Cumhurbaşkanı Erdoğan: Peygamber efendimize yapılan saldırılara karşı durmak bizim şeref meselemizdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Peygamber efendimize yapılan saldırılara karşı durmak bizim şeref meselemizdir
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan'a Allah'tan rahmet dileyerek başladı.

Erdoğan, "Bizlerle birlikte bu ülkede gerçekten demokrasi mücadelesinde çok aydınlık geleceğe imzalar atan bu kardeşimiz iki dönem milletvekili, sonunda da bizimle Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olarak çalıştı. Son dönemde gerçekten çok çile çekti. Kendisini arkadaşlarımızla birlikte ebedi aleme uğurlarken dünyaya da bir mesajı verdik. O mesaj da bizim birlikteliğimizin, kadim medeniyetimizin gereği neyse, orada dayalı olduğu anlayışıydı. Kendisine rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum." diye konuştu.

Hatay ve İskenderun'a "geçmiş olsun" dileklerini ileten Erdoğan, önceki gün Amanoslardan Türkiye'ye eylem için giren iki teröristin, güvenlik güçlerinin dikkati ve feraseti sayesinde kısa sürede tespitinin, büyük bir felaketin önüne geçtiğini söyledi. Erdoğan, "Her ikisi de güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilen teröristlerin, daha önce belirlenen bir grubun son üyeleri olduğu anlaşılmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum." ifadesini kullandı.

Erdoğan, bu olayın, Türkiye'nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti.

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatları ile İdlib'deki ısrarlı duruşun bir bahane veya vehim değil, somut güvenlik kaygılarına dayandığını hiç kimsenin inkar edemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin, bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkarılmazsa ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum." 

Erdoğan, Suriye'den Türkiye'ye gelen terör örgütü DEAŞ mensuplarının eylem arayışlarının sürdüğünü, geçtiğimiz günlerde yakalanan çok sayıdaki teröristten bildiklerini belirterek, "Suriye'deki varlıklarını DEAŞ'la mücadeleye bağlayanların bahanesinin altı da boştur. DEAŞ'la gerçek anlamda yalnızca Türkiye mücadele ediyor." dedi.

"Tek gayemiz güvenliğimizi sağlamak"

Rusya'nın, İdlib bölgesindeki Suriye Milli Ordusu güçlerinin eğitim merkezine yönelik saldırısının, bölgede kalıcı barış ve huzurun istenmediğinin işareti olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Amerika'nın, Suriye'nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının, yeni çatışmaların, acıların, trajedilerin habercisi olduğu da açıktır. Suriye halkı, bölge dışından gelen güçlerle onların güdümündeki terör örgütlerinin ve rejimin strateji oyunlarının bedelini kanıyla, canıyla ödüyor. Biz bu riyakarlığa, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe seyirci kalamayız. Çünkü sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını biz de hissediyoruz. Hatay'daki olay bunun en son ve müşahhas örneğidir.

Suriye topraklarına çöreklenen ama DEAŞ'la bizim kadar mücadelesi olmayan güçler, artık bu orta oyununu bir kenara bırakmalıdır. Türkiye'nin gücü gerekiyorsa Suriye'yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Ama biliyoruz ki Suriye üzerinde yapılan hesapların, ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizim tek gayemiz kendi güvenliğimizi sağlamak, Suriye halkının huzura ve esenliğe kavuşmasını sağlamaktır. Bunun dışında kimsenin ne toprağında ne petrolünde ne hakkında ne de hukukunda gözümüz bulunmuyor."

"Sorumluluğumuz ağır"

Bir asırdır emperyalistlerin oyun sahası haline dönüşen bu kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vaktinin geldiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"İnşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır. Suriye'yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koyduğumuz tavır bunun içindir. Libya'nın geleceğini kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerinin önünü kesmemiz bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılma mücadelesine verdiğimiz destek bunun içindir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve ülkemizin Doğu Akdeniz'deki haklarını savunma kararlılığımız bunun içindir. Siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri gücümüzü artırmaya, kendimiz yanında kardeşlerimize ve dostlarımıza destek olmak için de ihtiyacımız bulunuyor. Velhasıl sorumluluğumuz ağırdır. AK Parti olarak Meclis grubumuzla, genel merkezimizle, teşkilatımızla, belediyelerimizle bu şuur etrafında çalışmak mecburiyetindeyiz. Kabinemiz de aynı anlayışla gece gündüz çalışıyor. İnşallah ülkemizi hedeflerine ulaştırarak, halkımızın güvenine layık olacağız."

Cumhuriyetin kuruluşunun 97. yıl dönümü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Cumhuriyet'in kuruluşunun 97. yıl dönümüne ulaşılacağına işaret ederek, "Milletimizin Cumhuriyet Bayramı'nı şimdiden tebrik ediyorum. Geçtiğimiz asrın başlarında Balkanlardan Kafkaslara, Karadeniz'den Kuzey Afrika'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada saldırıya uğrayan devletimize, Anadolu toprakları bile çok görülmüştü. Bugünkü topraklarımızı parça parça bölerek paylaşmayı, milletimizi Anadolu'da esir haline getirmeyi ve hatta tümden tasfiye etmeyi planlayanların hesaplarını, İstiklal Harbimizle bozmuştuk. Dönemin şartlarında razı olabileceğimizin asgarisini oluşturan, Misakımilli'nin bile gerisindeki bugünkü sınırlarımızda, kendimize yeni bir gelecek kurduk. Milli iradenin üstünlüğü ilkesi üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz, işte bu geleceğin sembolüdür." değerlendirmesinde bulundu.

Önceki asırda dünyayı kan ve gözyaşına bulayanların, Türkiye'yi de hiçbir zaman rahat bırakmadıklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağlı ve bağımlı tutmak isteyenlerin, farklı görünümler ve isimler altında sürekli işbaşında olduğunun altını çizdi.

Recep Tayyip Erdoğan, "Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar. Yeri geldi darbe yaptırdılar. Yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldılar. Yeri geldi vesayet düzeni kurdular. Hamdolsun milletimiz her saldırının ardından yeniden iradesine sahip çıktı, ülkeyi yeniden rayına oturttu." diye konuştu.

Erdoğan, İstiklal Harbini yöneten Meclis'in, bugüne kadar yaşadığı tüm badirelerin ardından dimdik ayağa kalkmayı başardığına dikkati çekti. Erdoğan, en son 15 Temmuz'da kuşatılmasına ve bombalanmasına rağmen milletle birlikte darbecilere cesaretle direnen Meclis'in, ikinci kez gazilik unvanıyla şereflendiğini hatırlattı.

Erdoğan, Cumhuriyetin, tüm bu badirelerden sıyrılıp gelerek bugünlere ulaştığını vurguladı.

"2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkmanın kolay, yapmanın zor olduğunu dile getirdi. Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen. İki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak hadi gel yapalım geri şunu desen. Bir Sinan bir de Süleyman gerek." dizelerini okuyan Erdoğan, "Bunun için elimizdeki her değer gibi, Cumhuriyetimize de sahip çıkacağız." ifadesini kullandı.

Yakın zamanda bölgede yaşananların, bu gerçeğin en açık ispatı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçmişten bugüne hepimizin bildiği tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına rağmen Cumhuriyetimize var gücümüzle sahip çıkarak kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. Nasıl İstiklal Harbimizde Gazi Mustafa Kemal Paşa ordumuza 'İlk hedefiniz Akdeniz'dir.' diyerek istikamet göstermişse, bugün bizim de ilk durağımız 2023 hedeflerimizdir. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması demek, her alanda dünyanın en üst ligindeki varlığını tescil etmesi demektir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlardaki ilerlememizi yavaşlatmış olsa da 2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Böylece bizden sonraki nesillere 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmış olacağız."

"Sevgili peygamberime hakaret eden namussuzlarla ilgili bir şey söylememe de gerek yok"

Erdoğan, bu gece Müslümanlar için özel bir gece olduğunu belirtti. 

"Mevlit Kandili değil, Leyle-i Mevlid" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabbime bizleri, adı güzel, kendi güzel Muhammed'in dünyaya vasıl oluşunun bir seneidevriyesine daha kavuşturduğu için hamdediyorum. Bu mübarek gecenin günahlarımızın affına vesile olmasını diliyorum. Bu kutlu gece hürmetine Rabb'imin kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları, yaptığımız hayırları dergahı izzetinde kabul buyurmasını temenni ediyorum." diye konuştu.

"Maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığının, Peygamber Efendimize saygısızlığın özellikle Avrupa'daki yöneticiler arasında adeta kanser gibi yayıldığı bir dönemden geçiyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fransa'da Peygamber Efendimizle ilgili çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayınlayan derginin şimdi de kapaktan yayınladığı bir karikatürle şahsımı hedef aldığını duyduk. Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, Sevgililer Sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şey söylememe de gerek yok zaten." değerlendirmesinde bulundu. 

Bu sözler üzerine salondaki milletvekilleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı uzun süre ayakta alkışladı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üzüntüm ve öfkem şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz Peygamber Efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındandır. Hedefin şahsımız değil, savunduğumuz değerlerimiz olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de bunların uzantılarının olduğunu da görüyor ve biliyoruz. Hatta hatta bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz. Aile mefhumunu bir kenara koymak suretiyle bu tür saldırının içerisinde olanları da biliyoruz. Böyle bir zamanda yek vücut olmak gerekirken, hala bunlar buralardan oy devşireceklerini zannediyorlar. Bu pazarda size yer yok. İslam ve Türkiye düşmanlarının özgürlük adına girdikleri kin ve nefret bataklığında boğulup gideceklerine inanıyorum. Bunlar Avrupa'nın yeniden barbarlık dönemine geri gidişinin işaretleridir. Fransa ve genel olarak Avrupa, Macron'un ve onunla aynı zihniyeti taşıyanların bu kısır, provokatif, çirkin, nefret tohumları saçan politikalarını hak etmiyor. Sağduyulu Avrupalıları, kendileri ve çocukları adına aydınlık bir gelecek için bu tehlikeli gidişe karşı inisiyatif geliştirmeye davet ediyoruz. Müslüman ve Türk düşmanlığını, iç politikalarındaki başarısızlıklarını örtmenin kılıfı olarak kullanmaya çalışanlardan, o kirli ellerini mukaddes değerlerimizden çekmelerini istiyoruz." 

"1442 yıl önce Medine halkının verdiği şekliyle tekrarlayalım"

"Peygamber Efendimize hakareti savunarak, kararmış kalplerini cesaretlendirmeye çalışanlara cevabı, 1442 yıl önce Medine halkının verdiği şekliyle tekrarlayalım." diyen Erdoğan, "Taleal Bedru" ilahisinin sözlerinin bir bölümünü okudu. 

"Ay doğdu üzerimize/Veda tepesinden/Şükür gerekti bizlere/Allah'a davetinden/ Ey bize gönderilen elçi/Yüce bir davetle geldin/Geldin Medine'ye şeref verdin/Merhaba ey Sevgili" dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mekke'ye Medine'ye, Asya'ya, Afrika'ya, Avrupa'ya, tüm dünyaya, tüm zamanlara şeref veren Peygamber Efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir. Biz, son nefesimizi verdiğimiz gün değil, asıl bu saldırılar karşısında sessiz, tepkisiz kaldığımız, mukabelede bulunmadığımız gün öldük demektir." diye konuştu. 

Türklerin özgürlüğünün sembolü olarak gördükleri ezanı ve bayrağı için gerektiğinde canını veren bir millet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bunların karşısında mı boynumuzu büküp, susup duracağız? Bunların karşısında mı onurumuzdan vazgeçeceğiz? Bunların karşısında mı yönümüzü başka tarafa çevireceğiz? Birileri böyle yapabilir ama Türk milleti, inancına ve değerlerine yönelik hiçbir saldırı karşısında böyle cibiliyetsiz bir tavır asla takınamaz." değerlendirmesinde bulundu. 

Türklerin kendi dininin yanı sıra diğer dinlerin kutsallarına da saygı duyan bir millet olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Asırlardır bu topraklarda cami, kilise, sinagog, yan yana müntesiplerine hizmet vermiştir. Hatta ecdadımızın koruması altına alınmıştır. Devletin koruması altına alınmıştır. İstanbul'dan Hatay'a bunun sayısız örneği hala vardır. Şimdi buradan ben Batı'ya sesleniyorum, hepsine sesleniyorum, siz değil misiniz, Ruanda'da yüzbinlerce insanı katleden? Siz değil misiniz, milyonlarca Cezayirliyi katleden? Siz değil misiniz Afrika'nın her ülkesine sadece 'elmas, fosfat, altın var' diye giren ve oradaki insanları katleden. Siz katilsiniz, katil. Bugün hala aynı şeylerin arayışı içerisindesiniz ama kusura bakmayın. Lübnan'a gidiyorsun. Ne işin var senin Lübnan'da? 

Lübnan'da bir felaket yaşanıyor, oraya güya istikamet vermeye gidiyor. Ne oldu aradığını buldun mu orada? Bulamadın. Niye? Kovdular seni kovdular. Vaka bu. Tanındıkça bunlar her yerden kovulacak. Adeta, bunlar, Haçlı Seferini yeniden başlatmak istiyorlar. Haçlı Seferlerinden itibaren ne zaman ki Avrupa üzerinden gelen fitne ve kin tohumları bu topraklara düşmeye başlamıştır o vakit huzur bozulmuştur. Bin yıl birlikte yaşadığımız insanlarla bir anda düşman kesilmemiz için hiçbir sebep yoktur. Biz sadece dışardan ve içerden maruz kaldığımız saldırılara karşı kendimizi savunduk. Tehcir ve mübadele gibi hadiseler Batılı güçlerin topraklarımızda sahneledikleri oyunların acı sonuçlarıdır. Buna rağmen ülkemizde vatandaşımız veya misafirimiz olarak bulunan diğer dinlerin mensupları eşsiz bir hoşgörü ve saygı iklimi içinde hayatlarını sürdürüyor."

"Topraklarımız içinde, bu vatanda 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Topraklarımız içinde, bu vatanda 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor ve bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Hiç kimsenin inancına, ibadetine, kutsalına müdehale etmedik, etmiyoruz ve etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.

"Mevlana Camisine Alman polisinin girmesini bana Şansölye Merkel izah edemez"

Erdoğan, "Almanya'da Mevlana Camisine sabah namazında 100-150 kadar Alman polisinin girmesini bana Şansölye Merkel izah edemez." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müslüman'dan terörist, teröristten de Müslüman olmaz." ifadesini kullandı

Putin ile bir görüşmesi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"'Artık bu işe Kafkaslar'da bir son verelim. İstersen bu işi birlikte çözeriz. Siz Paşinyan ile görüşmeleri yapın, ben İlham kardeşimle bu görüşmeleri yapayım. Bu işi artık tatlı bir yere bağlayalım' dedik. Bu konuda samimi bir adım atalım. Bu işi bitirmek durumundayız."

"Sende zerre kadar yürek varsa sen benimle ilgili konuş"

Erdoğan, "Dün, Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa sen benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma." ifadesini kullandı.

"Fransa'nın seyahatlerle ilgili bir kararı varsa bunlara karşı mukabil adımları atarız"

TBMM'de gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, "Fransa'nın seyahatlerle ilgili bir kararı varsa, biz o kararı bir görürüz, gözden geçiririz. Bunlara karşı mukabil adımları da atarız" diyerek, "Türkiye bir kabile devleti değil, hele hele Macron gibilerin baktığı, tanıdığı bir devlet de değil." şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum