Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır

Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır
Son dönemlerde gençler arasında artan antidepresan kullanımının kendi başına bir çözüm olmadığını ifade eden Uzman Pedagog İshak Orhan, “Teknoloji bağımlılığı, aile içi huzursuzluk ve gençlerimizin aktivitelerde bulunmaması problemleri büyütüyor" dedi.

Son dönemlerde gençler arasında artan antidepresan kullanımının kendi başına bir çözüm olmadığını ifade eden Uzman Pedagog İshak Orhan, “Teknoloji bağımlılığı, aile içi huzursuzluk ve gençlerimizin aktivitelerde bulunmaması problemleri büyütüyor. gençlerimiz boş durmamalı. aktif olmalı. Eflatun’un da dediği gibi boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır’ dedi

Değişmekte olan toplum her gün farklı bir görüntü sunmaya devam ediyor. Bu dönem gençlerin en sık ziyaret ettiği yerler arasında, hastanelerin psikiyatri klinikleri ve klinik psikolog büroları yer alıyor. Ya da buralara dahi uğramadan kullanılan birçok psikiyatrik ilaç gençler arasında dolaşabiliyor. Bu dönem yükselen antidepresan kullanımı ve psikolojik hizmet arayışının arkasında da çokça neden yatıyor. Uzman Pedagog İshak Orhan, sınav kaygısı, antidepresan kullanımının artmasındaki nedenleri gazetemize anlattı.

basibos-2.jpg

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI

Üniversite ve lise sınav dönemlerinde en çok yaşanılan problemlerin başında sınav ve gelecek kaygısı olduğunu ifade eden Orhan, “Son 2 yıldır Covid-19 dolayısıyla çocuklarımız yeterli eğitimi alamadılar. Aslında sınav kaygısının en önemli nedenlerinden bir tanesi ders konularına hakim olunamaması. Konulara tam anlamıyla hakim olan bir öğrencide çok fazla kaygı görülmez. Ama zaman zaman gene de sıkıntılar olabilir. Bu sıkıntılarda da hemen antidepresan kullanımını da tavsiye etmiyoruz. Antidepresandan ziyade çocuklarımızın günlük bir saat kadar spor yapmaları, yeme ve içmelerine dikkat etmeleri, abur cuburları çok fazla tüketmemeleri ve en önemlisi de telefon kullanımını azaltmaları çok önemli. Dijital bağımlılık çok önemli. Çocuklarımızın başarısının önündeki en büyük engel bu teknoloji bağımlılığı. Bu bağımlılıktan çocuklarımızı kurtarmadıktan sonra geleceklerini tehlikeye atmış oluyoruz. Öncelikle bu konuda anne ve babaların çocuklarına baskı yapmadan çözüm bulmaları ve bu bağımlılıkları azaltmaları önemli. Bir gencin elinden baskı ile telefon alamazsın. Mutlaka sınır konulmalı. Bu sınırı çocuklar kendileri koyamıyorsa aile koymalı. Çünkü daha sonrasında başarısızlık yaşanıyor ve çocukta problemler başlıyor” dedi.

‘BAKANLIK HER AİLE İLE İLGİLENMELİ’

Antidepresan kullanımının en büyük nedenlerinin arasında aile içi huzursuzluk olduğunu aktaran Orhan, “Anne, baba huzursuzsa, mutsuzsa çocuklarda aynı şekilde mutsuz olacaktır. Anne baba arasındaki geçimsizlikler büyük sorun. Geçen yıl benim bildiğim kadarıyla resmi rakamlarla Konya’da 10 bin çift evlendi. 5 bin çift boşandı. Çok yüksek bir oran. Boşandıktan sonra ve boşanmaya kadarki süreçte evde yaşananlar çocuklarda ciddi travmalar oluşturuyor. Bu çocuklarımız çok iyi yöneltilmeli. Evde olan huzursuzlukları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bilmeli. Taramalı. Her aile ile ilgilenilmeli. Çocuklarla dönem dönem konuşulmalı. Bakanlık, ailenin başvurmasını bekliyor. Bizim milletimiz gitmez. Utanır, çekinir çoğu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aileleri birebir dolaşmalı. Ailenin içerisinde neler oluyor bilmeli. İlk önce aile huzuru sağlanmalı” diye konuştu.

‘ÇOCUKLARIMIZ BOŞ KALMAMALI’

Çocukların sorunlarının çözümünde okul unsurunun da önem arz ettiğini söyleyen Orhan sözlerini şu şekilde bitirdi: “Okullarda şuanda akran baskısı oluyor. Çözüm gene o çocuklarımızın düşüncelerini değiştirmekle başlıyor. Doğru düşünmelerini sağlayabilirsek, doğru davranışlar kazanmalarını sağlarız. Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır. O nedenle çocuklarımız boş kalmamalı. Boş durmamalı. Mutlaka faydalı şeylerle meşgul olmalı. Bu dönemlerde okullardaki rehberlik servislerinin de çok iyi çalışması gerekiyor. Çocuklarımızın içerisinde bulunduğu durumu en iyi bilecek ve izleyebilecek kişiler okul rehber öğretmenler ve sınıf öğretmenlerdir. Biz buna üçlü sac ayağı diyoruz. Aile, öğretmen ve öğrenci. Bu üçlü sac ayakları temas halinde olur, doğru çalışırsa birçok sıkıntı büyümeden yok edilebilir.” (Pakize Yiğiter)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.