Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)
"Son dönemde bir anlamda Yenikapı ruhunun devamı mahiyetinde olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın 'milli seferberlik çağrısı' da aslında bu sürecin bir devamı olarak okunmalıdır. Zira terör saldırılarına, finansal operasyonlara ve algı operasyonlarına kar

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Son dönemde bir anlamda Yenikapı ruhunun devamı mahiyetinde olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın 'milli seferberlik çağrısı' da aslında bu sürecin bir devamı olarak okunmalıdır. Zira terör saldırılarına, finansal operasyonlara ve algı operasyonlarına karşı özellikle bu üç alanda bir milli seferberlik ruhuyla mücadele edilmesi şu anda Türkiye'nin önündeki engelleri aşacak en önemli çıkış noktasıdır." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yılın son basın toplantısı olması nedeniyle 2016'ya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kalın, ana hatlarıyla bakıldığında 2016'nın tüm dünyada terörün damgasını vurduğu bir yıl olduğunun görüldüğünü bildirdi.

Dünyanın pek çok bölgesinde terörün giderek keskinleşen, yıkıcı hale gelen küresel bir tehdit olduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Kalın, "Bizim hep müttefiklerimizle ve çeşitli platformlarda ifade ettiğimiz gibi küresel tehditlerle mücadele küresel işbirliği gerektirir, terör de bu konuların başında geliyor." diye konuştu.

Kalın, yıl içerisinde özellikle Suriye krizi kaynaklı mülteci meselesinin gündemi meşgul eden konuların başında geldiğini belirterek, Avrupa Birliği ile yapılan mülteci anlaşması çerçevesinde yasa dışı geçişlerin önlenmesi amacıyla Türkiye'nin bir dizi tedbir aldığını ve bu tedbirler sayesinde de mülteci geçişlerinin ciddi şekilde azaldığını ifade etti.

Tüm bunlara rağmen geçen hafta Birleşmiş Milletlerin yayınladığı raporda, yıl içerisinde yasa dışı yollardan çeşitli ülkelere gitmeye çalışan 5 bin civarında mültecinin hayatını kaybettiğinin yer aldığını anımsatan Kalın, şöyle devam etti:

"Bu da maalesef dünyanın, özellikle Avrupa ülkelerinin mülteci meselesinde yeteri kadar kararlı, sistematik ve verimli bir çalışma içerisinde olmadıklarını bir kez daha göstermiş bulunuyor. Fakat özellikle AB ile yaptığımız mülteci anlaşması çerçevesinde Türkiye bugüne kadar üzerine düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirmiştir. Bu vesileyle bizim Avrupa ülkelerine, AB kurumlarına çağrımız, tekraren ifade etmek gerekirse, bu konuda özellikle 18 Mart tarihli Türkiye-AB Mülteci Anlaşmasının gereklerini ivedilikle yerine getirmeleridir."

- Rusya ve İsrail ile normalleşme süreci

Kalın, Rusya ve İsrail ile normalleşme süreçlerinin başlatılmasının da 2016'daki önemli konular arasında yer aldığını hatırlatarak, uçak krizinin ardından Rusya ile önemli bir adım atıldığını ve normalleşme sürecinin haziran itibarıyla başlatıldığını belirtti.

Bunun hem iki ülke ilişkileri hem de bölgesel dinamikler açısından büyük önem arz ettiğinin açık olduğuna değinen Kalın, "Hem 15 Temmuz darbesi sonrasında hem de Suriye krizine çözüm bulma noktasında Rusya ile yürüttüğümüz çalışmalar bildiğiniz gibi özellikle son birkaç haftada Halep'teki tahliyelerin sağlanması neticesini doğurmuş bulunmaktadır." dedi.

Kalın, İsrail ile normalleşme sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şu görüşlere yer verdi:

"İsrail ile ikili ilişkilerimizi normalleştirme süreci bizim Filistin politikamızda herhangi bir değişiklik olduğu anlamına gelmiyor. Tam bağımsız, sürdürülebilir, adil bir Filistin Devletinin kurulması ve kalıcı bir barışın sağlanması Türkiye'nin Filistin meselesindeki ilkeli duruşudur, bunda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Bu barış sürecine zarar veren mesela yasa dışı yerleşimcilerin yasal hale getirilmesi, sayılarının artırılması, coğrafi alanın genişletilmesi ya da Filistin halkına yönelik gerek Batı Şeria'da gerek Gazze'deki ablukanın devam ettirilmesi gibi konularda duruşumuz açık ve nettir."

- "Türkiye 3 terör örgütüyle mücadele eden tek NATO ülkesi"

Yılın en önemli olayının 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişimi olduğuna dikkati çeken Kalın, girişime karşı milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin dirayetli liderliği sayesinde asil bir duruş sergileyerek girişimi püskürttüğünü ve kısa süre sonra Yenikapı ruhuyla bu tür darbe girişimlerine asla prim vermeyeceğini dünyaya ilan ettiğini bildirdi.

Kalın, "Son dönemde bir anlamda Yenikapı ruhunun devamı mahiyetinde olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın 'milli seferberlik çağrısı' da aslında bu sürecin bir devamı olarak okunmalıdır. Zira terör saldırılarına, finansal operasyonlara ve algı operasyonlarına karşı özellikle bu üç alanda bir milli seferberlik ruhuyla mücadele edilmesi şu anda Türkiye'nin önündeki engelleri aşacak en önemli çıkış noktasıdır." diye konuştu.

Darbe girişimi sonrasında girişimin sonuçlarını ortadan kaldırmak ve benzeri girişimlerin tekrarlanmasını önlemek için tedbirler alındığını ve alınmaya da devam edileceğine işaret eden Kalın, "Şu anda Türkiye 3 terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO üyesi ülkedir, DEAŞ'la, PKK'yla onun uzantısı olan YPG/PYD gibi örgütlerle ve FETÖ'yle mücadelemiz kararlı bir şekilde devam etmektedir." ifadesini kullandı.

- Anayasa değişikliği

Kalın, anayasa değişikliği ve cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarının da 2016 yılının önemli gündem maddeleri arasında bulunduğuna değindi. Kalın, "Bu konu artık Meclis çatısı altında belli bir yoluna girmiş durumda. Komisyonda görüşmeler, tartışmalar devam ediyor. Bununla ilgili de en kısa zamanda Meclis süreci tamamlanmak suretiyle konunun milletimize götürülmesi, bir referandumla bu konunun sonuçlandırılması Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması noktasında atacağı en önemli adımlardan bir tanesi olacaktır." dedi.

Darbe girişimi, terör saldırıları, finans operasyonlarına rağmen büyük projelerin hayata geçirilmesi konusunda kararlılık içinde çalışmaya devam edildiğine işaret eden Kalın, bu doğrultuda Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli açılışlarının gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tünelinin açılışının da bugün gerçekleştirileceğine dikkati çeken Kalın, "Bütün bunlar aslında Türkiye'nin bünyesinin ne kadar sağlam olduğunu, bütün bu darbe girişimlerine, terör saldırılarına, algı operasyonlarına rağmen ülkemizin bir milli seferberlik ruhuyla bir arada, birlik içinde bu mücadeleyi sürdürdüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır." dedi.

- "Çukur siyasetinde kendileri gömülüp kalmışlardır"

Kalın, terörle mücadele konusuna da değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Terörle mücadele bağlamında bölücü terör örgütünün zaman zaman bunu adeta Kürt vatandaşlarımıza karşı yürütülen bir mücadele gibi yansıtma çabaları da boşa çıkmıştır. Çukur siyasetinde kendileri gömülüp kalmışlardır. Burada bunun altını bir kez daha ısrarla çizmek istiyorum, bugün gerek Türkiye'de PKK'ya, bölücü terör örgütüne, gerekse Suriye topraklarında PYD/YPG gibi terör örgütlerine karşı verilen mücadele asla ve kat'a Kürt vatandaşlarımıza ya da Suriye'deki, Irak'taki, başka yerlerdeki Kürt kardeşlerimize dönük bir mücadele asla değildir. Tam tersine yıllarca bu terör örgütlerinden en fazla zarar gören, zulüm gören yine Kürt vatandaşlarımız olmuştur ve şimdi bu vatandaşlarımız artık bu örgütün de gerçek yüzünü görmek suretiyle arasına açık ve net bir mesafe koymaktadır. Bu çerçevede yürütülen algı operasyonlarına karşı da hepimizin dikkatli ve duyarlı olması büyük önem arz ediyor."

Kalın, 2016'da yoğun bir programı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 ülkeye 22 yurt dışı ziyaret, 24 ile de 31 ziyaret gerçekleştirdiğini bildirdi.

Erdoğan'ın resmi programları çerçevesinde 52 devlet ve hükümet başkanının Türkiye'yi ziyaret ettiğini söyleyen Kalın, bu ziyaretlerde görüşmeler gerçekleştirildiğini belirtti.

Kalın, Türkiye'de yıl içerisinde birçok uluslararası toplantı yapıldığına işaret ederek, nisan ayında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Liderler Zirvesi'nin Türkiye'nin dönem başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Zirve kapsamında önemli kararlar da alındığını belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İİT dönem başkanı olarak özellikle İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik ve sosyal problemlerin çözümüyle ilgili yoğun mesaisinin devam ettiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesinin ilk toplantısının da İstanbul'da yapıldığını hatırlatan Kalın, üst düzey katılımların gerçekleştiği zirvede giderek kronikleşen, yerlerinden edilmiş insanlarla ilgili sorunların çözümüne dönük toplantıların yapıldığını ve kararlar alındığını aktardı. Kalın, "Hamdolsun Türkiye özellikle mazluma sahip çıkma, mağdura sahip çıkma noktasında dünya ülkelerinin çok çok önünde bir kayıtla bu insani zirveye de ev sahipliği yaptı." dedi.

Kalın, Türkiye'de gerçekleştirilen üçüncü büyük önemli zirvenin de Dünya Enerji Kongresi olduğunun altını çizdi. Kalın, "Özellikle enerji politikalarının yeniden şekillendiği, dünya siyasetini belirlediği bir dönemde böyle bir zirveye, kongreye ev sahipliği yapılması da ayrıca önem arz ediyor." ifadesini kullandı.

(Sürecek)


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.