Çanakkale’nin Şanlı Kahramanları

Çanakkale’nin Şanlı Kahramanları
Atatürk’ün ‘Biz Çanakkale’ye Bir Darülfünun Gömdük’ dediğine dikkat çeken Prof. Dr. Muşmal, “Bu söz dahi Çanakkale Savaşlarındaki kaybın niteliği hakkında çok önemli bir tespiti ortaya koymaktadır.

Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı, Tarihçi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, “Çanakkale Savaşları, seferberliğe iştirak eden toplumun pek çok sınıfının katıldığı bir savaş olmasının yanı sıra, özellikle yüksek tahsil gören gençlerin ve hatta sonraki dönemlerde lise öğrencilerinin de gönüllü olarak iştirak ettiği, yani mürekkep yalamış insanların vatan için çarpıştıkları bir savaş haline dönüşmüştür” dedi.

Prof. Dr. Muşmal, Çanakkale Savaşlarının çarpıcı örneklerle dolu olduğunu ifade ederek, “Bu savaşlar hakkında bugüne kadar pek çok çalışma yapılmıştır. Hatta günümüzde yapılan araştırmalarda her geçen gün yeni ve oldukça önemli bilgiler ortaya koyulmaktadır. Çanakkale Savaşları, savaşa katılan insanların ve yaşanan kayıpların büyüklüğü göz önüne alındığında nicelik açısından hayli dikkat çekicidir. Bilindiğine göre savaşa Türk tarafından 310 bin, İngiliz tarafından 411 bin, Fransız tarafından ise 79 bin kişi katılmıştır. Savaşın sonucu iki taraf için de oldukça ağırdır. Bu savaştaki kayıplarımızın sayısı hakkında çeşitli bilgiler mevcuttur. Ancak kabul gören ve gerçeğe en yakın veri olarak, savaş sırasında toprağa düşen 57 bin şehit ile beraber, harp esnasında cepheden geriye sevk edilen hasta ve yaralılar ile muhtelif hastalıklardan ölen ve kaybolanların ilave edilmesiyle yaklaşık 251 bin civarında şehitten söz edilmektedir. Nitekim savaş süresinde yaşanan kayıpların önemli bir kısmının genç nüfus olduğu ve Birinci Dünya Savaşı ile başlayan bu süreçte seferberlik yıllarında askerlik çağındaki bütün gençlerin silâhaltına alındığı bilinmektedir. Diğer taraftan çarpışanların nitelikleri de göz önüne alındığında savaşın dikkat çekiciliği bir kat daha artmaktadır” dedi.

ASKERLERİN ÇOĞU 18 YAŞINDAKİ GENÇLER

Çanakkale Savaşının mektepliler savaşı olarak da anıldığına dikkat çeken Muşmal, “Çanakkale Savaşlarına, zaten Birinci Dünya Savaşı sırasında genel seferberlik ilan edildiği için, seferberliğe tabi olanlar yanında, askerlik çağındaki Harbiye, Tıbbiye ve Hukuk Fakülteleri ile medreselerde okuyan öğrenciler de yoğun olarak iştirak etmişlerdir. Bu nedenle Çanakkale Savaşları, seferberliğe iştirak eden toplumun pek çok sınıfının katıldığı bir savaş olmasının yanında, özellikle yüksek tahsil gören gençlerin ve hatta sonraki dönemlerde lise öğrencilerinin de gönüllü olarak iştirak ettiği, yani mürekkep yalamış insanların vatan için çarpıştıkları bir savaş haline dönüşmüştür. Bu nedenle bu savaş Mekteplilerin Savaşı olarak da anılmaktadır” diye konuştu.

BİZ ÇANAKKALE’YE BİR DARÜLFÜNUN GÖMDÜK

Muşmal, “Ülkenin her tarafından Çanakkale’ye sevk edilen bu mektepli gençlerin pek çoğu Çanakkale’de şehit olmuşlardır. Bu dönemde başta Tıbbiye Binası olmak üzere İstanbul’daki pek çok büyük okul, yaralılar için hastane olarak kullanılmıştır. Günümüzde Çanakkale Savaşlarında kaybedilen üniversiteli gençlerin sayısı, hangi okullardan geldikleri gibi detaylar net olarak bilinememektedir. Ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale Savaşları hakkında, savaşın bu özelliğine dikkat çekerek, ‘Biz Çanakkale’ye Bir Darülfünun Gömdük’ demektedir. Bu söz dahi Çanakkale Savaşlarındaki kaybın niteliği hakkında çok önemli bir tespiti ortaya koymaktadır. Yine şurası açıktır ki, Birinci Dünya Savaşı ile birlikte, üniversitelerde tahsil gören her sınıftan öğrenci seferberlik kapsamında askere alınmış ve pek çoğu başta Çanakkale Savaşları olmak üzere Birinci Dünya Savaşı sırasında açılan cephelerde savaşmış, vatan için can vermiş, ancak namusunu çiğnetmemiştir. Çanakkale Savaşları sırasında mektepliler dışında ülkemizin her tarafından, yüz binlerce insan gözlerini kırpmadan cepheye koşmuştur. Aylarca süren çarpışmalar neticesinde, binlerce insanımız şehitlik mertebesine ulaşmış, ancak Çanakkale’nin geçilmesine fırsat vermemiştir” ifadelerini kullandı.

ŞEHİT SAYISI BİLİNMİYOR

Anadolu’nun her yerinden onlarca askerin şehit düştüğüne de dikkat çeken Muşmal, şehitlerde sayı ve memleket hesabı değerlendirmesinin doğru bir yaklaşım olmayacağının da altını çizerek şöyle konuştu:  “Şehitlerimizin sayısının çokluğu, savaşın hangi şartlarda ve nasıl bir ruhla yapıldığı yönünde bir fikir vermektedir. Ayrıca şehit listeleri incelendiğinde Anadolu’nun her vilayetinden, kazasından veya kasabasından onlarca şehit verildiği görülecektir. Ancak bu noktada, şehit sayılarının yerleşim birimlerine dağılımının nasıl olduğu çok da mühim değildir. Üstelik şehitlerin memleketleri üzerinden, şehit sayılarının azlığı veya çokluğu hakkında bir değerlendirme yapmak da uygun ve doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bununla birlikte canlarını vatanları için vermiş olan aziz şehitlerimizin her vesile ile hatırlanmasında büyük faydalar bulunmaktadır. Zira onların verdiği mücadeleye paha biçebilmek mümkün değildir.”

ŞEHİTLİK YÜCE MERTEBEDİR

Muşmal şehitlik ve vatan için savaşma hakkında ise, “Şehitlik malıyla, canıyla Allah yolunda, sahibi olduğu yurdunu, vatanını, ırz ve namusunu korumak amacıyla savaşan kimselere; niyet ve gayretlerini canlarını vererek göstermiş olmaları sebebiyle Allah'ın verdiği bir unvandır. İslam Dinine göre bütün ameller niyetlere göredir ve Allah için yapılan hiçbir amel karşılıksız kalmayacaktır. Hal böyle olunca en değerli varlığı olan canını Allah yolunda feda eden kimselere Allah, şehitlik unvanını layık görmüştür. Yüce Allah kendi katında onlara en güzel yeri bahşetmiştir. Onların makamını ayetlerinde açıkça ifade etmemiş midir? Bir ayetinde Yüce Allah, ‘Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahreti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşırsa ister ölsün ister galip gelsin. Biz ona büyük bir ödül vereceğiz.’(4/74) şeklinde buyururken, bir başka ayetinde ‘Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıklarından daha iyidir.’(3/157) demektedir. Cenab-ı Allah, açık bir şekilde ödüllendireceğini buyurduğu şehitlerimizin anısını sürekli canlı tutmamız gerekmektedir. Yüce dinimizin belirgin bir şekilde öne çıkardığı şehitlik anlayışı, millet hayatımızda din ve devlet, vatan ve bayrak gibi kutsal değerlerin korunması hususunda bütün insanlığa örnek teşkil edecek bir hal almıştır. Pek çoğumuz bugün sahip olduğumuz bu cennet vatanı, aziz şehitlerimizin bizlere bıraktığı en değerli hatıra kabul etmekte ve ay yıldızlı bayrağımızı bu uğurda can veren şehitlerimizin kanından bilmekteyiz. İnancımızda özel bir yeri ve yüce bir değeri olan şehitlik, yüce dinimizin önemsediği ve teşvik ettiği bir rütbedir. Hem Hakk’ın, hem de halkın nezdinde şahadet mertebesine yükselmek büyük bir mazhariyettir” ifadelerini kullandı.

Muşmal sözlerini, “Bugüne kadar ülkemizin savunmasında, devletimizin ve milletimizin birliğinin korunmasında, Çanakkale'den Milli Mücadele'ye, 15 Temmuz'dan Afrin'e Harekâtına kadar her türlü mücadelede vatanı için canını vermiş, kanını dökmüş, şehit olmuş bütün askerlerimiz, güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum” diyerek tamamladı. (Umahan Öz)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.