Rap yapanlar için gerekli. Müzik hem bir nimet hem bir beladır. Müzikle bir insanı intihar da ettirebilirsin, cezaevine de gönderebilirsin. Hipnoz gibi bir şey. Müziğin çoğu yerde haram kılınmasının nedeni budur. İnsanları kötüye de sevk eder. Amerikan müziklerinin çoğunda insanları hipnotize edici saundlar kullanılıyor. Kulağın duymayıp beynin algıladığı durumlardan söz ediyoruz. Yıllardır yapılan bir şey.

Zeo Jaweed: Biz insanlara ne yaptığımızı gösterdik. Herkesin bir albümde yazdığı şarkıyı biz bir şarkıda yazıyoruz. Yarışmada her şeyi kendimiz yaptık.  Bizim bir işimizi şirkette 8 kişi yapıyor. Kendi aramızda bile kafiyesiz cümle kullanmıyoruz.

Hedefiniz ne?

Tek bir misyonumuz var. Bir nesli yaşının hiç önemi yok belki bizden büyük de olabilir. Bir nesli Raple büyüteceğiz. Biz bunu yapacağız.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.