Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)
"Terörle ilişkilerinden şüphelenildiği için biz bugüne kadar 120 küsur ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. 3 binden fazla kişi ülkemizden sınır dışı edildi. Türkiye burada üzerine düşeni kararlı, kapsamlı bir şekilde yapmaktadır"- "

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, terörle ilişkilerinden şüphelenildiği için Türkiye'nin bugüne kadar 120 küsur ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduğunu, 3 binden fazla kişinin sınır dışı edildiğini belirterek, "Türkiye burada üzerine düşeni kararlı, kapsamlı bir şekilde yapmaktadır" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, gazetecilere açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.

İstihbarat paylaşımı konusunda ülkelerin daha aktif ve daha yakın işbirliği halinde olmalarının terörle mücadelede önemli olduğunu ifade eden Kalın, Türkiye'nin, Brüksel saldırısında yaşanan hadiseyi ilk defa yaşamadığını söyledi. Kalın, şöyle konuştu:

"Daha önce de benzer şekilde iadeler, sınır dışılar olmuş fakat maalesef, ilgili ülkeler bu kişilerle ilgili gerekli adımları atmadığı için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla yakın bir zamana kadar bizi yabancı savaşçı, terörist savaşçılar konusunda yeteri kadar mücadele etmemekle itham eden çevrelerin artık bu gerçeği görmesi gerekiyor. Biz bugüne kadar 120 küsur ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk, 'no entry' listesi denilen giriş yasağı olan listelere koyduk, bunların terörle ilişkilerinden şüphelenildiği için. Aynı şekilde 100'ün üzerinde ülkeden 3 binden fazla kişi ülkemizden sınır dışı edildi. Maalesef bu son Brüksel saldırılarını yapan kişiler de Paris saldırılarına karışan kişiler de bu sınır dışı ettiğimiz şüpheliler arasında yer alıyordu. Dolayısıyla Türkiye burada üzerine düşeni en kararlı ve kapsamlı şekilde yapmaktadır. Ama bunu muhataplarımızın hayata geçirmesi, takip etmesi de büyük önem arz ediyor."

- "Müslüman karşıtı duyguların tahrik edilmesi"

İbrahim Kalın, Brüksel saldırısı gibi bu tür saldırılardan sonra Müslüman karşıtı duyguların tahrik edilmesi, siyasete alet edilmesi, İslamofobik söylemlerin güç kazanması gibi konuların sistematik olarak karşılarına çıktığını ifade etti. Bunun Brüksel saldırısından sonra yine yaşandığını, sadece Avrupa'da değil, ABD'de de bunların nasıl araçsallaştırıldığının, siyasi malzeme yapıldığının görüldüğünü kaydeden Kalın, şöyle devam etti:

"Bu konularda da siyasi, dini liderlerin, toplum önderlerinin, basının, kanaat önderlerinin büyük bir sorumluluk içinde hareket etmesi gerekiyor. Çünkü Müslüman karşıtı söylemler sadece ve sadece DAEŞ gibi, El Kaide gibi terör örgütlerinin elini güçlendirir. Onlara malzeme sağlar. Bu konuda en üst düzeyde hassasiyetin gösterilmesi gerekir. Bu süreçte bu hassasiyeti sergileyen siyasi liderlere de teşekkür ve takdirlerimizi iletiyoruz. Her şey çok kötü değil, bu konuda iyi sınav veren ülkeler, siyasi liderler, dini liderler de var. Bunların örneklerinin çoğalması, seslerini daha gür şekilde çıkması gerekir."

- Erdoğan'ın ABD ziyareti

Sözcü Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılmak üzere ABD'nin başkenti Washington'a yapacağı ziyarete ilişkin de bilgiler verdi.

Zirveye 60 kadar ülkenin devlet ve hükümet başkanı ile bakan düzeyinde katılım beklendiğini belirten Kalın, Erdoğan'ın bu zirve bağlamında çok yoğun bir programı olacağını, programı elverdiği ölçüde, zirveye katılan ülke liderleriyle ikili görüşmeler yapacağını bildirdi.

Erdoğan'ın ziyaret kapsamında, Türkiye'de yatırımları bulunan büyük Amerikan şirketleri ve iş adamlarıyla da bir araya geleceğini anlatan Kalın, onların Türkiye'deki yatırımlarıyla ilgili dilek ve taleplerini dinleyeceğini ve değerlendireceğini aktardı.

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ayrıca ABD'de yerleşik bulunan Türk toplumunun, Amerikan Müslüman toplumunun temsilcileriyle ve ABD'de yaşayan Musevi cemaatinin liderleri ve temsilcileriyle de bir araya geleceğini kaydetti.

Birtakım düşünce kuruluşu, basın temasları düzenleneceğini, Erdoğan'ın bu yerlerde hitaplarının da olacağını belirten Kalın, bu yoğun programın sonunda da 2 Nisan Cumartesi günü Washington'ın hemen yanıbaşındaki Maryland eyaletinde inşa edilen Diyanet Merkezi'nin açılışını yapacaklarını ifade etti.

İbrahim Kalın, "Burası hakikaten hepimizin gurur kaynağı olan büyük bir merkez, büyük bir ilim, eğitim, ibadet merkezi olarak inşa edildi. Bir külliye olarak faaliyet gösterecek. Orada camisiyle, araştırma merkeziyle, konferans salonlarıyla, kütüphanesiyle çok amaçlı salonlarıyla, misafirhaneyle, restoranıyla vesairelerle hakikaten çok güzel bir eser ortaya kondu. İnşallah yine Amerika'dan hem Türk toplumunun hem Amerikan Müslüman toplumunun hem de Amerikan toplumunun genelinden katılımlarla bu külliyenin açılışını orada gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD'den dönüşünden yaklaşık 10 gün sonra İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağını aktaran Kalın, bu zirvenin hazırlıklarının devam ettiğini, zirve ile Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığını 3 yıllığına devralacağını bildirdi.

- Pakistan'daki terör saldırısı

Pakistan'daki terör saldırısına da değinen Sözcü Kalın, "Lahor'da meydana gelen saldırıyı üstlenen grubun amaçlarının orada kutlama yapan Hristiyanlar olduğu şeklindeki açıklamaya atıfla, bu terör saldırısını tekrar en sert şekilde kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Müslüman, Hristiyan, Sünni, Şii olsun veya hangi etnik, dini gruptan, mezhepten olursa olsun masum insanların böyle katledilmesi asla ve asla kabul edilemez. Hele bu din adına, İslam adına yapılıyorsa, şunu herkesin bilmesi gerekir ki bunun ne bizim dinimizde ne inancımızda ne kültürümüzde hiçbir karşılığı yoktur. Bu olsa olsa barbarlıktır, ondan öte bir şey değildir." dedi. İbrahim Kalın, bu vesileyle dünyadaki bütün Hristiyanların Paskalya Yortusunu tebrik etti.

Suriye'deki gelişmelerle ilgili de bilgi veren Sözcü İbrahim Kalın, Suriye'de Cenevre görüşmelerinin Şubat ayı başında kesintiye uğradığını, daha sonra yapılan müzakereler sonucu 14 Mart'ta yeniden başladığını hatırlattı. Kalın, şunları kaydetti:

"İlan edilen ateşkes anlaşması ya da çatışmaların durdurulması bağlamında da kısmi olarak ateşkesin uygulanmakta olduğunu görüyoruz. Ölümlerin azaltılmış olması sevindirici bir durum fakat savaş bitmiş değil. Suriye'deki kriz bitmiş değil, çözülmüş değil. Hala bu ateşkes ya da çatışmaların durdurulması anlaşması çerçevesinde bile çatışmalar yer yer devam ediyor. İnsani yardımın ulaştırılması konusunda da büyük sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor. Sivillere karşı saldırılar, insani yardımların engellenmesi, kuşatmalar, haksız tutuklamalar ve insanları açlığa mahkum etme gibi uygulamalar da maalesef belli noktalarda hala devam ediyor. Örneğin Şam kırsalı ve İdlib'de insani yardımlar şu ana kadar ancak 150 bin kişiye ulaştırılabildi. Halbuki ihtiyaç sahibi insan sayısı burada 650-700 bin civarındadır. Bu konuda Suriye rejiminin engelleyici tavrını kınadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bu arada, müzakerelerin sonuç vermesi en büyük arzumuzdur. Biz baştan beri hep Suriye'de bir siyasi çözümün ancak bu krizi sona erdirebileceğini söyledik. Bu noktada da Cenevre'de BM çatışı altında devam eden bu müzakerelerin olumlu netice vermesini umut ediyoruz. Ama bunun çok kolay olmayacağını da herhalde hepimiz görmekteyiz."

(Sürecek)


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.