Çene Büyütme / Çene Küçültme Ameliyatları Kimler İçin Uygundur
Çene estetiği (büyütme veya küçültme) ameliyatları, yüz şeklini değiştirmeye yönelik sık gerçekleştirilen estetik cerrahi işlemlerdir. Bu işlemler, çene yapısındaki doğuştan veya sonradan oluşan kusurları düzeltmek veya estetik amaçlarla çene şeklini değiştirmek için yapılabilir.
Çene büyütme ameliyatı, çenenin küçük, geri çekilmiş veya belirsiz görünümünü düzeltmek için yapılır. Çene küçültme ameliyatları ise, çenenin fazla büyük veya belirgin görünümünü düzeltmek için planlanır.
Ancak, herkes için bu ameliyatlar uygun değildir. Kişinin genel sağlığı, tıbbi geçmişi ve ilaç kullanımı gibi faktörler dikkate alınır.
Çene büyütme veya küçültme ameliyatlarına karar vermeden önce, kişinin beklentileri, ameliyatın riskleri ve sonuçları hakkında tam bir bilgi sahibi olması önemlidir. Ameliyat öncesinde, bir plastik cerraha danışmak ve işlem öncesinde tüm sorularınızı sormak önemlidir.
Sonuç olarak, çene büyütme veya küçültme ameliyatları, kişinin ihtiyaçlarına ve amaçlarına bağlı olarak farklı kişilere uygun olabilir. Ancak, herhangi bir cerrahi işlemde olduğu gibi, riskler ve komplikasyonlar olabilir ve bu nedenle, ameliyat öncesinde iyi bir planlama ve değerlendirme yapılması önemlidir. Cerrahın bütünsel tıbbi yaklaşım ilkeleri ile çalışması sonuca etki eden en önemli parametrelerden biridir. Bu anlamda bazen bir Rinoplasti sonrası çene ile ilgili rölatif problem ameliyat olmadan bir dolgu ile giderilebilir hale dönüşebilir. İdeal çene, yüzde kendisiyle ideal uyumda bulunan organ ve dokularca sağlanır. Bilindiği gibi yüzümüz bir bütün olarak ve uyum algısı içinde estetik değer kazanır. Her dokunuş bir başka noktadaki görünürlüğü silikleştirebilir veya ortaya çıkararak belirginleştirebilir.
Çene küçültme veya asimetri düzeltmeleri için sıklıkla kalıcı implantlar veya dolgu malzemeleri tercih edilebilir. Kalıcı implantlar cerrahi işlemle lokal anestezi altında uygun anatomik alana sabitlenirler. Dolgu amaçlı kullanılan malzemelerin çoğu Hyaluronik Asit içeriğinde olup kalıcılıkları kişiden kişiye değişmekle beraber içeriğindeki kimyasal zincirlere bağlı olarak 8-24 ay arasında olabilir.


