Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (1)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (1)
"Son üç hafta içerisinde özellikle Doğu Halep'teki sivillerin ve muhaliflerin tahliye edilmesiyle ilgili olarak ilgili makamlarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, Milli İstihbarat Teşkilatımızın ve diğer birimlerimizin yürüttüğü yoğun diplomasi çalışmaları

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Son üç hafta içerisinde özellikle Doğu Halep'teki sivillerin ve muhaliflerin tahliye edilmesiyle ilgili olarak ilgili makamlarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, Milli İstihbarat Teşkilatımızın ve diğer birimlerimizin yürüttüğü yoğun diplomasi çalışmaları neticesinde yaklaşık 44 bin kişi Halep'ten tahliye edildi, bunlar İdlib'e getirildi. Şu anda da İdlib'de bu insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması için her tür tedbir de alınmış durumda, çalışmalar da yürüyor." diye konuştu.

Kalın, düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Kalın, Suriye sahasındaki gelişmelere yönelik, son üç hafta içerisinde Halep'ten sivillerin ve muhaliflerin tahliyesi konusunda, ilgili makamların yürüttüğü yoğun diplomasi çalışmaları neticesinde 44 bin kişinin tahliye edildiğini bildirdi.

İdlib'te temel ihtiyaçların karşılanması için her tür tedbirin alındığını belirten Kalın, kış şartlarında milis kuvvetlerin ateşkes ve tahliye süreçlerini sabote etme girişimlerinin ortasında bütün zorluklara rağmen bu kişilerin şimdilik daha güvenli bir bölgeye intikal ettirildiğini söyledi.

Doğu Halep'teki ateşkesin Suriye'nin tamamında sağlanabilmesi için diplomatik girişimlerin yoğun bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Kalın, "Cumhurbaşkanımızın, Sayın Putin'le telefon görüşmeleri oldu. Sayın Başbakanımızın mevkidaşıyla, Dışişleri Bakanımızın mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmeler oldu. Rusya'nın teklifiyle Astana süreci gündeme geldi. Bununla ilgili ön çalışmalar şu anda devam ediyor." ifadesini kullandı.

Toplantıya kimlerin katılacağı ve toplantının tarihi gibi konuların önümüzdeki günlerde netleşeceğini belirten Kalın, "Buradaki amacımız, öncelikle Suriye'nin tamamında ateşkesin kapsamlı bir şekilde sağlanması ve sistematik bir şekilde uygulanması. Nihai amacımız siyasi geçiş sürecinin sağlanmasıdır." diye konuştu.

Kalın, Astana toplantılarında en önemli hususun muhalefeti temsilen oraya katılacak kişilerin gerçek, güvenilir muhalif kesimlerden oluşması, muhalefet temsilcilerinin hiçbir şekilde "sulandırılmasına" izin verilmemesi olduğunu vurguladı.

"Kaybedecek vaktimiz yok" ifadelerini kullanan Kalın, Suriye'de bir siyasi geçiş sürecini sağlamak amacıyla Astana sürecinin, daha önce başlatılan Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre sürecine ilaveten gündeme gelen bir konu olduğuna değindi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın 8 Şubat tarihinde bir toplantı yapılmasına yönelik çağrısını hatırlatan Kalın, tarihi üzerinde müzakerelerin devam ettiği toplantının erkene alınabileceğini bildirdi. Kalın, BM ile koordineli bir şekilde bu toplantının gerçekleşmesini hedeflediklerini sözlerine ekledi.

- "Operasyona gerekli desteğin verilmemesi kabul edilemez"

Kalın, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında bugün itibariyle yaklaşık bin 900 kilometrekarelik alanın DEAŞ terör örgütünden temizlendiğini, mücavir sınır bölgelerinin güven altına alındığına işaret etti.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahramanca bir mücadele verdiğine dikkati çeken Kalın şöyle devam etti:

"Bu barbar, hunhar terör örgütüne karşı her alanda mücadelemiz tam bir kararlılıkla devam edecektir. Bütün güvenlik birimlerimiz, askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, korucusuyla, DEAŞ bölücü terör örgütü ve diğer örgütlere karşı gece gündüz demeden omuz omuza, büyük bir fedakarlıkla, özveriyle bu mücadeleyi devam ettirmektedir. Genelkurmay Başkanımız bizzat sahaya inerek, yerinde teftişler yaparak, kuvvetleri kontrol ederek, hem moral motivasyon sağlamakta hem de bu operasyonun sevk ve idaresini yapmaktadır. Bizim özellikle El Bab çevresinde yürüttüğümüz Fırat Kalkanı Harekatı'nın son aşaması, özellikle DEAŞ ile mücadele şemsiyesi altında yürüttüğümüz bir mücadeledir. Bu noktada uluslararası koalisyonun, hava desteği vermesi konusunda üzerine düşeni yapması gerektiğini bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Zira her seferinde DEAŞ ile mücadele konusunda Türkiye'ye birtakım eleştiriler getiren çevrelerin Azez, Cerablus hattı, Dabık ve sonra da El Bab noktasında yürütülen operasyonlara gerekli desteği vermemesi kabul edilemez. Uluslararası koalisyonla da koordinasyonlarımız devam ediyor. Hava şartlarının da, saha şartlarının da zorlukları dikkate alınmak suretiyle, silahlı kuvvetlerimiz bu operasyonu Hür Suriye Ordusu'na verdiği destekle kararlı bir şekilde yürütmeye devam edecektir."

- "Sincar'ın bir ikinci Kandil olmasına müsamaha göstermeyiz"

Irak'ta Musul operasyonun devam ettiğini, özellikle şehrin içinde DEAŞ'ın yoğun silahlanması, mayınlamalarından dolayı operasyonun yavaşlamış göründüğünü belirten Kalın, Irak Hükümeti ile yürüttükleri temaslar çerçevesinde operasyona destek verdiklerini bildirdi.

Kalın, Başika Kampı'nda eğitilen Ninova Gönüllülerinin bu operasyonlara fiilen katıldığını aktararak, Başbakan Binali Yıldırım'ın Irak Başbakanı Haydar el İbadi ile yaptığı görüşmelerde bu konuların etraflı bir şekilde ele alındığını, farklı düzeylerde temasların da devam ettiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Telafer, Telaferlilerindir. Buraya dışarıdan başka grupların girmesi sadece yeni çatışmaların, yıkımların tohumlarını atacaktır." değerlendirmesine atıfta bulunan Kalın, Telafer'in kurtarılması ve daha sonra yönetilmesi konusunda Şii ve Sünni Türkmenlerden oluşan bir gücün oluşturulmasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. Kalın, kısmi bir yavaşlamanın olduğunu, bunun hızlandırılması için hem Iraklı makamlarla, hem koalisyonla temasların sürdüğünü anlattı.

Sincar'da PKK'nın Yezidileri bahane ederek, oraya konuşlanma çabalarının olduğuna dikkati çeken Kalın, "Buna asla izin vermeyeceğiz. Sincar'ın bir ikinci Kandil olmasına müsamaha göstermemiz söz konusu değil." diye konuştu.

Kalın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin açıklamalarını desteklediklerini, PKK'nın oradaki varlığının hem Türkiye hem Irak'ın geleceği açısından bir tehdit olduğunu vurguladı.

Fethullahçı Terör Örgütüne yönelik mücadelenin yoğun bir şekilde devam ettiğine işaret eden Kalın, bununla ilgili soruşturma dosyalarının belli bir noktaya geldiğini ve ilk duruşmaların görülmeye başladığını dile getirdi.

DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı nasıl mücadele veriliyorsa, tam bir milli seferberlik duygusuyla FETÖ'ye onun yurt içindeki ve yurt dışındaki çeşitli algı operasyonlarına karşı da mücadelenin kararlı bir şekilde devam edeceğinin altını çizen Kalın, şunları kaydetti:

"Giderek, küresel bir ihanet şebekesi haline gelen FETÖ'nün imkanlarının, kabiliyetlerinin kontrol altına alınması, Türkiye'ye zarar vermesinin önlenmesi için çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam edecek. Bu noktada özellikle Batı'daki ülkelerin, basın kuruluşlarının, siyasilerin, STK'ların, FETÖ'nün bu propagandasına, algı operasyonlarına karşı dikkatli olması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Bu konuda uyarıyoruz. Zaman zaman Avrupa'dan ya FETÖ'nün ya da bölücü terör örgütünün propagandası mahiyetinde açıklamaların, değerlendirmelerin yapıldığını görüyoruz. Eğer biz terörle mücadele edeceksek bunu tutarlı bir şekilde ve işbirliği içerisinde yapabiliriz."

(sürecek)


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.