Chp Tbmm Grup Toplantısı

Chp Tbmm Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)- "Türkiye'yi yaşanacak bir ülke haline getirmek, bizim boynumuzun borcudur. Bu işin sağı solu, devrimcisi, ülkücüsü, Müslümanı, muhafazakarı yok, 80 milyon hep beraber bu ülkeye demokrasiyi, kardeşliği, huzuru getireceğiz. Y

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi yaşanacak bir ülke haline getirmek, bizim boynumuzun borcudur. Bu işin sağı solu, devrimcisi, ülkücüsü, Müslümanı, muhafazakarı yok, 80 milyon hep beraber bu ülkeye demokrasiyi, kardeşliği, huzuru getireceğiz. Yaşanacak bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'de darbe sonrası yaşanan dramların aynılarının yaşandığını savundu.

Babası 8 yıl 9 ay hapis cezası alan, Koç Üniversitesinde tam burslu okuyan Kırşehirli Ali Furkan'ın intihar ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, bugün cenazesinin kaldırıldığını ifade etti.

Darbeye ve darbecilere karşı direnilmesi gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ben, '20 Temmuz darbesi' dediğim zaman korkudan yazamıyorlar, 'Acaba hakkımızda soruşturma açılır mı?' diye. Yaz kardeşim, yaz, cesaretle yaz. Ben söylüyorum, sen de yaz. Kılıçdaroğlu dedi, sen öyle yaz bakalım. 20 Temmuz'da bu ülkede bir sivil darbe yapıldı. 1 milyonu aşkın aile mağdur edildi, insanlar sivil ölüme terk edildi. Niye yazmıyorsun kardeşim? Korkuyorsun. Korkuyorsan yazmayacaksın kardeşim. Yazıyorsan, oturup adam gibi yazacaksın."

Kılıçdaroğlu, darbe dönemlerinde anayasanın askıya alındığını hatırlatarak, 12 Eylül ve 12 Mart darbelerinden örnekler verdi.

Bugün de anayasanın fiilen uygulanmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın 121. maddesinde "OHAL süresince Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, OHAL'in gerekli kıldığı konularda KHK çıkarabilir." dediğini, bunun aksinin anayasaya aykırı olacağını bildirdi.

"Şimdi ben vatandaşlarıma soruyorum, taşeron işçinin OHAL kararnamesiyle ne ilgisi var?" diye soran Kılıçdaroğlu, Meclise gelse bu konunun böyle yarım yamalak çıkmayacağını, KİT'lerin devre dışı bırakıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Vereceğiz, onlara kadroyu vereceğiz, hiç kimse endişe etmesin." ifadesini kullandı.

- "Ben boşuna mı diyorum"

"Eğitimin, sağlığın, taşeron işçinin, sosyal güvenliğin, arabanın kış lastiğinin KHK ile OHAL'le ne ilgisi var?" diyen Kılıçdaroğlu, anayasanın fiilen çalışmadığını, parlamentonun devre dışı bırakıldığını savundu.

Kılıçdaroğlu, bütün vatandaşların can ve mal güvenliğini koruyan temel ilkelerin anayasada bulunduğuna dikkati çekerek, 20 Temmuz darbesinden sonra ilk kez Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, Birleşmiş Milletlere başvurarak, "Ben, adil yargılama yapmayacağım, tutuklama sırasında işkence yapacağım." diye dilekçe verdiğini ileri sürdü.

Bunun, "Ben resmen işkence yapacağım, adaleti kapının önüne koydum." demek olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Ben boşuna mı diyorum, bu ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok diye? Anayasa yoksa, kimin can ve mal güveliği olacak?" sorusunu yöneltti.

Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız olmasının herkesin ortak arzusu olduğuna işaret ederek, bugün Türkiye'de yargı bağımsızlığının da tarafsızlığının da olmadığını savundu.

- "Enis Berberoğlu'na selam"

Yargının bağımsız olmadığı bir yerde adaletin dağıtılamayacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:

"Çünkü darbe sonrası suçluyu, hakim tayin etmiyor, dosyaya bakmıyor. Suçluyu siyasi otorite tayin ediyor, hakim de onu sadece onaylıyor. Böylece yargı işleri yerine getirilmiş oluyor. Bu tablo herkesin gözünün önünde cereyan ediyor. Ben bunu anlatırken Hitler döneminden örnek veriyorum. 1940'ların Hitleri ve uygulamaları, 2018'in Türkiye'sinde uygulanıyor. Franck Müller, Hitler'in adli müşaviri, hakimlere seslenirken şöyle sesleniyor: 'Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorunuz, benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi?' Bu kadar basit. Aynı şey, bugün hakimler için söyleniyor. Birilerini kızdırmamak için 'O neyi düşünüyorsa, ona göre karar ver, eğer karar vermezsen seni sürerim.' diyor."

Kılıçdaroğlu, Milletvekilleri Enis Berberoğlu'nun bugün görülen davasında tutukluluğuna devam kararı verildiğini anımsatarak, Berberoğlu'na CHP Grubu'ndan selamlarını, sevgilerini yolladı.

- "Ergenekon ve Balyoz'da itibarlar iade edilmeli"

Ankara'daki beylerin arzusu üzerine Berberoğlu'nun "esir olarak tutulduğunu" ileri süren Kemal Kılıçdaroğlu, mahkeme kararı iktidarın hoşuna gitmediği için, bir gece yarısı operasyonuyla, iki hakimin değiştirildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ByLock kullandı diye 11 bin kişinin ya hapse atıldığını ya da görevlerine son verildiğini belirterek, bugün gelinen noktada bu kişilere "Pardon yanlış yapmışız." dendiğini aktardı.

Ergenekon, Balyoz davalarında da aynı sorunun yaşandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu davalarda yaşanan dramlarının benzerinin bugün de yaşandığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Ergenekon ve Balyoz davalarında hapse atılanların ve bugün beraat edenlerin tamamının itibarlarının iade edilmesi gerektiğinin vurguladı.

"ByLock'un delil olarak dikkate alınması için, ayrıntılı araştırma yapılması gerekir." diyen hakimlerin sürüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, bunların kabul edilir uygulamalar olmadığını ifadesini kullandı.

- "Bu darbe döneminde de yargı çalışmıyor"

Her darbe döneminde iktidara muhalif olanların, gazetecilerin, yazarların, çizerlerin, sivil toplum örgütlerinin başkanlarının, milletvekillerinin hapse girdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şimdi de 12 Eylül, 12 Mart'taki gibi olduğunu savundu.

Kılıçdaroğlu, her darbe döneminde olduğu gibi bu darbe döneminde de kişilerin savunma haklarının sınırlandığını, yeni suçların ihdas edildiğini anlatarak, bir kişiye ceza verilirken, eşine ve çocuklarına da verildiğini, pasaportlarının iptal edildiğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Her darbe döneminde yargı çalışmaz, yargıda kaos yaşanır. Bu darbe döneminde de yargı çalışmıyor. Anayasa askıda. Mehmet Altan ve Şahin Alpay kararları... Anayasa Mahkemesi dedi ki 'Tutuklama için yeterli delil yok bu dosyada.' Alt mahkeme, 'Ben, senin kararına uymam arkadaş.' diyor. Ne için? 'Ben, gücümü siyasi otoriteden alıyorum, sen gücünü nereden alıyorsun?' diyor. 'Efendim, hukuktan.' 'Memlekette hukuk mu kaldı sen oradan güç alıyorsun, ben gücümü siyasi otoriteden alıyorum, adın Anayasa Mahkemesiymiş, Yargıtaymış, Danıştaymış geçiniz bunları.' diyor. 'Saray talimat verdi, ben ona aynen uyacağım.' Bu kararı veren hakimlere sesleniyorum, siz yarın çocuklarınızın yüzüne bakamayacaksınız. Çocuklarınız sizden utanacak adaleti katlettiğiniz, birilerine peşkeş çektiğiniz için."

- "Bu hakim bunu bilmiyor mu"

Anayasa'nın 153. maddesinde "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bu hakim bunu bilmiyor mu? Biliyor ama anayasa uygulamada değilse, hakim istediğini yazıyor, çiziyor, 'uymayacağım' diyor. Böyle bir sistemin içinde anayasa askıdaysa, hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesinin kuruluş kanununda ise "Mahkeme kararları kesindir. Mahkeme kararları devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." dediğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şunları aktardı:

"Kimi bağlamıyor? Alt mahkemede olup, saraydan talimat alanları bağlamıyor. Çünkü hukuk çalışmıyor. Çünkü, bir darbe dönemi yaşıyoruz. Darbe dönemlerinde ne olur? Anayasa askıda olur, hukuk sistemi çalışmaz. Hakimler Savcılar Kuruluna seslenmek isterim; anayasayı dinlemeyen, Anayasa Mahkemesini dinlemeyen hakimlere siz ne yaptınız? Niye toplanmıyorsunuz? Niye karar vermiyorsunuz? Bir yerden talimat mı bekliyorsunuz? O zaman o koltukları terk edin. Adalet dağıtmayacaksanız, adalete ihanet etmeyin. Adalet dağıtmayacaksanız, adalete kast etmeyin. Adalete en büyük kötülüğü o koltuklarda oturarak siz yapıyorsunuz. Tarih bunu asla unutmayacaktır. Ya oturun adam gibi karar verin ya da o koltuklardan ayrılın."

- "Kimse moralini bozmamalı"

Bu darbe döneminde sivillere de dokunulmazlık getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şiddet kullanan sivillere cezai, hukuki, idari ve mali sorumsuzluk verildiğine işaret etti.

Devletin gücünü, devlet dışı militanlara devrettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Hiçbir darbe döneminde bunlar olmamıştır. İlk kez bu darbe döneminde yaşıyoruz." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, kimsenin moralini bozmamasını isteyerek, şunları kaydetti:

"Bunları anlattım, gerçekleri anlatmak zorundayım. Bunları anlattım ama çıkış yolumuz, umudumuz var. Türkiye'yi yaşanacak bir ülke haline getireceğiz. Türkiye'yi yeniden dünyanın en saygın ülkelerinden birisi haline getireceğiz. Türkiye'yi yaşanacak bir ülke haline getirmek, bizim boynumuzun borcudur. Bu işin sağı solu, devrimcisi, ülkücüsü, Müslümanı, muhafazakarı yok, 80 milyon hep beraber bu ülkeye demokrasiyi, kardeşliği, huzuru getireceğiz. Yaşanacak bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Herkes düşücesini söyleyecek, herkes konuşacak. Konuşan bir Türkiye'yi ayağa kaldıracağız."

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.