"Çözüm Süreci terör örgütüne nefes aldırır"

"Çözüm Süreci terör örgütüne nefes aldırır"
AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk:- "Kürt kardeşlerimiz, 'Bir daha çözüm masası lafını ağzınıza almayın' diyor. Ama bazı köşe yazarları, gezi eylemleri ve 17-25 Aralık sürecinin arkasında duran akıl, tekrar Çözüm Süreci'ni inşa ederek örgüte nefes ald

TBMM (AA) - COŞKUN ERGÜL - AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, başta Kürtler olmak üzere bütün vatandaşların, "Bir daha çözüm masası lafını ağzınıza almayın" dediğini, bazı köşe yazarlarının, Gezi Parkı odaklı eylemlerin ve 17-25 Aralık sürecinin arkasında duran aklın ise tekrar Çözüm Süreci'ni inşa ederek örgüte nefes aldırmak istediğini belirtti.

Bazı dernek ve vakıf başkanlarından oluşan bir heyetle geçen hafta Diyarbakır'da temaslarda bulunan Külünk, Diyarbakır ziyareti, terörle mücadele süreci ve bu mücadelede başarılı olunması için yapılması gerekenler konularında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin terörle mücadelede iyi bir noktada olduğunu, halkın devlete güveninin zirveye ulaştığını ifade eden Külünk, "Şehitler bizim için Çanakkale abidesidir, her biri Çanakkale şehitlerimiz gibidir. Millet siyasi iradenin, devletin terörle mücadele noktasındaki kararlılığını gördüğü için şehitlerin acısını yüreğine gömüyor." diye konuştu.

Terör örgütünün, bölgedeki vatandaşlara, "Burada devlet yok, ben varım, bundan sonra yerel ve merkezi sorunlarınızın çözüm adresi benim" dediğini belirten Külünk, "7 Haziran'ı doğru okumak lazım. 7 Haziran sonuçlarının önemli sebeplerinden birisi, Doğu ve Güneydoğu'da gücün adresinin örgüt ve siyasi kanadı olduğu imajıdır. Vatandaş meselelerini çözmede adres olarak orayı görmeye başladı. Devletin buna müdahale etmesi zaten kaçınılmazdı, bu ülkede bir tane güç var, o da Ankara'dır." dedi.

Külünk, seçimlerden çıkan sonucun, örgütü ve siyasi uzantısını şımarttığını dile getirerek, "Şımarıklık küstahlığa ulaştı. Ne zannettiler? 'Güç bizde' diyerek, Türkiye'nin üniter yapısını, birlik ve beraberliğini sıkıntıya sokacak aşamaya geçmek istediler. Kobani denklemini ülkeye taşımak istediler. Bunu yaparken amaçları şuydu: '7 Haziran'da oy veren halk bizle beraber sokağa çıkacak, halk ayaklanması başlatacak.' Seçim sonuçlarına bakarak halkın kendi yanlarında olacağını düşündüler. Ama bunlar cahiller, anlamazlar bu işlerden, akılları kendilerine ait olmadığı için." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe masası ile ilgili tavrının, devlet tarihindeki önemli adımlarından biri olduğunu vurgulayarak, "Bu, devlet adamlığının ifadesidir. O andan itibaren örgüt, masanın dağılmasıyla panikledi. Panikleyen örgütün elinde de argüman olarak sadece silahlı mücadele kaldı. Ancak oradaki halk, devletin kararlılığını görünce tekrar devleti ile bütünleşti." değerlendirmesinde bulundu.

- "Terör örgütü, Türkiye'ye karşı kullanabilecekleri enstrüman"

Başta Kürt vatandaşlar olmak üzere halkın "Bir daha çözüm masası lafını ağzınıza almayın" dediğine dikkati çeken Külünk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama maalesef bazı köşe yazarları, Gezi eylemlerinin, 17-25 Aralık sürecinin arkasında duran akıl, ısrarla tekrar Çözüm Süreci'ni inşa ederek örgüte nefes aldırmak istiyorlar. Örgüt şu anda nefes alamaz halde. Örgüte nefes aldırmak istemelerinin sebebi şu: Türkiye'nin bu büyük mücadelesinde önümüzdeki çeyrek asırda, Türkiye'ye karşı kullanabilecekleri en büyük enstrüman bu terör örgütü, bunu kaybetmek istemiyorlar. Örgütün halkın desteğini tamamen kaybetmesi, beraberinde devletin de örgütü tasfiye noktasındaki kararlılığı, örgütün arkasındaki aklın onu koruma güdüsünü güçlendiriyor. Ellerinde kullandıkları enstrümanları zayiata uğradığı için de çözüm masası tekrar konuşulsun istiyorlar. Ama halk bunu istemiyor.

Halk, o köşe yazarına şu soruyu sorar: 'Hiç senin önüne şehit tabutu geldi mi, sen 48 saat Sur'da uykusuz kaldın mı, Nusaybin'de bindiğin arabayla hareket halindeyken kahpe bir düzenekle kurulmuş bombanın patlaması sonucu bacağını kaybettin mi?' Eline kalemi alıp oynatmak kolay iş. O köşe yazarı bunu Hükümete değil, Çözüm Süreci'ni Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik güç devşirmek amacıyla kullanmak isteyen örgütün arkasındaki akla söylesin, AB ülkelerine, 'PKK terör örgütünün hamiliğinden vazgeçin' desin. Terör örgütü her yeri yakıp yıkmış ama siz, 'Bunları görmeyin, onlarla oturup konuşun' diyorsunuz. Çözüm masası cümleleri, bu süreçte konuşulacak cümleler değil."

- "Terörle mücadele yöntemi değişmeli"

Diyarbakır ziyaretinde vatandaşın devletle bütünleştiğini, örgütü tasfiye ettiğini gördüğünü vurgulayan Külünk, bu süreçte devletin neler yapması gerektiğini anlattı.

Külünk, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ekonominin çarklarını döndürecek kararlar alınması gerektiğine işaret ederek, "Başbakan Yardımcı'mıza sesleniyorum; Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank'a açık çağrı yapıyorum: Oradaki iş hayatını yeniden canlandırmak için, esnaf ve küçük işadamlarına yönelik dokunuşlara ihtiyaç var. Bir an evvel esnafın nefes almasını sağlayacak kredi hareketliliğinin sağlanması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Nusaybin'deki terörle mücadele yönteminin değişmesi gerektiğine de dikkati çeken Külünk, "Bir tane evladımızın burnunun kanamasına neden olacak her şeyden uzak durulmalı. Orada müthiş bir tuzaklama var. O tuzaklamaya karşı ivedi bir şekilde, güvenlik güçlerimizin mücadele metodunun değiştirilmesine yönelik adımın gecikmeden atılması lazım. Bu yapılmazsa Nusaybin'de şehit sayımız artabilir. Oradaki güvenlik güçlerimizin ihtiyaç duyduğu her şey yapılmalı, el yapımı patlayıcıyla tuzaklanmış bütün evler, uzaktan kumandayla patlatılmalı. Nasıl olsa o şehir imar edilecek." değerlendirmesini yaptı.

Külünk, Diyarbakır'daki Mehmetçik İlkokulu'nda eğitim gördüğünü belirterek, Diyarbakır ile manevi bağının olduğunu ve bunun da devam edeceğini vurguladı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.