Çocuğunuz ‘okula gitmek istemiyorum’ diyor mu? Sebebi sandığınız kadar basit olmayabilir!
Hemen her çocuğun elinden düşürmediği, bulduğu her fırsatta eline aldığı cep telefonu ve tabletler aslında, çocuğun ruh ve sinir dünyasını altüst edebilecek derecede büyük tehdit ve tehlikeleri içerisinde barındırıyor.
Sosyal medya kullanımının çocuk yaşlara düşmesi ve şiddet içeren oyunların artması okullardaki akran zorbalığını da gittikçe artırıyor. Sözlü, fiziksel ya da psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar bunu diğerlerine de yansıtabiliyor. Akran zorbalığı beraberinde okul korkusunu da getiriyor.

Bu sorunun sanılandan daha büyük olduğunu zorba olmanın ya da zorbalığa maruz kalmanın ileriki dönemlerde daha büyük sorunları da beraberinde getirebileceğini dile getiren Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, aileleri uyararak çözüm için önerilerini tek tek sıraladı.

‘ÖĞRENCİ ZORBALIĞA MARUZ KALDIYSA OKULDAN SOĞUR’
“Okula uyum ve akran zorbalığı birbirini direkt olarak etkileyen iki konudur. Okula uyum sürecinde zorlanan öğrenci zorbalığa yönelebiliyor. Zorbalığa maruz kalan öğrenci de okuldan soğuyabiliyor” diyen Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Okula uyumda temel nedenlere baktığımız zaman öğrencilerde bir ayrılık kaygısı, akademik başarının ne olacağı korkusu sosyal boyut yeni arkadaşlar edinme gibi karşımıza çıkıyor. Bu öğrencilerde akran zorbalığına baktığımız zaman fiziksel, sözlü, sosyal ve siber olmak üzere farklı akran zorbalıkların olduğunu görüyoruz. Birçok öğrenci arkadaşlarına fiziksel olarak şiddet uygulayabiliyor. Birçok öğrenci de sözlü olarak arkadaşlarının kıyafetleriyle, fiziksel özellikleriyle alay edebiliyorken, kimisi de arkadaşlarını oyuna almama, onları dışlama ve yalnızlaştırma, ötekileştirme gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bir de günümüzün temel problemlerinden biri de siber dediğimiz akran zorbalıkları karşımıza çıkıyor. Özellikle gençlerde akran zorbalığının günümüzdeki yolu siber zorbalık var. Birçok öğrencinin sosyal medyada uzunca vakit geçirmeleri ve ailelerin bu alanı kontrolsüz bir şekilde öğrencilere bırakması siber zorbalıkları biraz daha artırmış durumda" diyerek siber zorbalığın detaylarını anlattı.

‘ZORBALIĞA MARUZ KALAN İÇİNE KAPANIYOR, ÖZGÜVENİNİ YİTİRİYOR’
Akran zorbalığına uğrayan öğrencilerdeki belirtilere değinen Özcan Aladağ, "En önemli şey okula bir istek olduğunu görüyoruz. Okula gitmeme eğilimlerinin fazlaca olduğunu söyleyebiliriz. Bu hem ilkokul, hem ortaokul, hem de lise düzeyinde karşımıza çıkıyor. Sebepsiz bir karın ağrısı, baş ağrısı şikayetleri var. Aileleri tarafından doktora götüren öğrencilerin böyle bir fiziksel sebepleri olmamasına bir ağrı şikayetlerinin olduğunu söyleyebiliriz. İçe kapanma, yalnızlaşma ve öz güven problemleri ortaya çıkıyor. Bir de öğrencilerin özellikle hem orta yaştaki hem de büyük yaştaki öğrencilerde eşyaların kaybolması ve birçok eşyaların yerine konmaması gibi karşımıza geliyor. Önemli olan özelliklerden biri de öğrencilerin olaylar karşısında tutarsız, birbiriyle ilişkisiz açıklamalar ortaya koyması akran zorbalığının en önemli belirtileri olarak çıkıyor. Akran zorbalığına baktığımız zaman öğrenciler, günün büyük bir bölümünü okullarda geçiriyorlar ve tabii ki burada okullarda öğretmenlere, rehber öğretmenlere, psikolojik danışmanlara çok fazlaca görev düşmekte. En önemlisi öğretmenlerin öğrencilerini tanıması gerekiyor. Birçok eğitimcinin birçok öğrencisi var ama bu öğrencilere mutlaka zaman ayırmalı ve onları tanımalı. Onların özelliklerini tanıyabilmeli" diye konuştu.

EN BÜYÜK GÖREV AİLELERE DÜŞÜYOR
Ailelerin mutlaka çocuklarını dinlemeli ve onları çok iyi tanımaları gerektiğinin önemine vurgu yapan Aladağ, "Onları desteklemeleri gerekiyor. Yani okuldan gelen bir çocuğun ailesi tarafından mutlaka dinlenmesi gerekiyor. Okulda ne tip faaliyetler gördüğü, bu faaliyetlerde ne tip durumlarla ortaya çıktığını anne ve babaların dinlemesi gerekiyor. Tabii anne ve babaların bunların dinlemesi için kendilerinin de çocuklarına vakit ayırarak sosyal medyadan uzak durması gerekiyor. Şayet böyle bir durum varsa ve içinden çıkılmaz bir durum da varsa mutlaka ailelerin profesyonel bir destek alması gerekiyor. Özellikle sosyal medya kullanımına ailelerin dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü bu sosyal medyada izlenen videolar öğrencilerde birçok farklı duyguyu bir araya getirebiliyor. Öğrenciler de bunun en güzel yapma imkanının okul ortamı olduğunu görüyorlar. Bu nedenle kontrolsüz bir sosyal medyanın öğrencilere zarar verdiğini söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Kaynak:İhlas Haber Ajansı

Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.